16.BÖLÜM

4 3 0
                                    

Hiçbir şey anlamamıştım. Gözüm bir Hilal hocaya bir de Hakan'a bakıyordu. Defne bana omuz attıktan sonra "ne oldu" diye sordu ben de bir şey anlamamıştım, omzumu kaldırıp dudağını büktün bütün sınıfta Hakan'a bakıyordu.

-Hilal hoca: Tahtaya bakacaksın Hakan!

-Hakan: Tamam hocam, pardon.

Sınıfta herkesin bir sevgilisi ya da hoşlandığı biri varmış ama ben şunu anladım tek sap olan Defne ile bendim:)

Önümüzdeki bir kız arkasını dönüp bana kağıt uzattı. Defne ile beraber kağıdı açıp okumaya başladık.

~

Bana bak Hakan benim, tamam mı? Senin yüzünden hoca ona kalem kapağı fırlattı.

O sen gelmeden her ders bana bakıyordu...

~

Ne?! Ne demeye çalışıyordu "O sen gelmeden her derste bana bakıyordu" ne demek? Demek ki bana baktığı için hoca ona kalem kapağı attı, şimdi anladım.

Defne de bana olayı anlamışçasına bakıyordu. Hoca bizim birbirimize baktığını görünce "kızlar tahtaya bakın!" dedi. İkimizde lafı ikiletmeden hemen önümüze döndük...

Ders sonu eşyalarımı toplarken Defne kalkıp beni beklemeye başladı. İşimi bitirdikten sonra Defne'yle el ele tutuşup koridora çıkıp kardeşinin sınıfına doğru yürüdük.

Defne 13/C sınıfına doğru yürüyordu o sırada, o sınıftan çıkan bir kızla göz teması kurdu. Kız yeşile andıran gözlere sahipti. Saçı açık tonlarda kave rengiydi.

Bizim yanımıza gelince durdu. Defne de hemen  söze girdi.

-Defne:Eşorfmanın sende mi?

Şimdi anlamıştım onun kardeşi olduğuna.

-D.kardeşi:Yok, bende değil ama dolabımda noldu?

Sesi çok güzeldi sanki şarkıcıların sesini andırıyordu.

Defne bana baktı ve soruyu cevapladı.

-Defne:Şey bu, Mina arkadaşım bugün okula başladı ve hiç birşeyden habersiz okula gelince eşorfman getirmeyi unutmuş.

Kardeşi biraz benim üzerime baktı sonra tekrardan ablasına döndü.

-D.kardeşi: Mina ablaya olur mu bilmem ama sorun değil, bekle iki daka anahtarımı getireyim.

-Defne:Tamam.

Kardeşi gülümseyip sınıfına geri döndü. Sonra elinde anahtarla geri dönüp Defne'ye verdi. Defne de bana veridi, ben de sol arka cebime koydum. Yavaş yavaş merdivenlere iniyorduk aramızda sessizlik oluşmuştu... ama bu sessizliği bozan yine Defne'nin sorularıydı.

-Kağıtta ne yazdığını okudun değil mi?

Kafamı salladım.

+Evet. " Hakan benim " falan yazıyordu bunların ilişkisi ney?

Derin bir nefes aldı...

-Eskiden sevgilerdi...

+Anladım ama neden bunu sanki senden ayrılmış gibi söyledin, onu anlamadım... yani.

Yine derin bir nefes aldı...

-Ada... önce den lise de aynı sınıftaydık ama o zamanlar böyle değildi.

Ben hiç bir şey diyemedim. Ada,aslında biraz iyi gibi ama ne bileyim birşey diyemiyorum...

-Bugünkü beden dersimiz boş yani hoca bizi serbest bırakacak.

Konuyu çeviriyordu bizde girişe kadar gelmiştik.

+Güzel, biz ne yapacağız.

-Belki biraz kızlarla yakar top oynarız ya da ikimiz geziniriz.

+Tamam, sorun değil.

Bahçeye çıktığımızda telefonuma mesaj gelmişti bu ses sanki beni biraz geriyordu. Telefonumu çıkarıp baktığımda, Savaş'ın bana mesaj atığını gördüm mesaj da "Evine geldim kapıyı açmıyon nerdesin?" Bunu Defne de görmüştü bende onunda baktığını anlayınca telefonu refleks olarak ekran tarafını vücuduma bakacak şekil de getirdim.

-Kim o, neden senin evinde?

İKİNCİ DÜNYAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin