1. Bölüm - Çatışma

136 19 21
                                    

Zor durumda kalmadıkça çatışmalara katılmazdım ama şimdi, zor durumun tam ortasındaydık. Bana gelen kurşunlardan son anda kurtuluyordum. Hedefimiz olan adamı bahçe çıkışına doğru koşarken gördüm ve kan gölünün içinden ona doğru koşmaya başladım. Koşarken "Sertan!" diye bağırdığımda o da görüp koşmaya başladı. Hedefimi kaçırmayacağımı bildiğimden adamın yönüne doğru ufak bir hesaplamayla ateş açtım ve kurşun tam adamın kafasına isabet etti. Sertan güldü ve ben de ona sırıttım. Göz ucuyla Ateş'e baktığım an Ateş'in son anda elini çekmesiyle kurşun silahı tutan elini delmek yerine sıyırarak geçti ve elindeki silah yere düştü. İkimizden biri zarar gördüğünde kanlı oyunlarımızı oynamayı bırakıp kaçıyorduk, Sertan ve adamlarımız da işi bitiriyordu. Hemen Ateş'in yakasından tutup onu çekiştirdim ve silahını da alarak kurşunların arasından arabayı bıraktığımız yere koşmaya başladık. Arabaya binip çalıştırdım ve Ateş de arabaya binince gazı kökledim.

"Peşimizden gelen var mı?"
Arkasına baktı ve "Fick deine Mutter!" (Alm. Ananı si*) diye bağırdı ve hemen sonra kurşunlar arka cama vurmaya başladı. Camı özellikle kurşungeçirmez yaptırmıştım, çünkü genelde biz oyunu başlatanlar olarak sahadan ayrıldığımızda peşimize birileri takılıyordu. Ama cam daha fazla dayanabilir miydi bilmiyordum, çünkü daha önce de çoğu kez kurşunlanmıştı ve adamlar resmen 10 saniyede 10 kurşun atmaya başlamışlardı bile.

Başımı eğdim ve Ateş de yine koltuğa oturup başını eğdi. "Sadece 1 - 2 araba değil tam 5 araba gelmiş! Bunlar görmedi mi zaten adamı çoktan öldürdüğümüzü? Ne ara gördüler bunlar arabaya geldiğimizi, ne ara arabaya binip peşimize takıldılar?" diye bağırdı.
"Tamam, sakin ol hallederiz." deyip göz kırptım ve gülmeye başladı.
"Ablacığım, peşimizde bizi öldürmek isteyen en az 10 kişi varken nasıl bu kadar rahat olduğunu sorabilir miyim?" dediğinde sırıttım.
"Peşimizde bizi öldürmek isteyen yüzlerce kişi varken kurtulduğumuzu ne çabuk unuttun? 10 kişiden mi korkacağız? Biz ve ölümden korkmak? Ölüm bizden korksun!" deyip güldük.

Buralara hiç kimseler gelmez ve bilmezdi ama ben, Berlin'in her köşesini zihnime kazımıştım. Nerede ne var her şeyi biliyordum. Nasıl mı? Hiçbir şeyi unutmayan ve her şeyi en ufak detayına kadar hatırlayan fotografik hafızam sağolsun.

Arkadan hala kurşun geliyordu ve cam daha fazla dayanamayacak gibiydi. İleride bir yol olduğunu ve yolun uçuruma çıktığını biliyordum. Her yer zifiri karanlık olduğu için dikkat etmeyip düşebilirler diye düşündüm ve hemen yola saptım.
"Alev, Ablacığım, yine o benimkinden de zeki aklında ne haltlar dönüyor?"
Sırıttım.
"Az sonra öğreneceksin." dedim ve yolun sonundaki uçurum göründü. Son hızla gidiyorduk ve arkamızdakiler de bu hızda duramazdı. Bize çok yaklaşmışlardı.
Tam o anda bir cam parçalanma sesi geldi ve kurşunlar yanımızdan geçip ön cama vurmaya, sonra da ayaklarımıza düşmeye başladı.
Hangi silahları kullanıyorlarsa artık!

Ve tam yolun sonunda anında arabayı sağa döndürdüm ve uçurumdan yuvarlanmaktan son anda kurtulduk.
Ne yazık ki diyemeyeceğim çünkü yazık değil, onlar bize ateş etmeye o kadar odaklanmıştı ki ilk üç araba son sürat uçurumdan düşmüştü ve son ikisi fren yapsa bile duramayıp onlar da yuvarlanmıştı. Arabadan inip uçurumdan aşağı baktım. Birkaç tanesi yanıyordu ve kalanlar çok kötü haldeydi. O arabalardan sağ çıkmak imkansızdı. Ateş, "Ucuz atlattık. Baksana arka cam da kırıldı, mermiler başımıza isabet edebilirdi." derken ben arkalarından bakıp her öldürdüklerime yaptığım gibi elimi dudaklarıma değdirdim ve elimi salladım. Çocukların deyişiyle, "öpücüklü bay bay" yaptım. Arkamdaki kardeşim güldü.
"Her öldürdüğüne bunu yapmayı ne zaman bırakacaksın?"
"Niemals." (Alm. Hiçbir zaman, Asla.) deyip gülerek arabaya yöneldim.

Ayaklarımıza düşen mermileri alıp dışarı attıktan sonra torpido gözünden rujumu çıkardım ve arabanın aynasından rujumu yeniledim. Ateş bana baktı ve gülerek,
"İdolümsün ablam." dedi. Ben de güldüm ve keyifli olduğumda içtiğim sigaramı yaktım ve arabayı çalıştırdım. İnsanlar keyifsiz olduğunda sigara içerdi, ben ise keyifli olduğumda. Bir süre ilerledik ve sigaramın dumanını üfleyerek konuşmaya başladım.
"Herifin ne adamı varmış, allah bilir kaç adamımızı kaybettik. Eve geçince Sertan'ı arayayım da bilgi alalım ne olmuş biz gittikten sonra. Zaten adamı öldürdüğümü gördü çok sürmemiş olması lazım." dedim.
"Evet ya, o kadar korumasına, adamına rağmen onu başından vurmayı başardın he?" dedi.
"Ne zaman başarısız olduğumu gördün bebeğim?" deyip sırıttım.

Nefes KesiciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin