12 | arzularımın kokusu her bir yana sinmiş

107 16 32
                                    

"Çünkü unutulmadığından emin olmak istiyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Çünkü unutulmadığından emin olmak istiyor."

  Hemen yanımızdaki tezgahtar kalabalıktan yükselen sesleri bastırabilecek kadar yüksek sesle bağırdığında yüzümü buruşturdum. Dondurma arabasının üzerini kışın ortasında satabileceği birçok şeyle donatmıştı.

  Hafta sonu olduğundan dolayı şehir içi kalabalık ve dükkanlarla dolu olan bu sokak ise tıklım tıklımdı.

  Dondurma arabasının arkasına doğru ilerleyip sırtımı taş duvara yasladıktan sonra ayaklarımı çaprazladım ve cebimdeki deri cüzdanlardan birini çıkartıp içini kurcalamaya başladım.

  Çok değil, sadece birkaç tane banknot ve madeni para vardı cüzdanın içerisinde.

  "Durumu bizden daha vahimmiş meğersem adamcağızın." dedi bir anda yanıma sokulan Joe.

  O kıkırdarken hiç değilse banknotları alıp cebime attım ve içerisinde sadece madeni para kalan deri cüzdanı yere attım.

  "Son zamanlarda insanlar iki cüzdan taşıyor," dedim sakince ve cebimdeki diğer iki cüzdanı çıkartıp açarken devam ettim. "hırsızlığın artmasından dolayı olsa gerek."

  Yere attığım cüzdanın aksine benim aldığım bu iki cüzdandan biri bir öncekinin benzeriyken diğeri azımsanmayacak derecede doluydu.

  Cüzdanları boşaltıp yere attıktan sonra banknotları cebime yerleştirirken yanımda öylece durup şaşkınlıkla cebime giden elimi izleyen Joe'ya baktım.

  "Fakat ikisini de aynı anda alabilirsen, hepsi senin olur."

  Kaşlarını kaldırıp dudaklarını birbirine bastırırken burnundan hızlı ve kısa bir nefes verdi. Ağırlığını tek bacağına verirken eli kısa sarı saçlarında gezindi.

  "Bunu sana kim öğrettiyse işinin ehli olmalı."

  Bahsettiği şey el çabukluğu ve hafifliği, kimi zaman kullanılması icap eden tatlı dil ve hızlı düşünüp harekete geçmekti ki bunlara sahip birisi kalabalıkta gözüne kestirdiği kişinin farklı ceplerindeki iki cüzdanı da kolaylıkla alabilirdi.
 
  Omzumu silkip ellerimi ceketimin ceplerine girdirdim ve sırtımı taş duvardan uzaklaştırıp hafifçe esnedim.

  "Öğrenmek zorunda kaldım, tek başıma ve bu sokakta."

  Kalabalığa doğru yürüyüp içlerinden biri gibi tezgahlara ilerlemeden önce göz ucuyla sarışın oğlana bakıp mırıldandım.

  "Bu durumda aylardır bir nebze öğrenememen aptal olduğunu gösterir."

  Bodrum katta yaşamaya başlayalı neredeyse iki yıl olmuştu ve şu anda ikinci kışımızın ortalarındaydık. Henüz kar yağmamasına rağmen soğuk lakin aydınlık bir gündü. Bundan dolayı olacak ki cadde en az yazın olduğu kadar kalabalıktı.

ᴛᴇᴍᴘᴇsᴛᴀ • sᴜɴᴋɪHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin