1 Mayıs, Araba Yarışı Günü...
Bugün diğer günlerin aksine, heyecan ve enerjiyle doluydum ve hiç zorlanmadan uyandığım gibi yataktan kalkmıştım. İşte herkesin merakla beklediği araba yarışı günü gelmişti. Üstelik yarışmacılardan ikisi de arkadaşımdı. Şu son günlerde Ares'le samimiden de öte olmuştuk. Cumartesi günü dövüş için salona gittiğimde benimle dövüşen kişinin, yani Fred'in öldüğünü öğrendim. Sadece bir araba kazası yüzünden en sevdiğim rakibim ölmüştü. Bu yüzden artık dövüş alıştırmalarımı Ares'le yapıyordum. Ares şaşırtıcı bir şekilde en az benim kadar iyiydi. Son günlerde çok beraber takılmıştık ve kendisine çok güveniyor olmalıydı ki, herkesin aylardır antrenman yaptığı yarışa 1 kere bile antrenman yapmadan katılıyordu. Eğer bu yarışta da ilk 3'e girebilirse, gerçekten her anlamda kusursuz bir erkekti.
Halbuki aramızda tek bir sorun vardı: Ben.
Onunla takıldığımız için hiç görev almamış ve kimseyi öldürmemiştim.
Belki, dedim kendi kendime.
Belki ben de normal bir insan olsaydım bir şansımız olurdu. Ya da sen normal bir insan olmasaydın.
Ama biz imkansızız.
Benim için herkes imkansız sayılırdı.Hemen gidip Ateş'i uyandırdım.
"Ateş, uyan yarışa gideceğiz!"
"Tamam, birazdan uyanacağım."
Banyosuna geçip elimi ıslattım ve ellerimi yüzüne doğru silkeledim. Yüzüne su sıçrattığımdan dolayı homurdanarak uyandı.
"Tamam uyandım yapma artık şunu!"
diye kızınca yapmayı bıraktım.
"Hadi hızlıca hazırlan." dedim ve kendi odama geçtim. Güzel ve rahat bir elbise giydim. Saçımı açık bıraktım ve içeriden Ateş'in sesi geldi. "Ben hazırım!"
"Tamam geliyorum! Yiyecek bir şeyler hazırla sen!" diye bağırdım ve hızlıca yüzüme makyajımı yaptım. Hazır olduğumda mutfağa geçtim.
Bu sefer Ateş bize yumurta yapmıştı.
Yanına oturdum ve kahvaltı ederken sohbet ettik. "Oğlum, bizim gibi zenginlerin kahvaltısının daha iyi olması gerekmiyor mu?" diye sordum. O da gülerek, "Evet, ama bizim yapacak zamanımız yok.
Bir yardımcı falan alsak iyi olur." dedi. "Evet, ben de tam öyle düşünüyordum. Birini alalım işe." diye sohbet uzadı. Sonra kahvaltımızı bitirdik ve bulaşıkları toplayıp çıktık.
Otoparka indik ve arabaya bindik. Bugün arabayı Ateş sürmek istedi.
Yoldayken yarışmacımızı aradım.
"Alo, Rahat Yarışmacı? Nasılsın?"
"İyiyim prenses. Sen nasılsın?"
"Bana prenses demeyi kes, ben prenses falan değilim. Anla şunu!" dediğimde Ateş yandan kıs kıs gülerek "O beni prenses peri sanıyoo!" diye mırıldandı. Koluna vurdum ve Ares'le konuşmaya devam ettim.
"Her neyse, iyiyim işte. Birazdan bir kupa alacağım da ona hazırlanıyorum."
"Hiç antrenman falan yapmadın o kupayı ellerinde zor görürsün."
"Hayatımda senin olmadığın kısımlar da var, prenses."
"Vay, hazırlıklıyım diyorsun yani."
"Aynen öyleyim."
"İyi o zaman. Yarışta bol şans."
"Teşekkür ederim. Görüşürüz." dedi ve kapattım. Kısa süre sonra yetiştik.
Sertan ve Cheryl de yarışı izlemeye gelmişlerdi. Onları bulup yanlarına geçtik. Bir süre onlarla sohbet ettik. Yarışın başlamasına çok az kalmıştı ve yarışmacılar yavaş yavaş yerini alıyordu. Ama şimdiye kadar hiç Garry'i görememiştim. Bakmak için yanına gitmeye karar verdim. Hem ona şans da dilememiştim. Gittiğimi haber vererek Garry'nin arabasının olduğu yere gittim. Başta korumalar izin vermedi ama Garry'nin gözetmeni beni tanıdığından girmeme izin verdiler. Etrafta bir koşuşturmaca vardı ama ne olduğunu anlamamıştım. Üstelik yarışın başlamasına çok az kalmasına rağmen Garry ortalarda yoktu. Garry'nin gözetmeninin yanına gittim ve Garry'nin nerede olduğunu sordum.
"Garry yok! Bu saatte nasıl burda olmaz! Bize yarışacak biri lazım!" dedi telaşla. Sonra telaşı yok oldu ve gülümseyerek ve bana bakarak, "Millet yarışmacımızı buldum!" diye bağırdı. "Ne? Garry yerine beni mi yarışa çıkarmayı düşünüyorsunuz?" diye sorduğumda aynı gülümsemeyle başını sallayarak onayladı.
"Hayır, ben yapamam. Antrenmanım falan da yok. Ben kaybederim!" dedim. Sonra elini omzuma attı ve,
"Senden başka şansımız yok ve bu yarışı yarışarak bitirmek, hiç denememekten iyidir. Ben sana güveniyorum, Alev. Lütfen güvenimi boşa çıkarma." dedi ve beni yarışmacıların hazırlandığı bölüme yönlendirdi. Dediği gibi, son şansı bendim. Kazanamasam da en azından denerdim. Sonra bir anda aklıma Ares'in de yarıştığı geldi.
Nasıl yani, ben Ares'le mi yarışacaktım? Birinin Sert Çocuğa haddini bildirmesi gerekiyor.
"Tamam millet! Ben yarışıyorum!" diye bağırdım ve hızlıca beni hazırlamaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefes Kesici
БоевикTürkiye'nin en iyi suikastçisine bir kızın önce güvenini kazanması, sonra ihanet ederek öldürmesi görev verilir. Fakat nerden bilecekti ki, öldürmeye çalışacağı kızın Almanya'nın en güçlü katili olduğunu? Suikastçı, katili tanıdıktan sonra ona ihane...