🎶 Ellie Goulding, My Blood
İki hafta.
Takvimim şaşmadıysa eğer bir mezarlıkta tam iki hafta geçirmiştim.
Dar alanı turlamak dışında başka bir seçeneğimin olmadığı bu yerde elim kolum bağlıydı ancak kendilerini tehlikeye atmadıkça bana duyulan saygıdan dolayı bir dediğim iki edilmiyordu.
Yorgunluk sonunda beni durmaya zorladığında ellerimi dizlerime koyup soluklandım.
"Jane-Anne?" burada geçirdiğim zamanın çoğunda benimle o ilgilenmişti ama şimdi ismini sesleniyordum ve cevap vermiyordu.
Onun yerine mezarlığa tıkılıp kalmamdan sorumlu olan Agnes gelmişti.
"Ne oldu?"
Başımı ellerim arasına alarak sırtımı duvara verip oturdum.
"Tarotçu," son harfi uzatarak alaycı bir ses çıkarıp güldüm ama Agnes buna takılmadan bana arkasını döndü. "tamam, tamam... Tamam."
Elimi kaldırdığımda onu durduracağımı sandım ama eski alışkanlıklarımı artık yapamayacağımı hatırlamak içime yeniden stres ekti.
"Agnes, konuş benimle." dedim gözlerimi kapatırken.
"Dinlenmen gerekli." dediğinde sinirle soluyup oturduğum yerden kalktım.
"Fiziksel değil mental sağlığım tehlikede. Eğer benimle konuşmazsanız geleceğin psikopat kurt kadınını yaratacaksınız. İki haftadır kimse benimle zaruri olmadığı sürece konuşmadı. Yorul," burnumdan nefes alarak durdum.
Sesimin az kalsın titreyeceğini hissetmiştim.
Alayla gözlerimi kıstım, "Şaka yapıyorum. Git." dedim ve Agnes yine bana arkasını döndü.
Bir cadı karşımda dizlerinin üzerine çöktü ve bana üzerinden buhar çıkan otlu suyu uzattı.
"Yine mi?" sözüm karşımdaki adama değil, Agnes'aydı.
"Lobelia çiçeği konsantrasyonu yani büyü uygulamasını engeller bu seni geçici olarak zayıflatacak."
"Zaten zayıfım, kokusu midemi bulandırıyor şunu burnumun dibinden çeker misin?"
Adam kabı önümden çekip gittikten sonra rahat bir nefes aldım.
"Hey," küçük bir öksürük sıkıştı araya. "kartlar ne diyordu?"
Agnes sorunun kendisine yöneltildiğini anladığında bana doğru döndü.
"Dinlenmelisin." diye diretip bana arkasını döndü ve yanımdan uzaklaştı.
"Sıkıcı." bir dizimi kendime çekip kolumu üzerinden sarkıttım. "Hey aranızda beş taş bilen var mı?"
Kimseden çıt çıkmadığı gibi yorgun ruhum da gözlerimi daha fazla açık bırakmama dayanamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSYANTUS
Fanfiction"Başkalarıyla göremeyeceğimi bildiğin renkleri gösterdin bana." "Sen de başkasıyla konuşamayacağım gizli bir dil öğrettin." *** Lisyantus: Teşekkürün ve saygının sembolü olarak görülen bir çiçektir. *** 1#klausmikaelson - 17.08.2023 1#elijahmikaels...