Rewrite The Stars

293 25 38
                                    

"Yansana be!"

Siyah ojeli parmaklarını sigarasına siper yapıp çakmağı yakmayı tekrar denedi.

Ateş başta yanıyor ama ardından inatla esen rüzgar,o yanan minik ateşi de alıp götürüyordu.

"Sikeyim!"
Bir kaç denemeye rağmen ateşi yakmayı başaramadığında sinirle mırıldandı ve
sigarasını dudaklarının üstünden çekti.

Ardından sakinleşmek için kendine zaman tanır gibi bir süre gözlerini çevrede gezdirdi.Gelişi güzel yapılmış topuzundan bir kaç tutam saçı ensesine dökülmüş kaşındırıyordu ve bu da zaten var olan sinirini ikiye katlıyordu.

Parmaklarının arasındaki sigarayı sinirle yere fırlattı ve üşüyen ellerini çakmakla birlikte cebine yerleştirdi
Bugün her şey üst üste gelmişti.O marketteki aptal şişkonun kendisine asılması da bu var olan sinirin sebeplerinden biriydi elbette.O salak saçma yılışık tavırlar..
Aklına geldikçe midesinin bulanmasına engel olamıyordu.

Ona doğru gelen arabayla düşüncelerinden yavaşça uyandı.Heyecanla yerinde kıpırdandı ama bu arabanın beklediği araba olmadığını gördüğünde tekrar hayal kırıklığıyla bedenini gevşetti.

Kolundaki saate baktı.Abisi onu alacağını söylediğinden beri fazla gecikmişti.

Derin bir nefes aldı ve abisini beklerken gözü çevrede gezinmeye devam etti.Bir kaç metre ötede gördüğü şeye gözlerini kısıp daha dikkatli baktı.

Bu az önce markette gördüğü çocuk olmalıydı.Yan yana olmasalar da birlikte çıkmışlardı o aptal yerden.Aynı yöne gittikleri açıktı.Ve şimdi karşı kaldırımın ilerisinde açılan aralığın girişindeki bir mekanın kapısının önünde durmuş öylece bekliyordu.Onu bu kadar kolay çıkarmasının sebebi katkısı olsa da mekanı aydınlatan sokak lambaları değil,giydiği pijamalardı tabi ki.

Onu markette gördüğü zaman da aklından geçen tek şey bu saatte üstelik böyle ıssız bir yerde adamın,üstünde pijamayla ne işi olduğuydu.

Deli olduğunu düşünmüştü başta ama kurduğu cümleler gayet dengeli ve bilinçliydi.Pijama partisine gelmiş de olabilirdi ama daha sonra bir erkeğin pijama partisinde ne işi olur diyerek bu düşünceden de vazgeçmişti.Gerçi bu çocuğun hareketleri ondan daha narindi ve yüzü bir erkeğin sahip olamayacağı bir güzelliğe sahipti.Feminen olabilir miydi?

Üşüyen ellerini cebinde ısıtırken hafif parmak uçlarına kalktı ve orada neler olduğunu görmeye çalıştı.

Pijamalı çocuğun karşısındaki kapı açılmıştı ama neden hala içeri girmiyordu ki?

Kapının diğer tarafında ise ondan biraz daha iri bir adam var gibiydi.Bu da tabi adamın arkasından yansıyan evin ışıkları sayesinde görebildiği kadarıydı.

Sevgilisi falan mıydı karşısındaki? Çocuğun gay olduğunu düşünmemişti.Feminen olduğu düşüncesi daha baskındı şimdi ihtimalleri arasında.

Peki ama neden hala içeri girmiyordu?
Kavga mı etmişlerdi?
Kim bilir ne oluyordu orada?

Bu sırada saatlerdir abisi sanıp umutlandığı arabaların aksine bu sefer gerçekten abisine ait olan araba ona doğru yaklaşıyordu.Yüzüne doğru yanan farlarla heyecanla yerinde zıpladı.

Aynı anda izlediği çocuk elinde az önceki marketten aldığı cips poşetleri ile karşısındaki dövmeliyle bakışıyordu.Arkalarındaki ağaç sokak lambalarının altında uçuşan sineklerin aksine rüzgarın etkisiyle nazikçe sallanıp dalgalanıyordu.

Dövmeli kapıyı açtığı anda arkasındaki ışık miniğin yüzüne yansımıştı.

Dövmeli,daha yaşadığı şoku atlatamadan çocuk elindeki poşeti onun kucağına sıkıştırdı ve hızla içeri girdi.

Ay KuşağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin