5 | tanrıma kendimi sunuyorum

125 17 60
                                    

(Öneri: Torna a Casa - Maneskin dinleyerek yazdım, siz de bunu dinleyerek okuyabilirsiniz.)

"Tanrıma kendimi sunuyorum, her şeyimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Tanrıma kendimi sunuyorum,
her şeyimi.
Bütün bedenimi ve
geriye kalan ruhumun hepsini..."

23 Haziran 1912

"Şunu uzatır mısın, Riki? H-hayır bak şuradaki, yeşil olan. Ah, teşekkürler!"

Yerden kaldırdığım başımı yine toprağa bıraktım. Eşsiz bir kokusu vardı: Acı, geniz yakan fakat yine de duyduğum en ferah ikinci koku...

"Kaldır şu kafanı yerden! Her yerin toprak oldu, Riki. İstediğin her yerde uyuyamazsın!"

Parmaklarımı geçirdiğim toprağı avuç içime alıp havaya kaldırdım. Rengi kestane balı gibiydi. Koyu ve parlaktı. Uzun zaman önce bu rengin en sevdiğim renk olduğuna karar vermiştim lakin ressam haftalardır bu rengi bana göstermekten acizdi.

Parmaklarımı aralayıp bal rengi toprağın rüzgarda uçuşmasına izin verdim. Saçlarımın arasına giren küçük toprak parçalarını göz ardı ettim. Birkaçı yüzüme de çarptı, gözlerimi kapattım.

"Lanet olsun, Riki! Kaldır şu kafanı."

Saçlarımın arasında iki el de hissettiğimde gözlerimi açıp elleri kendimden uzaklaştımak adına ittim.

"Saçlarıma dokunma."

Beyaz teni bahçede, güneşin altında çalışmaktan dolayı yanan ve buğdaya evrilen oğlanın yüzünde gezdirdim gözlerimi. Uzun bir yüzü ve özensiz kesilmiş siyah saçları vardı. Gözlerini kapatıp başını iki yana sallarken hayıflandı.

"Madem uyuyacaksın git yatağında uyu. Ne diye buraya geliyorsun?"

Yüzümü buruşturup sırtımı ona döndüm. O boğucu yatakhanede yatmaktansa toprakta yatmayı yeğlerdim.

"Beni rahat bırakır mısın, Heeseung? Çok konuşuyorsun!"

Birkaç hışırtı duyduğumda işine geri döndüğünü anlayıp sırt üstü uzandım. Gökyüzü bulutlu fakat hava oldukça sıcaktı. Bu bir kutuda hapsediliyormuşum gibi hissettiriyordu ki hiç hoş bir his değildi.

Sesime artık o kadar da yabancı değildim. Uzun bir zamandan sonra ilk kez konuştuğum günün ardından birkaç gün boyunca tek kelime dahil edememiştim. Bu acıdan dolayıydı, her anlamda.

Heeseung'un kopartıp bir kenara fırlattığı değersiz otlardan birini aldım ve bulutlardan dolayı belli belirsiz gözüken güneşe doğrulttum. Dudaklarım gerilmiş, son zamanlarda yüzümden düşmeyen o ifade yerini almıştı.

ᴛᴇᴍᴘᴇsᴛᴀ • sᴜɴᴋɪHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin