15.Bölüm: "Aile"

87 10 24
                                    


"Sevdiğin hayatı yaşa,
Yaşadığın hayatı sev."
- Bob Marley

🌼

Fırat ile kahvaltı ederken o kadar çok gülmüştüm ki karnıma ağrı girmişti. O da çok gülmüştü ve çok güzel gülüyordu.

Ona baktım bir insanın her şeyi nasıl bu kadar güzel olabilirdi ki? Yada daha doğrusu ben niye böyle düşünüyordum?

Yoksa ona aşık mı oluyordum? Ama ya o bana aşık olmazsa? Ben dayanamam ki o acıya zaten babam iyileşince boşanıcağız..

Yemekten sonra Annemlere geldik Yengem kapıyı açtı "Gelin gelin." Fırat babamın yanına geçerken yengemi kenara çektim "Yenge.." bana büyük gözleriyle baktı "He?"

"Dün Fırat beni öptü..İlk defa..şey dudağımdan." Yengem tam çığlık atacakken ağzını kapadım "Ya yenge dur."

Gülümsedi ve bana baktı "Peki sen nasıl hissettin hı? Hı ? Uçuştu mu kelebekler? Attı mı kalbin hızlı hızlı?" Yanaklarım yanarken alt dudağımı ısırdım "Ya yenge utandırma beni."

Yengem saçımı okşadı "Oy benim kız kardeşim, Birtanem biliyordum hep içime doğuyordu sizin birbirinize kenetleneceğinizi biliyordum."

Gözlerimi kaçırdım "Yok öyle bir şey yok yani Fırat bana dün sana aşık olmak istemiyorum dedi..yani önce ben dedim ama bilmiyorum." Yengem güldü "Ah bende neler neler istemiyordum aha dokunma bana diye cırladığım Ömer'den çocuğum olacak."

"Sahi ya abimler nerde?"

"Annenle mutfaktaki ben salona geçeyim gelirsiniz." Gülümsedim ve mutfağa doğru adımladım tam kapıyı açacakken aralık olduğunu gördüm.

"Ya Anne bak kurcalamicaksın Perinin aklını onun kanı kesinlikle uyuşmuyor ne babamla nede seninle bunu öğrenirse neler olucağını biliyorsun değil mi? Peri Babama kan veremez ben zaten veremiyorum çünkü kan grubum senin kan grubundan Babamın ki de farklı Perininki zaten hiç birimizle uyuşmuyor eğer şimdi Peri hastaneye gider ve ben bu adamın kızıyım derse doktor ondan da kan örneği isteyecek sonra da ortaya Perinin bizim ailemizden olmadığı çıkacak. Peki sonra ne olacak? Anlatayım Anne sen sadece emin olmak uğruna benim biricik kardeşimin dünyasını başına yıkacaksın ben eminim onun kan grubu uyuşmuyor sen sadece yıllardır yalan söylediğin için emin olamıyorsun."

Elim ayağım titremeye başladı Abim ne diyordu öyle? Eğer şimdi her şeyi bildiğimi söylesem Babam..yada baba olarak bildiğim o adam çok üzülecekti ve bu hastalığını daha kötü olarak etkileyecekti.

En iyisi sadece Abimle konuşmaktı.

Yutkundum ve salona girdim Fırat ayaklandı "Peri iyi misin? Rengun gitmuş." Başımla onaylayıp oturdum Yengem yanıma gelip elimi eline aldı "Ay Peri? Ne bu halin?" Yutkundum "İyiyim iyi."

Abim salona girdi beni görür görmez yanıma oturdu beni göğsüne yaslayacakken ben Fırata sokuldum Fırat şaşırsana kollarını bana sardı.

Biraz oturduktan sonra ayaklandım "Biz kalkalım yarın sabah erkenden gideceğiz zaten..Abi gelsene sen."

Çıkınca Arabanın kapısını açıp torpidodan silahımı aldım iki günlük de olsa araba kiralamıştık.

Abime arka bahçeye gelmesini işaret ettiğimde ikiletmedi Fırat'ta peşimden geldi "Peri noli? Bu silah nedur?"

Fırata baktım "Karışma sen." Abim karşımda dikilince Silahımı ona doğrulttum "Ben bu hayatta en çok sana güvendim..ve sen,sen bana hayatım boyunca yalan söyledin birde marifetmiş gibi normal bir şeymiş gibi bu yalanın ortaya çıkmaması için her şeyi yapıyorsun."

Gözlerim dolmuştu "Peri? Güzelim ne diyorsun." Burnumu çektim "Ne mi diyorum? Yabancıymışız diyorum! Ben senin biricik kardeşin değilmişim ki.." Abim başını onaylamazca salladı "Hayır öylesin.. kim ne derse desin benim umrumda değil o testler falan hepsi boş."

"Kızım yapma." Annemi görünce yutkundum "Ya ben sana anne dedim ya anne..hiç mi için cız etmedi bana kızım derken? Hiç mi kendini kötü hissetmedin yalan söylüyorsun diye?" Anneme gözleri dolunca Fırat karşıma geçti.

"Peri çek şunu ya." Değip elimden silahı aldı ona dolu gözlerle baktım ve gitmeye başladım Abimle Fırat peşimden gelecekken Yengem onları tuttu "Bırakın düşünsün."

Eskiden bunaldığımda hep gittiğim uçuruma gittim ve ucuna oturdum. İçimden deli gibi ağlamak geliyordu yutkundum ve ağlamaya başladım.

Ne kadar ağladım bilmiyorum ama çok uzun süre boyunca ağlamıştım. Birisi yanıma oturunca ona baktım.

Fırat bana bakıp gülümsedi "Çok güzelsun." Başımı çevirdim "Yalan söyleme makyajım aktı gözlerim şişti."

Fırat yüzümü avuçlarının arasına aldı "Ben güzel buliyrum senun duşüncen umrumda değul..İyi misun hı?" Başımı onaylamazca salladım "Çok kırgınım Fırat çok acıyor kalbim."

Fırat saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı "Nasul dindireceğum ben o acıyı?" Kaşlarım çatıldı "Sen mi dindireceksin?" Fırat başıyla onaylayınca ona biraz daha yanaştım "Bilmiyorum bu acı diner mi onu bile bilmiyorum."

Yutkundu ve dudaklarımızı birleştirdi önce bir tepki vermesinde sonra kollarımı boynuna doladım ve ona karşılık vermeye başladım.

Çok sürmeden ayrıldık ve nasıl olduysa gerçekten bir anlık da olsa zayıflamıştı kalbimdeki sızı. Başımı Fıratın göğsüne koyduğumda kıkırdadı "Oy utanma da." Başımı daha çok göğsüne gömdüm "Ya Fırat utandırma o zaman."

Fırat yavaşça saçlarımı okşamaya başladı "Yaşaduklarun çok zor ama bence bir konuş ailenle önce, açıklasınlar sağa her şeyi." Burnumu çektim ve Fırata baktım "Sen de yanımda ol ama."

Gülümsedi "Ben hep yanundayum."

****

Evin önüne gelince Fıratın elini sıkı sıkı tuttum "Sakın bırakma elimi olur mu?" Fırat elimi öpüp gülümsedi "Sen bırakmazsan bırakmam."

Ayak uçlarıma çıkıp yanağına küçük bir öpücük bıraktım ve zile bastım kapıyı annem şişmiş gözlerle açınca içim acıdı "Gel Kızım gel nolur konuşalım." Başımla onayladım ve salona geçtik.

Babam da burdaydı "Bak kızım sana her şeyi baştan anlatıcam sen doğduğun gün benim de bir kızım doğdu ama doğumdan iki saat sonra öldü. Ben o kadar çok üzülmüştüm ki koridorda ağlamaya ağlaya giderken bir kız gördüm bana on altı yaşında olduğunu ve eğer bu çocuğu eve götürürse ailesinin onu öldüreceğini söyledi."

Annem yutkundu "Seni bana gösterdiğinde gözlerini açıp bana baktın, sanki Allahın bir hediyesiydin sen. Kız seni kucağıma verdi ve bana baktı ve ona iyi bakın ve asla evlatlık olduğunu söylemeyin mutlu büyüsün dedi, bende onayladım ama kızdan ismini söylemesini istedim yani belki bir gün ortaya çıkar da sen onu bulmak istersin diye ama o vermedi. Seninle bir bağının olmadığını söyledi ve gitti. Sonra ben her şeyi babana anlattım Abin daha küçüktü beş yaşındaydı o seni ölen kardeşi zannetti ama sonra abin bu gerçekle on beş yaşında yüzleşti biz babanla konuşurken bizi duymuş ve çok sinirlenmişti. Ama Peri bak sen ne dersen de, sen benim kızımsın seni ben büyüttüm ben emzirdim."

Dolu gözlerle Annemin yanına gittim ve sarılıp ağlamaya başladım "Annem."

Abim yanıma geldi kıkırdadım ve ona da öyle bir sarıldım ki, yere düştük ama o hiç umursamayıp yüzümün her yerini öpmeye devam etti.

Babama da sarıldığımda tekrar Anneme baktım "Anne? Eğer kızın ölmeseydi, yinede alır mıydın beni?" Annem gülümsedi "Tabii alırdım sen bana Allahın yolladığı bir mazlum bir hediyesin seni asla geri çevirmezdim."

Allah'ıma şükürler olsun bana böyle bir aile hediye ettiği için..

🌼

Yaaa Ben yerim bunları🫶🏼

PalamutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin