"Ellerine bak!"
•
12 Nisan 1912
Birkaç haftadır yaptığımız gibi akşam öğününü atlayıp boş midelerimizle odalarımıza çekilirken Seonwoo, uyumak için giyindiğim bol kıyafetimi çekiştirdi.
"Yemek yemiyor muyuz?"
Yüzümün altına doğru eğilip yukarıya bakan gözleriyle sorduğunda ona bakmakla yetindim. Konuşmayacağımı bilmiyormuş gibi davranıyordu. Belki de dalgınlığıma gelip konuşacağıma inanıyordu fakat yanılıyordu.
Merdivenleri çıkarken bile Jungwon'un elini bırakmayan Jeongseong, sorunun kendisine sorulmamasını umursamayarak cevap verdiğinde hemen önümdeki Seonwoo'yu izliyordum.
"Günde tek öğün yiyoruz, yemek alacak para yok."
Odaların bulunduğu kata çıktığımızda güldü Seonwoo. Titreyen omuzlarını izlerken yanında yürümeye başladım.
"Nasıl yani? Yiyecek yardımında bulunan zengin iş adamları yok mu?"
Odaya girdiğimizde sorduğu soruyla birkaç kişinin bakışları bizi buldu. Seonwoo umarsamadı ya da fark etmemişti. Yatağına doğru ilerlerken Jungwon'a yanaşmaya çalışıyordu.
Yanından geçtiği, bizden daha büyük duran oğlan Seonwoo'nun kolunu tuttuğunda adımlarımı hızlandırdım. Oğlanın gözlerinde sinik bir korku vardı ki bunu siniri örtbas ediyordu.
"Emin ol o zengin iş adamalarını burada görmek istemezsin."
Seonwoo kendisinden hayli uzun olan oğlana bakmak için başını kaldırdığında uzun saçları sırtına döküldü.
"Yine de doymuş olacaksınız, öyle değil mi? Üstelik bunun neresi kötü?"
Oğlan gözlerini kısıp yüzünü Seonwoo'nunkine yaklaştırdığında aralarına girecektim ki bunu benden önce Jeongseong yaptı. Elini oğlanın elinin üzerine koyup yavaşça Seonwoo'dan ayrılmasını sağladıktan sonra gülümsedi. Seonwoo'yu kolundan tutup hemen yanıma çektim.
"Heeseung, o daha yeni geldi. Bu kadar kaba davranma. Herkes senin gibi uzun süredir burada değil, bilmemesi normal."
Heeseung histerik bir şekilde kahkaha attığında hemen önümdeki Seonwoo bir adım geri attı ve göğsüme çarptı. Geldiğinden beri ilk kez böyle bir tepki vermişti. Başını eğip ellerine baktığında kollarımı omuzlarına sardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛᴇᴍᴘᴇsᴛᴀ • sᴜɴᴋɪ
Mistério / Suspense"Eğer ki kabul edersen, tanrıma kendimi sunuyorum." Yetimhanede tanışan bir grup genç peşlerini bırakmayan geçmişlerinin kendilerini sürüklediği yere, İtalya'nın arka sokaklarındaki kirli ellere düşerler lakin kurtuluşu temiz kalmaktansa kirlenebi...