12. Bölüm - Katilsin.

28 5 4
                                    

Yavaşça uyandım. Ateş çoktan gitmişti çünkü onun dersleri benden önce başlamıştı. Ben de rutin olarak yaptığım şeyleri yaparak, yani hazırlanıp bir şeyler atıştırarak çıktım. Havalar artık ısındığından hırkamı giymeye ihtiyaç duymadım ve okuluma yürüyerek gitmeye karar verdim.

Yine tam vaktinde derse yetişmiştim. Aria'nın yanına oturdum. Biraz konuştuktan sonra profesör içeri girdi ve derse başladı. Bir süre sonra profesör ara vermeye karar verince Aria'yla biraz hava almak için bahçeye çıktık. Ares de bahçede arkadaş grubuylaydı ama Dedric yoktu, iyi dayak yediğinden daha iyileşmemiş olmalıydı. Göz göze gelince gülümsedim ve o da bana göz kırptı. Aria'yla birlikte bahçedeki küçük kafetaryaya geçerek kahve aldık. Ben yine mocha sipariş etmiştim ve onun sipariş etmesini beklemeden yanından ayrılarak masaya oturdum. Telefonuma baktığımda Reiner'in bana konum atmış olduğunu gördüm. Altında da hangi erkeği öldüreceğini hala öğrenemedikleri yazıyordu. Buna gerek yoktu zaten. Konumu açtım ve gideceğimiz rotaya kısa bir bakış attım. Konum Ares'in evinin yakınlarındaydı. Sonra da teşekkür ederek telefonu bıraktım.

Aria kahvelerimizi alarak masaya geldi. Yüzüne bile bakmadan kahvemi aldım ve yudumlayarak telefonumla oynamaya devam ettim. Arada kızlar gelip benimle sohbet edip gidiyorlardı. Biraz daha telefonla uğraştıktan sonra Aria'nın hiçbir şey yapmadığını gördüm. Kahvesini içerek öylesine dışarıyı seyrediyordu. Ona baktığımı görünce o da bana baktı ve gülümseyerek, "Ben de telefonunu bırakmanı bekliyordum." dedi. Saatime baktığımda profesörün mola için ayırdığı zamanın dolduğunu gördüm. "Dersimiz başlayacak, en iyisi sınıfa çıkalım." diyerek masadan kalktım ve sınıfa yöneldim. Onun ne yaptığı çok da umrumda değildi açıkçası. Kısa bir süre sonra bana yetişmişti zaten.

Bugün 5 dersim vardı ve onlar da sonunda bitmişti. Ateş'in de az dersi olduğundan benden önce evde olmuş olmalıydı. Ben de yürüyerek eve gittim. Kapıyı çaldığımda Ateş açtı. Tahmin ettiğim gibi eve gelmişti. "Hoşgeldin Alevciğim." diyerek karşıladı beni. Gülerek, "Hoşbuldum Ateşçiğim." dedim ve içeri geçtim. Saat 6'ya yaklaşıyordu. Hazırlanıp Reiner'in attığı konuma gitmeliydik. Mutfak kısmına geçip su içtim. Ateş yanıma geldi. Rahatlamak için banyo yapmaya karar verdim. "Ben banyoya giriyorum, sen de ben çıkana kadar hazırlan olur mu?" diye sordum. "Tamam." dedi ve hızlıca odama geçerek banyoya girdim. Uzun ve sıcak bir banyonun ardından görev için ayırdığım kıyafetlerimden birini giydim, saçlarımı kuruttum ve düzleştirdim. Yapacaklarımı bitirdiğimde içerinin karanlık olduğunu fark ettim. Hava kararmıştı. Saate baktım ve saatin 8 olduğunu gördüm. Evet, tüm bunlar 2 saat sürmüştü. Salona Ateş'e bakmaya geçtim. Koltukta oturmuş televizyon izliyordu. Üzerini değiştirmiş, saçlarını şekillendirmişti. "Bir şeyler yiyelim mi?" diye sordum. Bana baktı ve "Sen yaparsan neden olmasın?" dedi. Gözlerimi devirdim ve mutfağa geçtim. Ah şu erkek kardeşler...

Hızlı olsun diye makarna yemeye karar verdim ve hemen hazırlamaya başladım. O sırada haber kanalındaki spikerin dedikleri dikkatimi çekti.
Spiker, "Bitmek bilmeyen ve durdurulamayan vahşi cinayetlere dün bir yenisi daha eklenmişti. Cani ruhlu birinin öldürüp işaret parmağını kopardığı kadının, Berlin Amirinin kızı olduğu bulundu. Amir önce kızının kaybolduğunu bildirip arama emri çıkarttırmıştı ve bugün bulunan kadının o kız olduğu tespit edildi. Katile kırmızı alarm verildi ve her yerde aranıyor. İşte kızın cenazesinden görüntüler..." dedi ve bağırarak ağlayan insanlar ekrana geldi. "Merak etmeyin Berlin halkı, o kadın öldürülen son insan olacak." dedim kendi kendime. Sonra Ateş yan taraftan, "Gizli süper kahramanlarız ama öğrenseler adımız katile çıkar." deyince kendimi tutamayıp sesli kahkaha attım. Kısa süre sonra salçalı makarna hazır olmuştu. 150 katlı bir gökdelenin en üst katındaki aşırı lüks bir evde de oturuyor olsanız, akşam yemeğinde salçalı makarna yiyordunuz. Sadece hızlı diye.

Nefes KesiciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin