15.Bölüm☘️

346 62 64
                                    

"Derler ki ilk karşılaşma tesadüf, ikincisi rastlantı, üçüncüsü ise kaderdir"

Müjgan onunla görüşmek için hayli gayretli olan bir genç adamın son karşılaşmalarında sarf ettiği o cümleyi anımsadı. İyi birine benziyor diye geçerdi içinden.

"Yazık ki hiç heyecanlanmadım" dedi Süreyya'ya gülümserken. Sonra bakışlarını elinde ki, işlemeye yeni başladığı kanaviçeye çevirerek devam etti "Zaten ben nerede zarar ziyan var, gider onu severim. Bu beni ben yapan şeylerden biridir" kıkırdadı sessizce.

Süreyya gülümsedi "Öyle deme"

Müjgan ise kaşlarını kaldırıp gözlerini devirdi ve gayet işveli bir hâl takınarak "Ama doğru.. En belirgin özelliğimdir bu benim, nerede olmayacak iş var gider onu bulurum"

Biraz önce önüne bırakılmış fasulyeleri ayıklarken şöyle bir cümle kurma gereği duydu Süreyya "Ben de senden farklı değilim"

Müjgan doğrudan arkadaşına baktı.. Cümleye mi takılmalıydı, yoksa söylerken ki gülümsemesine mi bilemedi.. "Yanlış bir seçim olduğunu mu düşünüyorsun?"

"Evet. En başından öyle düşünüyordum zaten. Sadece bunu kabullenmek biraz uzun sürdü. Takribi 3,5 yıl kadar" güzel gülümsemesi cümlenin sonuna doğru biraz eksildi.. Fakat yine de gelişme olduğunu düşündü Müjgan. En azından Süreyya'nın kostüm gibi üzerine geçirdiği kederi biraz azalmış gözüküyordu..

"Sen tam olarak benim arkadaşımsın" dedi Müjgan dudakları açık, gözleri küçülmüş bir şekilde gülerken..

Süreyya iki ucunu da kopardığı taze fasulyeyi temizlenmişlerin üzerine bıraktı ve şöyle söyledi "Böyle tatlı tatlı konuşup bütün fasulyeyi bana ayıklattın yine"

"Evet biraz sonra da onu pişireceğim ve akşama hep birlikte yiyeceğiz inşaallah"

"Ben kalmasam arkadaşım"

"İmkanı yok. Hem Suat amca ne dedi biliyorsun"

Eski bir zabit olan babası, ordunun yeni dönem öncesi yürüttüğü çalışmalar neticesinde, özel eğitimde yer alması için onur konuğu olarak davet edilmişti.. Yaklaşık iki hafta olmayacaktı. Bu yüzden kıymetli kızı yalnız kalsın istememiş ve onu en güvendiği insanlara yani Müjgan'ın ailesine emanet etmişti.. Süreyya Müjgan ile kendi evinde kalmak istese de, Müjgan son derece ısrarlı davranarak onu kendi evinde misafir etmeye ikna etti. En azından bir kaç gün için. Yine de Müjgan her türlü kârda olduğunu var sayıyordu çünkü Süreyya ile daha çok vakit geçirecek olmak onun için paha biçilmez bir şeydi.. Tıpkı çocukluklarında ki gibi. Tabii bir ara aklına rahatsız edici bir konu gelmiş olsa da, kısa sürede iyi düşüncelere yoğunlaşarak kötüleri def etti aklından. Düşünmekten bile geri durduğu, karışmak istemediği bu kötü düşünceler Müjdat ve onun Süreyya'ya beslediği gün görmemiş hisleriydi. Müjgan karışmamak için hat safhada ve müthiş bir çaba sarf ediyordu.

Süreyya yanına üç beş parça bir şey almak için köşke döndüğü sıralarda, onu iyi bir şekilde ağırlamak için çalışma odasının karşısındaki misafir odasını hazır etti Müjgan. Yeni ve mis kokulu nevresimleri geçirdi yatağa.. Havalandırdığı odanın güzelce bir tozunu aldı.. Son olarak yatak başı komodininin üzerinde bir sürahi su ve bardak bıraktı. Açık bardağa toz girmesin diye üzerine de, bardak ağzı danteli örttü ve tamamlanmış görev rahatlığıyla çekti kapıyı..

Yemek sonrası ilk kahveleri anne ve babasına ikram eden Müjgan el çabukluğu ile birer kahve de Süreyya ve kendisi için yaptı.. Sonra ahşap oyması parmaklıklar ile çevrilmiş balkon masasında geçtiler birlikte..

Süreyya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin