Hayat bizi ne zaman çıkmaz sokağa sokar son kez bize birşey der“ UMUT...” Ve o umut bizi her zaman ayakta tutar. Şu an bunu Onur'a gidip söylemeyi o kadar çok istiyordum ki. Tatilden geri dönmüştük, Onur eve 5 tane, restorana 7 tane ve çocukların okullarına gizli 3 tane koruma koymuştu. Artık hiçbirşeyi riske atmak istemiyordu, ve haklıydı önlem almak hep en iyisidir. Yıllar sonra ilk defa mahşerin 4 atlısı öylece salonda oturuyorduk. Gece ile Güneş zaten uyumuştu çünkü saat 4'e geliyordu. Ortamda çok ağır bir sessizlik vardı. Onur her dakika birileriyle konuşuyordu, Mert birşeyler düşünüyordu ve Burak ise birileriyle mesajlaşıyordu. Ben ne mi yapıyordum sadece oturuyordum. Bu sefer sessizliği bozan benim telefonum oldu. Kim beni gecenin köründe arardı ki? Telefonu açıp kulağıma tuttum,
“Alo Zeynep Aka- Boysan ile mi görüşüyorum?”
Bu ses RÜZGAR'IN SESİYDİ! Onur anlamış direkt gözünü bana dikti.
“Aaa iyiyim Rüzgar, naber?” dedim gergince.
“İyiyim Zeynep'ciğim sen nasılsın?”
“Bende iyiyim.”
“Seninle konuşmayalı yıllar oldu değil mi ya haha. Bu arada Onur'a aran nasıl?”
“Evet ya çok uzun zaman oldu, iyi çok şükür.”
“Zeynep iyi misin o dağ ayısı sana birşey mi yaptı?”
“Haha yok be Rüzgar ne yapacak bana sadece biraz yorgunum.”
“Anladım prenses bu arada bu saatte aradığım için özür dilerim numaranı bulunca sabahı bekleyemedim!”
“Sıkıntı yok ama şu an kapatmam lazım yarın konuşuruz.”
“Peki prenses iyi geceler sana.”
“Sanada Rüzgar.”
Benim konuşmam biter bitmez Onur direk balkona çıktı.
“NEYİNİ KISKANIYORSUN BE ADAM İKİ TANA ÇOCUĞUMUZ VAR!” diye bağırdım.
Tam peşinden gidecekken Mert beni durdurup,
“Aman boş ver gene çocukça davranıyor işte.” dedi.
Mert haklıydı boş vermeliydim.
(Sabah)
Burak,“*Esneyerek* Günaydın Zeyno” dedi.
“Günadın Burak.” dedim bende.
Tam o sırada bir çığlık sesi geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karantina 6
ActionBeyza Alkoç'un karantina kitabını kendim devam ettiriyorumm umarım beğenirsiniz<33