Özel Bölüm 1

991 51 46
                                    

selam. aslında özel bölüm yazmak aklımda yoktu ama iki tane yazacağım. çünkü az önce yazdıklarımı tekrar bir yazar olarak değil de okur olarak okudum ve... boşluk hissiyle dolup taştım resmen.

ilk olarak bu, batın'ın izel'den sonra hayatına nasıl devam ettiğini ele alacak.

ikincisi ise izel ölmeseydi nasıl olurdu, gibisinden bir şeyler yazacağım.

sırasını böyle yapmamın sebebi finalden sonra biraz üzüntü yaşayıp sevgiye boğulmanız ve ardından veda etmemiz için çünkü önce ikincisini yazıp birinciyi ikinci olarak yazsaydım büyük ihtimal sizi buradan üzgün bir şekilde göndermek zorunda kalırdım :(

keyifli okumalar. bölüm batın'ın ağzından.

*** kısmından sonrası ilahı bakış açısı.

"Selam," diye mırıldandım yavaşça yere çömelerek. Yanımda getirdiğim bir gülü elime aldım ve iki gözümün mezarının yanındaki toprağı kazmaya başladım. "Sana anlatacağım çok şey var İzel."

Tırnaklarımın içine toprak giriyordu ama önemli değildi. Her gün buraya gelip konuşamasamda her hafta yalnız kalmasın diye geliyordum. Eh, özlüyordum da tabi meleğimi.

Benim kanatsız meleğim.

"Ya İzel," diye başladım konuşmaya. "Şu diğer mezarları görüyor musun, kimse çiçek dikmemiş. Koca mezarlıkta tek rengarenk seninki valla. Kesin kıskanıyorlardır," kıkırdadım, gözüm yanındaki Ceylin'in mezarına değdi. "Merak etme, Ceylin'e de güzel baktık biz."

Daha sonra devam ettim. "Artık son yılım üniversitede, biliyorsun. Annemle yaşıyorum, onu hala affetmedim. Asla affetmeyeceğim de. Sana notumda da dediğim gibi İzel, ben affetsem senin benim için ağlayan gözlerin affeder mi?"

Ellerimi çırparak poşete uzandım ve içindeki gülü çıkardım. Ardından saksısından da ayırdım ve yavaşça dikmeye başladım. "Hüma'yla hala yakınız. Zeynep'le pek samimi değiliz ama merak etme, konuşuyoruz onunla da. Gerçi biliyorsundur. O da buraya geliyor. Hatta hatta sana ondan önce bir şey söyleyeceğim!" dedim büyük bir hevesle.

"Zeynep hafta sonu gelip söyleyecekti sana ama ben daha önce söyleyeceğim çünkü neden olmasın? Hem benden duy istiyorum. Zeynep resmen bu yaz evlenecek! Bana Ensar'la olan çoğu şeyini anlattı. Hatta Ensar'a bir ton sövmüştüm," Güldüm. "Neyse ki ikisi de mutlular..." diye fısıldadım güzel kokulumun toprağını okşayarak. Biz olamasak da.

"Neyse neyse," dedim yine hızlıca. Ardından papatyaları dikmek için toprak kazmaya başladım ellerimle. "Şimdi bu ruh haline dönmenin zamanı değil. Geçen gün anneni mezarının başında gördüm ama sana ne dediğini bilmiyorum," dudak büzdüm. "Ağlıyordu ve sana ne dediğini çok merak ediyorum İzel. Bana söyleyemez misin ya, lütfen?"

Toprak kazma işim bittiğinde papatyaları aldım ve bu sefer onları dikmeye başladım. "Tabi annenle senin özelin de olabilir sonuçta. Ah dur! Sana seni se-sevdiğimi..." Sesim titrediğinde boğazımı temizledim. "Sana seni sevdiğimi söylemedim değil mi güzel kokulum? Hala seni çok seviyorum, yıllar geçmesine rağmen."

Oturmaya devam ettim. "Sana bugün bir şey getirdim." diyerek poşetten ıslak mendili aldım ve ellerimi sildim, ardından çantamın gözünden not defterimi aldım. "Komaya girdiğinde yazdığım notları okuyacağım bugün."

İlk sayfayı açtım, sonra küçük bir küfür savurdum. "Boş ver bu sayfayı," dedim hızlıca. "Sonlara gelelim biz, sana aşık olduğumu anladığım yerlere. Başlardaki salaklıklarımı gerçekten anlayamıyorum. Bir de mal gibi sana sormuşum 'sende böyle hissediyor musun' diye! Tabi ki hissediyordun! Aptal kafam."

GÜLÜMSESEN YETER | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin