(Sabah...)
Sabah kalktığımda yanımda uyuyan Onur'u gördüm, hemen kalkıp üzerimi değiştirdim. Ben ve Onur aynı odada kalıyorduk, Burak, Mert ve Güneş başka bir odada ve son olarak Gece ile Cennet aynı odada kalıyordu. Ne kadar zor olsada Burağı bu konuda ikna etmiştik. Hala Mert'e kızgındı. Evet biliyorum bu baya komik ama bizde böyleyiz. Sizde bilirsiniz zaten önceki kitaplardan Burağın Mert'e olan sevgisini. Ben üzerimi değiştirirken Onur uyandı,
Onur,“Günaydın güzelim.” dedi.
“Günaydın.” dedim bende.
Büyük ihtimalle öbürleride uyanmıştı, Burağın sesi geliyordu odalarımız yanyana olduğu için sesleri duyuluyordu yani en azından bağırma sesleri. Ardından kapı çaldı, ben hemen ayağa kalkıp kapıyı açtım. Kapıda Burak vardı,
Burak,“Zeyno geliyim mi müsaitseniz?” dedi.
Onur bana şaşkınlıkla bakıyordu,
“Gel gel.” dedim ben sadece.
Onur,“Günaydın Burak noldu?” dedi.
Burak,“Ya abi Mert'e gıcık oldum, tamam sevgilisi var ama beni gıcık etti sabah sabah.” dedi.
“Ne yaptı? Noldu Burak açık açık söyle.” dedim daha fazla dayanamayıp.
Burak,“Sabah kalkar kalkmaz beni uyandırdı, sonrada Güneş'i dediki ‘Ya abi uyanın uyanın, ben Cennet'i merak ediyorum gitsem mi? Uyanmışlarmıdı?’ dedi. Bende sinirlendim abi daha yeni kalktım sonuçta. En sonunda patladım.” dedi.
Ben gülmekten kıpkırmızı olmuştum. Onur'da aynı şekilde gülüyordu. Burak ise bizim niye güldüğümüzü anlamamıştı büyük ihtimalle bize bakıp duruyordu.
Burak biraz sonra gitti, Onur'da üzerini değiştirdi. Kahvaltıya indiğimizde herkes toplanmıştı, Burak hala somurtuyordu. Gece ve Cennet konuşmaya başlamıştı sanırım iyi anlaşmaya başladılar. Daha fazla uzatmadan kısaca kahvaltımızı yaptık ve havuza girmek için odalara dağıldık. Hazırlayıp aşağı indik, havuza girdik. Ama bir sorun vardı, bir adam bana dik dik bakıyordu ve bunu Onur'da fark etmişti. Tek isteğim adama dalmamasıydı, ben boş verip yüzmeye devam ettim ama Onur yüzmeyi bıraktı. Bana bakan adam suya girdi Onur çıkınca, ve en kötüsü BANA YAKLAŞMAYA BAŞLADI. Onur bunu görünce deliye döndü hemen suya girdi ve adamı sudan çıkarıp adamı bi güzel dövdü. Ben daha fazla dayanamayıp gitmek istedim. Biz Onur'la odaya girdik,
Onur,“Daha yapacağım vardı o orosbu çocuğuna az bile ettim ben ona.” dedi sinirle.
“Onur tamam zaten adamı dövdün, iyiki daha fazla uzamadı çünkü adamı öldüreceğinden korktum.” dedim.
Onur ise sırıtıyordu. Üzerime doğru yürümeye başladı,
“Bu güzelliğe bakmamak elde değil ama.” dedi ve üzerime yürümeye devam etti.
Ben ise geriye gidiyordum, en sonunda duvara çarptım ve o sırada kapı çaldı. Ben sevindim çünkü kurtulmuştum. Onur ağzından her zamanki gibi küfür savurdu. Ben kapıyı açtığında karşımda Gece ile Cennet vardı. Bizi öğle yemeğine çağırıyorlardı. Ben geliriz dedim, ve hemen hızlıca duşa girdim, üzerime kırmızı elbisemi geçirdim, ve yüzüme az bişeyler sürdüm. Onur ise, siyah tişört ve siyah pantolonunu giymişti. Odadan çıkıp yemek katına indik. Yemeklerimizi yedikten sonra cafe gibi bir yere gittik ve Mert bize Cennet'i tanıttı,
Cennet,“Yani anlayacağınız gibi 5 veya 6 aydır internet üzerinden konuşuyorduk ama Mert buluşmak istemiyordu bu Ender olaylarından dolayı. Bu olay bitince buluşma zamanımız oldu.” dedi.
Mert gözlerini Cennet'ten alamıyordu.
Ben ise Burağa üzülüyordum. Tek onun sevgilisi yoktu. Mahşerin 4 atlısından birinin sevgilisi yoktu. Ben Mert'in kulağına,
“Mert Cennet'e sorsana onun yaşlarında sevgilisi olmayan kız arkadaşı varmıymış. Ama dikkat et Burak duymasın.” dedim.
Mert tamam anlamında başını salladı ve sessizce Cennet'e dediğim şeyi sordu Cennet, Mert ve ben biraz uzaklaştık ve bu konu hakkında konuştuk.
Cennet,“Aslında bir tane var ama aynı şehirde değiliz iş nedeniyle başka şehire gitti ” dedi.
“Buraya tekrardan gelme şansı varmı?” dedim.
Cennet,“Yani yüzde 50 diyelim, eğer işi kalıcı bir şekilde buraya düşerse gelir.” dedi.
“O zaman sadece beklememiz lazım.” dedim.
Bi anda arkamızdan bir ses geldi, oraya baktığımda Ender'e çok benzeyen ama Ender'den biraz daha kısa birini gördüm. Ben daha fazla burda durmak istemedim. Zaten Onur'da gitmek istiyor gibi bir yüz ifadesi vardı. Biraz sonra herkes odasına gitti, ben Onur'a,
“Sevgilim bişey sorcam.” dedim.
Onur,“Sor bakalım güzelim.” dedi.
“Ender'in herhangi yaşayan bir akrabası varmı veya en azından kardeşi, abisi, veya ablası felan?” dedim.
Onur,“Yani ben yok diye biliyorum. Noldu güzelim bişey mi oldu?” dedi.
“Ben bugün Ender'e çok benzeyen bir adam gördümde.” dedim.
Onur,“Ben bi babama sorayım.” dedi ve Rıza babamı aradı.
Tam o sırada bir bağırma sesi geldi. Bu ses Gece ve Cennet'tin odasından gelmişti. Ben hemen onların olduğu odaya girdim ve bir silah sesi geldi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karantina 6
ActionBeyza Alkoç'un karantina kitabını kendim devam ettiriyorumm umarım beğenirsiniz<33