Kapıyı açtığımda Mert ve Cennet vardı. Onları içeri davet ettim. Mert Burağın bu halini Ece'ye anlatmaya başladı, Burak daha fazla dayanamayıp bu seferde Mert'in Cennet'le olan tatildeki olayları anlatmaya başladı biz gülüyorduk ama Burak ve Mert gülmüyordu. Mert'e şaşırmamışsınızdır bence ama Burağın gülmemesine şaşırmışsınızdır bence. Saatin hangi hızla geçtiğini anlamadım, saat 21:38' di. Evet yanlış okumadınız saat 9'a gelmişti hatta 10'a doğru gidiyordu. Ve biz konuşmaktan bişey yemiştik, benim iştahım kapandı ama anlaşılan o ki Burak açtı. Bende bu saatte yemek hazırlamak istemedim bu yüzden dışardan yemek söyledim, herkes yemeğini yiyordu ama benim çok uykum gelmişti. Ben uyumaya gittim, içerden gülme sesleri geliyordu. Bende onları duymamak için kulağıma kulaklığımı takıp uyudum...
(Sabah...)
Sabah uyandığımda saat 08:53'tü herkes uyuyordu. Bende sessizce kahvaltı hazırlamaya başladım. Kahvaltıyı hazırladım ama hala kimse uyanmamıştı, bende biraz telefonuma bakmaya karar verdim. Telefonuma bir mesaj gelmesiyle kaşlarım çatıldı,
Bilinmeyen numara: Anlayacaksın sende Onur'da anlayacaksınız.
Mesajı okur okumaz kaşlarım daha da fazla çatıldı. Bu ne demekti şimdi?
Daha fazla dayanamayıp herkesi uyandırdım, herkesi dediğimde Onur,Güneş ve Gece. Ece'ye ne kadar ısrar etsemde o bizde kalmadı. Otele gitti, herkes uyandı kahvaltımızı yapmaya başladık.
Onur,“Güzelim bugün piknik alanına gidelim mi?” dedi.
“Aslında çok iyi olur.” dedim.
Onur Mert'i aradı ve 1 saat içinde hazır olmalarını söyledi. Bizde hazırlanmaya başladık, ben yanımıza, tabak, çatal, bıçak, kaşık, bardak, peçete, ıslak mendil, ve yiyecek birkaç şey aldım. Zaten giderken markete uğrayacaktık ordan birkaç eşya daha alırdık.
(1 saat sonra...)
Herşey hazırdı, bizde daha fazla beklemeden aşağıya indik. Mert, Burak, Cennet ve Ece bizi aşağıda bekliyordu. Tabikii iki arabayla gittik tek arabaya sığmamız imkansızdı. Mert, Cennet, Burak ve Ece ayrı arabada gittiler, bizde başka arabada. Aradan 1 veya 1,5 saat geçti ve sonunda gitceğimiz alana geldik.
Ben eşyaları hazırlamaya başladım, hep beraber oturuyorduk ve benim telefonuma gene mesaj geldi,Bilinmeyen numara: Benden kaçamazsınız bunu unutma Zeynep Boysan. Her an her yerden çıkabilirim. Bu dediklerimi unutma...
Onur bana dik dik bakmaya başladı. Telefonumu eline aldı ve gelen iki mesajıda okudu,
Onur,“Kim bu sikik? Niye bizi tehdit ediyor?” dedi.
“Bilmiyorum. Dünde mesaj attı.” dedim.
Onur,“Niye bana söylemedin Zeynep?” dedi.
“Bugün akşam söyleyecektim.” dedim.
Burak,“Abi noluyor bizede söyleseniz diyorum.” dedi.
Burak ve Mert'e anlattık onlar bizi şok içinde dinliyordu. Daha fazla bişey olmadan eve gitmeye karar verdik, ben bişey olmasından korkmaya başladım çünkü.
Eve geldik ben direk üstümü değiştirdim, ben bişey olmasını istemiyordum. Ama benim gibi bir bela mıktanısı varsa bu belandan kurtulamazdık.
Bunu bizi okuyanlar bilir, bende öyle bir şanssızlık varki tüm belayı üstüme çekiyordum. Ben daha fazla gözlerimi açık tutamamaya başladım, çok uykum vardı. Daha fazla dayanamayıp uyudum her zamanki gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karantina 6
ActionBeyza Alkoç'un karantina kitabını kendim devam ettiriyorumm umarım beğenirsiniz<33