13. Bölüm Masalara Kanmış Çocuk Ağıtları

389 24 4
                                    

Keyifli okumalar dilerim ❤️

__________________________________

Zaman kavramını o kadar yitirmiştim ki, nefes almayı bile düşünemiyordum.
Tam iki gündür bu odadaydım, ne konuşuyor ne de dışarıya çıkıyordum. Tek yaptığım dün şarjı biten telefonumu kendimden en uzak yere atmak olmuştu.

Bu iki gün içerisinde Adal ve Acar abim defalarca kapıma gelse bile onlarla konuşmayı reddetmiş ve sadece Yankı abimin gelmesini bekliyordum.

Günler önce öz abim olduğunu öğrendiğim adam ben ölürken gelmiyordu.

Gözyaşlarım kurumuyordu, yemek yemiyordum. Sadece ölmek istediğimi fark etmiştim.
Korkuyordum. Sanırım sandığım gibi güçlü bir kız değildim.
Adal abimi istiyordum, onun kucağında saatlerce ağlamak istiyordum. Hayır bunu yapacak kadar şerefsiz değildim. Canını yaktığım adama canım acıdığı için gitmeyecektim.

Gözlerimi kapattım, artık bir şeyler yemem lazımdı bunun bilinci ile yatakta doğruldum. Başım dönüyordu. Odamın kapısının çalındığını duydum ardından "Aden, yemek getirdim sana" dedi Adal abim. Onun sesini duyduğum gibi biraz olsun dinmiş olan gözyaşlarım tekrar akmaya başladı. Zorlukla yataktan kalkıp kapıyı açtığımda abim hızlıca odama girip tepsiyi çalışma masama bıraktı.

Beni kolları arasına aldığında hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. "Canımın içi, ağlama meleğim" dediğinde kalbimdeki ağrı ile çığlık atmıştım. Sevgili abimin kalbinde öyle büyük merhamet vardı. Belki dakikalarca sarıldı bana, bilmiyorum. Ağladım sadece, zaman öyle geçti ki artık yorgunluktan uyukluyordum.
"Yemek ye, sonra uyu" dedi abim. Sesi bir çocuğu avutur gibiydi. Başımı salladım, beni kucağına alıp yatağıma bıraktığında kendimi yatak başlığına yasladım. Abim odama göz gezdirdiğinde dağınıklığı nasıl halletmesi gerektiğini düşündüğünü biliyordum.

Havasız odam için yapacağı ilk şeyi yapıp pencereleri açmıştı. Ardından ortalığı göz ardı edip masaya bıraktığı yemek tepsisi ile yanıma gelmişti. Öyle umutsuz görünüyordun ki abim bana acımış olmalıydı.

Gözümde akacak yaş kalmamıştı, öylece bakıyordum. Onları üzmek son isteğim iken sırf beni göndersinler diye canlarını yakmıştım.
Abim elindeki tepsiden bir kaşık çorba uzattığında zorlukla araladım dudaklarımı.

Abim asla pes etmeden kaşık kaşık çorbayı içerdiğinde nedensizce çok daha iyi hissediyordum. "Daha ister misin Aden'im?" dediğinde başımı iki yana salladım. "Abi" dedim zorlukla. Yorgundum, "şhh" dediğinde onun sesinin bana huzur verdiğini hissediyordum.
"Konuşman gerek yok Aden, sana kırgın ya da kızgın değilim... Bunun için üzülme" dediğinde yutkundum.
"Korkuyorum" dedim fısıltı ile "farkındayım, farkındayım güzelim" dediğinde kucağındaki tepsiyi zaten dağınık olan odaya bırakıp yatağıma uzandı. Bana bakıyordu, vakit kaybetmeden kendimi yatakta kaydırıp onun yanına uzandım. Ellerini günlerdir taraf girmemiş saçlarımda gezdirirken huzurla kapattım gözlerimi.

"Akın Soykara" dedi. "Hım?" dediğimde iyice mayışmıştım. "Sana mesajlar gönderen adan, Akın Soykara" dediğinde hızlıca açtım gözlerimi. Bunu nereden biliyordu?

"Aklındaki düşünceleri biliyorum Aden fakat seni böyle bırakamayız" demişti. "Nasıl?" dediğimde küçük bir tebessüm etti. "Abim, telefonuna erişti ve sonuç ortada, Akın az önce büyük bir baskın ile göz altına alındı. Yankı da burada, döndü fakat geri gideceğini söylüyor" dediğinde gözlerim doldu. Bu kadar kolay mıydı her şey?

"Soyunma kabininde, ağzımı kapattı" dediğimde abimin sınırı gözle görülür bir şekildeydi. "Babamızın işi yüzünden olan bir şey bu Aden, kendisi asker kimliğini gizlemek için moda ile ilgileniyordu ve bu başımıza iş açıyor. Ama sana söz veriyorum bundan sonra asla sana bir zarar gelmeyecek, sen sadece bizden bir şey saklama yeter" dediğinde başımı salladım.

"Seni seviyorum, yemin ederim canımdan çok seviyorum abi" dediğimde kulağımda ona söylediğim sözler yankı yapıyordu.

Geçmiş silinmezdi, affolmaz bir iz kalırdı göğüsünde...

⚖️

Sabah uyandığımda abim yanımda yoktu, odam derli topluydu ve güneşin içeriye girmesine izin vermek için pencere açıktı.
Telefonum başımın yanındaki prize takılıydı.

Daha dinç hissediyordum bu yüzden vakit kaybetmeden kendimi banyoya atıp sıcak bir duş aldım. Mutfaktan gelen tıkırtılar ile abilerinin evde olduğunu anlamıştım.

İşim bittiğinde bornozumu giyinip hızlıca odama geçtim.
Siyah şortumu ve kırmızı kazağımı giyinip soğuk dayansa bastım. İçim huzurla dolarken evimde eski huzurun olması beni mutlu etmişti.
Yine de Adal abime büyük bir özür borcum vardı ve bu öyle "özür dilerim" demek ile geçmezdi.
Adımlarımı aceleci bir şekilde mutfağa doğru atıyordum. Kapının önünde durduğumda tahmin ettiğim gibi iki abim de mutfakta bir şeyler hazırlıyordu. "Günaydın" dedim, sesim kısık çıkıyordu fakat abilerim bunu sorun etmeden "günaydın" demişlerdi. Adal abim kocaman gülümserken ben iç çekmiştim. Kızıl saçlarımdan akan sular zemine damlıyordu ve ben bunu önemsemeyecek kadar gamsızdım.
"Patates kokusu alıyorum!" dedim neşeyle. Acar abim elindeki fincanı bırakıp hızlıca yanıma geldi.

Ondan önce davranıp kollarımı ona doladım. "seni seviyorum" dediğinde gözlerim tekrar dolmuştu fakat akmalarına izin vermeden kocaman güldüm. "Hadi kahvaltı yapalım sonra da kahve içmeye gideriz?" dediğimde Adal abimden her zamanki homurtular yükselmişti. Onun aksine Acar abim "gideriz sen istersen bugün tüm gün seninle oluruz" dediğinde bu beni çok mutlu etmişti.
"Hesabı sen ödersen olur Adal abi" dedim yutkunarak. Aynı olmak istiyordum onunla, aramıza bir kırgınlık girsin istemiyordum. "Hayır, Acar hepimizden zengin o ödesin" dediğinde Acar abim Adal abime küfür edip "benim param yok" demişti. Omuz silkip "doğru sen o paraları düğünün için saklıyordun dimi?" dediğimde kıl olan abim dişlerini sıkarak "sikeyim düğünü, evi, evleneni" dediğinde Adal abim büyük bir kahkaha attı "tüh bu kadar mı çok seviyorsun sen abi?" dediğimde keyifle mutfağın içine girmiştim. "Çok, ne demezsin" dediğinde masaya konulmuş patates tabağını kucağıma alıp mutfak tezgahına yaslandım.

Elimdeki patatesleri yerken Acar abim benim gözlerime bakıp "iyi tamam, ben ödüyorum" dediğinde zaferle sırıttım. Ne olursa olsun o parayı ödemeyen  her zaman ben olacaktım!

Konuşmadan sonra abimlerle birlikte güzelce kahvaltı yapmış, evimizin büyük terasında saatler süren bir çay keyfinin ardından hepimiz hazırlanmak için odalara girmiştik fakat benim burada çok kıyafetim olmadığı için abimlere kendi evime gideceğimi söyleyerek evden çıktım. Üst kata koşa koşa çıktığımda kapımın önünde bir beyefendi duruyordu.

Duman.

"Merhaba?" dediğimde Duman doğrudan baba dönmüştü. "Aden, selam" dediğinde hızla bir eli uzun saçlarına gitmişti. "Selam, bir sorun mu var?" dediğimde kara gözlerini kırpıştırıp "şey, yok sanırım" dediğinde başımı yana yatırdım. "Güzel, birine mi baktın?" dediğimde "evet, sana" demişti. Yiğido yavaş, kalbim bunu kaldırmaz!
"Anlıyorum, içeriye buyurmaz mısın?" dediğimde keyifle gülümsedi. "Yok, sadece seni görmek istedim. Şimdi geri gidiyorum" dediğinde ve hızlıca arkasını dönüp yürüdüğünde ben ne olduğunu anlamamıştım.
Duman aynı hızla tekrar bana dönüp "yarın kahve içelim mi?" dediğinde yeşil gözlerim sonuna kadar açılmıştı. "Bence içelim, güzel olur sen ne dersin?" dediğinde başımı salladım.

Bu bir evlenme teklifi haberin olsun Yiğidom!

"Olur, yani bence de güzel olur. Hem niye olmasın ki?" dediğimde Duman "süper! Numaranı verir misin?" dediğinde telefonumun abimlerde kaldığını hatırlayarak yutkundum. Evde bir şey olursa yanımda kimse olmayacaktı.

Ciddileşen yüzüm ile Duman'a numaramı verdim. Ardından her şeyi bir kenara bırakıp "senden bir şey isteyebilir miyim?" dediğimde Duman "evet?" demişti. "Benim için evi kontrol eder misin, her hangi bir şey var mı diye?" dediğimde Esmer yiğidim "bu beni eve atma teklifin mi?" dedi. Büyük gözünü çevreleyen uzun kirpiklerini kırpıştırıyordu.
Bu cümleyi kötü bir amaç gütmeden söylediğini anladığım için dudaklarımı büküp "aynen öyle, seni eve atmayı teklif ediyorum. Buyrun önden!" dediğimde ikimiz de keyifle güldük.

Duman, yiğidim artık namusumsun!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AdenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin