22. BÖLÜM

7 3 0
                                    

Çok belirgin olabilen şeyleri bazen insanlar gözünden kaçıra bilir ya da göz görmeye bilir. Bazen ise biz o şeyi görselde görmemezlikten de gelebiliriz ama bu o şeye bağlıdır.

Hakan elinde cep telefonunu yan bir şekilde tuttarak yanında müdürle beraber gelmişti. Kulak üstlerinde biraz saç olan birazda göbeği olan birisiydi. Ee zaten her müdür ya da müdür yardımcıları da böyle olmuyor mu?

-Sami Toptaş lütfen benimle beraber odama gelin!

Müdürün söyledikleri ne kadar nazik olsada ses tonu o kadar nazik değildi.

-Sami: Be-Ben cidden öyle düşündüğünüz gibi bir şey değil yani şey be-ben -

-Size hemen odama gelin dedim!

Hakan da telefonundaki kamerayı kapatıp yanıma geldi ve beraber Sami beyin küçük düştüğü o zamanları izliyorduk.

Sami bey, hay Allah'ım ne değişik isim. Ne kadar çok afallamaya çalışsa da başarılı olamadı. Belki bize ne çok küfür ediyordur bilemem ama kesinlikle okulda en iyi şeyi yaptık.

-Hakan:Bizde artık sınıftakilerin yanına gidelim.

Hakan'a dönüp.

+Sen git ben ben sınıfa çıkacam. Birazdan zil çalar zaten.

Hakan da tamam anlamında başını salladı sonra beraber çıktık. Hakan okul kapısına ben merdivanlara yönlendim. Sınıfa gelince bir derin nefes aldım sınıfta zaten kimse yoktu bende sırama uzanıp biraz haberlere bakmaya başladım.

Aşağı kaydırarak gidiyordum bir anda Savaş'ı görmemle durdum ve haber bültenin içeriğine baktım.

Yazılanlara göre bir kadın Savaş tarafından cinayette uğramış ama bu ev. Bu ev Savaş'ın takıldığı yerler değildi hemen bulunduğum yerden çıkıp doğruldum ve Savaş'ı aradım.Bir kaç aramada açtı.

Telefon görüşmeleri:

+Savaş, ne yaptığını sanıyorsun sen?!

-Sen de gördün değil mi?

+Ee haberlere koyarlarsa herkes görür canım.

-Yağh bak, Mina cidden ben yapmadım sen inan bari lütfen.

Masum ve ağlamaklı çıkıyordu sesi bu taktiği saf birini hemen tuzağa çekerdi ama bana yaptıkları aklıma gelince artık ölse de inanmazdım.

+Af edersin sana nasıl güvenmemi bekliyon daha bir hafta geçmedi bana ihanet ettiğin gün.

-Bak Mina, biliyorum haklısın bana artık güvenmiyorsun ama lütfen güven hem bak sende anlamışsındır zaten orası benim yerlerinden bir yer değil. Berkan'ın yeri orası.

Savaş lafını bitirdikten sonra biraz bekledim, hiç bir şey demedim şuanda duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum bir dakida Berkan mı?

+Ney?! Sen aklını mı kaçırdın o hapiste.

-Sen iyimisin benim haberi duyuyon görüyon ama dünkü haberi görmüyor musun?

+Geçen günki işkencenin izleri duruyor hayla, senle konuşurken de iğrenerek konuşuyorum.

-Mina bak istersen haberlere bak ama işkence diye birşey olmadı hem sana bile dokunmadım ki.

+Sen değil zaten zaten o yanındaki emmh yanındaki orospu yaptı.

-Sen buna işkence mi diyon?

+Tabi Beyfendi Senin, SENİN ANAN BABAN İYİ. Benim gibi baban orospu değildi.

Sinirden artık ağlayacaktım sesim titremeye başladı. Bende dayanamayıp telefonu yüzüne kapattım.

Bana bu yaşıma kadar hiç kimse destek vermedi keşke bende diğer kızlar gibi olsaydım ama bunu doğduğum anda anladım, ben farklıydım. Kalbim herkes gibi kan yerine intikam ve nefret pompalıyor ben bir katilin ruhunu taşıyordum. Beni ilk katil yapan kişi olan babam, onun yüzünden çocukluk travmalarım, korkularım.

Ama onu öldürdüğüme hiç pişman değilim keşke şuan olsaydı onu işkence çektire çektire öldürürdüm. Onun silahını bulup vuracağıma, ordan kaçacağıma keşke şuanki gücümle, nefretimle onu öldürseydim.




İKİNCİ DÜNYAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin