Hymn For The Weekend

271 27 48
                                    

"İşte budur!"
Gözlüklü olan ellerini birbirine çırparak havada döndüğünde diğer üçü ona yan bir bakış atmıştı.Kendini sahada mükemmel bir hareket yapmış olarak falan mı görüyordu?Neydi bu gereksiz kareografi şimdi?

Alt üstü bir şeyler çekmiş,kafaları güzel şekilde kızlarla olmuşlardı.

Diğerleri için bu kutlanılacak bir şey değildi ama gözlüklü olanın nadir sexlerinden en düzgünü olduğu düşünülürse hareketin pek de abartı olduğu söylenmezdi.

Onun aksine en yakın arkadaşı her ne kadar ona tezat saçsız olsa da tip konusunda ondan önde sayılırdı.
Vücudundaki tehlike çanları çalan yaraları,iri kasları,sert mizacı ve kendinden emin halleri "ben bu grubun lideriyim"diye adeta çığlık atıyordu.

Diğerlerine göre bilinci daha yerindeydi kel olanın.Ama bu bilincin bedeli olarak ortaya çıkan acımasızlığı adeta gözlerinden okunuyordu.
Sürekli kullandığı aşikardı.
Bilincinin yerinde olmasının sebebi de bu olmalıydı.
Alışıktı fazlasıyla ama bu alışkanlık onda öfke sorunları çıkarmaya başlamıştı ki en ufak bir hataya bile tahammülü yoktu.

Diğer ikili ise onlardan bağımsız gibi yalpalayan adımlarla yürüyordu arkalarında.

Birinin boyu diğerinden daha uzun, siyah saçları dağınıktı.
Kemerli burnu, çekik gözlerine ve ince dudaklarına fazla uyumsuzdu ki diğerlerine göre tip konusunda en geride olanlardandı.

Tabi gözlüklüden sonra.

Gözlüklünün yakışıklılık sıralamasındaki sonunculuğunu henüz kimse geçememişti.

Bu çirkinliği yıllardır en büyük sorunu olmuştu onun.
Gittiği hiçbir yerde hiçkimse tarafından beğenilmemiş ve eziklenmişti.Bu sebeple liseden beri kimse ile ilişki yaşayamamış ve bu da artan ergenlik hormonlarını öfkelendirip zamanla onu azdırmıştı.
Şimdi ise aklından insan becermekten başka şey geçmeyen bir sapık olarak biliniyordu gittiği ortamlarda.
Tabi buna,şu an da dahil,arkadaşlarıyla aldığı maddelerin katkısı da çoktu.

Tip konusunda en iyi olansa uzun olanın yanındaki kahkülleri alnına dökülmüş olandı.Tipine bakıldığı zaman fazla yakışıklı olduğu söylenmezdi ama bu grubun içinde adeta solmuş çiçeklerin yanındaki bir gül gibiydi.

Diğerlerinin aksine koreli değildi o.Kel olan gibi Amerika-Kore melezi de değildi tabi.
Tayland'ın tam göbeğinden gelmişti.

Orada yaygın olan eşcinsellik ve bu sebeple orada yaşadığı zorbalıklar birleştiği için koreye kaçmış eşcinselliğin harfini gördüğü yerde bile sinirden deliye dönecek hale gelmişti.

Başarılı,iyi bir aile çocuğu olmuştu halbuki hep hayatı boyunca ama ne işe yaramıştı? Sadece daha fazla işkence..
Neyseki şu önlerindeki kel olan karşısına çıktığında sattığı o ilaçları almıştı da,şu an da dahil, her gün uçmanın tadına varıyordu.

Dördü bu kadar farklı özelliklere ve yaşamlara sahip olmasına rağmen hepsini birleştiren tek ortak nokta,şu an kanlarında bulunan maddenin aynı olmasıydı.

Gözlüklü olan yalpalayan adımlarla arabanın kapısını açıp ön koltuğuna bindiğinde uzun olan da aynı şekilde yerleşmişti arka tarafa.

Şoför koltuğu ise şu an arkaya binmeye çalışan ama bulanık zihninden dolayı ayağını bir türlü yerine koyamayan kahküllünün aksine kel olan tarafından ele geçirilmişti.
Araba kahküllüye aitti ama şu an ne sürecek durumdaydı ne de kel olana karşı çıkma cesaretini alabilecek durumda.Bu yüzden sadece susup kenara çekilmeyi tercih etmişti.

Rastgele bir müzik seçti gözlüklü olan da bu sırada.Şu an çalan şarkının ritmini veya sözlerini algılayabilecekleri bir durumda değildi.Yalnızca şu arabanın içinde ilk defa yaptığı üçlü seksi düşünüp yol boyunca zihnini zevk dolu dakikalara bırakırken arkada bir şeyler çalsın istemişti.

Ay KuşağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin