🎶 Taylor Swift, Don't Blame Me
"Klaus, Elena'yı öldürürse..." diye başlamıştım ancak Stefan dudaklarımın üzerini işaret parmağıyla kapatarak konuşmamı durdurdu.
"O ölmeyecek." dedi Stefan. Başımı olumlu anlamda salladım.
"Onu korurum." diye mırıldandım. Damon direksiyonu salıp bana döndüğünde kaşlarımı çattım.
"Önüne dön." desem de dönmeyecekti bu yüzden direksiyonu büyüyle kontrol ettim.
"Sen niye Elena'yı bir anda önemsemeye başladın?" diye sordu Damon, gözlerini kısarak.
Direksiyonu hafif sola kırarak şerit değiştirdim. "Yardımsever biriyim demiştim, şimdilik." diye cevap verdim.
"Hiç samimi gelmiyorsun, bana bak eğer senin yüzünden aksi giden bir şey olursa öldün bil küçük cadı."
"Damon yeter. İkinizde." diye susturdu, Stefan.
Damon direksiyonu tekrar eline aldığında telekineziyi bıraktım.
"O ne?" diye sordu Stefan, elimde Alaric'in telefonu vardı.
"Meredith Fell'in numarası lâzımdı." dedim basitçe. "Neden?" diye sordu Stefan.
Derin bir nefes alırken yüzümü ona çevirdim. "Al telefon senin olsun." diyerek telefonu avucuna bırakıp pencereden dışarıyı izlemeye başladım.
Mikaelson mansiyonunun işlemeli kapılarını gördüğümde yerimde doğruldum.
Arabadan indiğim an Salvatorelar yine benim duyamayacağım bir sesi duyarak hızla ortadan kaybolmuşlardı.
Etrafıma bakıp yavaşça arabanın kapısını kapattım.
"Kaçıncı yüzyılda olursan ol erkeklerin bir üst versiyonu yok." diye kendi kendime mırıldanarak mansiyona girdim.
"Vessera portus." kapıyı açtım. O sırada doğaüstü bir rüzgar tüylerimi diken diken etti.
Birkaç adım attıktan sonra Stefan, Damon ve Tyler'ı Klaus'u tutarken gördüm. Bir değişiklik vardı. Klaus'un yüzü taşlaşmaya başlamıştı.
"Durun!" diye bağırdım. Hiçbiri beni dinlemedi. Bir saniye sonra kenarda yeni ayılan Elena'yı gördüm.
O da benim gibi şaşkın bir şekilde Klaus'a ne yaptıklarına bakıyordu. Klaus'un okyanus mavisi gözleri benimle buluştuğunda bir damla gözyaşının yanağımdan süzülmesine engel olamadım.
"Durdur onları!" dedim çaresizce. Elena ise kımıldamadı sadece ağzı açık izliyordu.
"Phesmatos navaro pulsus sanguinox." diye hiddetle bağırdım. Hepsinin kanı birkaç saniyeliğine asite dönüştüğü için etkisiz kalacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSYANTUS
Fanfic"Başkalarıyla göremeyeceğimi bildiğin renkleri gösterdin bana." "Sen de başkasıyla konuşamayacağım gizli bir dil öğrettin." *** Lisyantus: Teşekkürün ve saygının sembolü olarak görülen bir çiçektir. *** 1#klausmikaelson - 17.08.2023 1#elijahmikaels...