Özel Bölüm 2

317 27 19
                                    

Bu kitap hala kütüphanesinde olan varsa buraya yazabilir mi?? kimler okuyacak çok merak ediyorumm.

bölüm ilahi bakış açısı bu arada. keyifli okumalar.

dipnot: bölümü bayadır yazıp atmadığım için unutmuş olabilirsiniz, o yüzden karakterleri hatırlatayım.

Batın: ana karakterin sevdiği çocuk, ana karakter ise İzel.

Hüma: İzel'in sanal arkadaşı aynı zamanda ona en yakın olan arkadaşı.

Zeynep ve Ensar: İzel'in çocukluk arkadaşları.

Melisa: İzel'in sanaldan çok yakın olmadığı bir arkadaşı.

Eslem: İzel'in okuldan arkadaşı.

sonradan eklenen not: arkadaşlar İzel öldü. Bu özel bölümü 'İzel ölmeseydi nasıl olurdu' gibisinden yazdım. tepkilerinizi çok merak ediyorum bu yüzden bol bol yorum atmayı unutmayın <3

-

2 yıl olmuştu.

2 yıl olmuştu ve İzel hala komadan çıkmamıştı.

Batın şu an amfideki dersine yetişmeye çalışırken Eslem polislik sınavlarına hazırlanıyordu. Zeynep ve Ensar'ın da umutları İzel'in uyanması için yıkılmamıştı ancak onlar da umutsuzluğa kapılmaya başlamışlardı.

Ama İzel'in uyanması için en büyük destek veren kişiden birisi de Hüma'ydı.

Hüma şu an hastanede, her zamanki gibi abisiyle yaptığı kavgaların birisini İzel'e anlatıyordu. Bazen İzel uyansa ne yaparım diye düşünüyordu, çünkü birbirlerine daha önce sarılmamış ya da görmemişlerdi, neticede sanal arkadaştılar ancak birbirlerinin simasını bilmeleri yeterli diye düşünüyordu Hüma. Sonuçta İzel kendisine yabancı gözüyle bakmazdı.

"Gerçekten, yanlarından gittiğim halde beni sinirlendirecek bir şeyler buluyorlar," dedi Hüma göz devirerek. "Hayır yani ben İstanbul'a taşınmışım ve burada okuyorum, babam ve abim ise sanki yanlarındaymışım gibi bana mesaj atıyorlar! Eve ekmek getir Hüma, yarın arkadaşlarımla dışarı çıkacağım sende gelmek ister misin Hüma... Konya'dayken arkadaşlarıyla gitmek istediğimde abim hiç izin vermezdi. Neticede ben ondan küçüğüm tabi, kendi arkadaşlarıyla arasında ne işim var değil mi? Ama şimdi beni delirtmeye çalışıyor! Resmen bir mesajlık şeyde o kadar sinirleniyorum ki!"

Hüma ofladı. "İki yılda yirmi yıl yaşlandım resmen İzel. Ne zaman uyanacaksın sen artık?" diye mırıldandı.

**

Batın, dersten çıkarken acele ediyordu. Öyle ki kitaplarını eline almış, çantasını da sırtına takmış hızlı adımlarla çoktan okuldan çıkmıştı. Bir yandan da kitaplarını çantasına yerleştirmeye çalışıyordu çünkü otobüsü kaçırma ihtimali de vardı.

Eninde sonunda otobüse binip kitaplarını çantasına yerleştirdikten sonra boş bulduğu bir yere oturup telefonunu cebinden çıkartmış ve bildirimlerinde gözlerini gezdirmeye başlamıştı. Batın'da İzel'in uyanmasını bekliyordu çoğu kişi gibi. Ama bir yandan da kendi hayatına bakması gerekiyordu çünkü tüm vaktini hastanede geçiremezdi her ne kadar bunu çok fazla istese de.

Otobüsten indikten sonra telefonu çalmaya başladı, gözleri arayan kişiye döndü. Annesiydi. Telefonu hızlıca açarak kulağına götürdü. "Efendim anne?"

"Bugün eve gelecek misin oğlum?" diye mırıldandı kadın huysuzca. "Kaç seferdir hastanede yatıp kalkıyorsun, hiç içime sinmiyor gerçekten."

Batın'ın annesi, Batın'ın üvey babasıyla boşandıktan sonra Batın'a daha bir ilgili olmaya başlamıştı. Batın'a üvey babasının yaptıklarının hiç birinden haberi yoktu, iş kadınıydı sonucunda. Sabah erken kalkıp işe gider ve akşam geç saatlerde gelirdi ve bu da oğluna eksik kalmasına yol açmıştı. Batın'ın yaralarının birkaç tanesini elbette görmüştü ancak üvey babasının yaptığını düşünmemişti. Zaten o yorgunlukla hiçbir şey düşünecek hali de olmuyordu kadının.

GÜLÜMSESEN YETER | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin