3 | pis, küçük hırsız

163 23 22
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Pis, küçük hırsız!"

3 Mayıs 1912

Bahçemizdeki beş küçük çukurun içi dolup üzeri kapatılalı çok olmamıştı ki buraya geldiğimden beri hiç görmediğim kadar yemek görmeye, günde sadece bir öğün yemekle kalmayıp üç ayrı öğün yemeye ve üstelik israf bile etmeye başlamıştık. İnsanların başkalarının hayatını ne kadar umursamadığının kanıtıydı bu, hâlâ boğazımızdan yemek geçebiliyordu.

Müdire Evie'nin odasından duyulan konuşmayı dinledikten sonra şimdiye kadar neden bu yardımı almadıklarını merak etmiştim. Üstelik Müdire Evie'nin dediğinin aksine Darian denen adam henüz gelmemişti bile.

O günden sonra Heeseung pek iyi değildi. Bazen hareketsiz durup saatlerce boşluğa bakıyordu. Mutfağa yeni giren yiyecekleri ise yemeyi reddediyordu, çok zayıflamıştı. Müdire Evie bunu anlayışla karşıladı neyseki. Hatta arka bahçedeki fideleri yetiştirme görevini ona verip oradan beslenmesini söyledi.

Mayıs ayına girdiğimizden dolayı geceleri artık çok da soğuk değildi fakat Seonwoo hâlâ yerlerin soğuk olduğunu ve Jungwon'un kendisini istemediğini bahane ederek benim yanımda yatıyordu. Yazın nasıl bir bahane uyduracağını merak ediyordum. Sonuç olarak yaz aylarında geceleri yerde yatmayı tercih edenler bile oluyordu. Dürüst olmak gerekirse bir bahaneye ihtiyacı yoktu, yanımda yatmak istediğini söylemesi yeterliydi fakat Seonwoo yeterince dürüst değildi, olmadı da.

Dışarısı oyun oynayıp oradan oraya koşturmak için çok sıcak olduğundan yatakhanedeydik. Jungwon Jeongseong'un yanına uzanmış, üzerimizdeki yatakta hayaller kuruyordu. İlk geldiği günden oldukça farklıydı, Seonwoo'dan bile hırçındı. Neyseki Jeongseong'un yanından ayrılmıyordu da başını derde sokmuyordu. Seonwoo da bundan memnun görünüyordu, kardeşinin Jeongseong'la fazla vakit geçirmesini sorun etmiyordu artık. Ona Jeongseong'dan daha iyi bakabilecek biri olmadığını kabul etmiş gibi duruyordu.

Jungwon uçuk hayallerinden birini daha dillendirdiğinde Jeongseong'un aksine ciddiyetini koruyamayıp kahkaha attı Seonwoo. Yanımda uzanırken gülmekten iki büklüm olmuştu.

"Ne?.. Zengin olacağından o kadar eminsin ki alacağın atın adını dahi koydun mu? Çok komiksin Jungwon!"

Gülmeye devam ettiğinde Jungwon'un sinirli sesi duyuldu yukarıdan.

"Komik olan sensin! Zengin olduğum zaman seni evimize almayacağım, göreceksin. Değil mi Jeongseong? Hm?.."

Jeongseong emin olmadığını belli eden mırıltılar çıkarttığında Seonwoo daha çok güldü. O kadar şiddetli gülüyor ve bir yandan beni de sarsıyordu ki yatakta daha fazla duramayıp yere yuvarlandım. O ise hâlâ gülmeye devam ediyordu, gülümsedim.

ᴛᴇᴍᴘᴇsᴛᴀ • sᴜɴᴋɪHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin