(1 ay sonra...)
Bu olayların ardından bir ay geçmişti, Burak ve Ece çok iyi anlaşıyordu her fırsat bulduklarında ya yazışıyorlardı yada telefonda konuşuyorlardı. Bugün Burağa bir sürprizimiz vardı, Ece bugün buraya gelecekti. Başka bir iş bulmuş, okuduğu bölüm ile ilgili. Mert ve Cennet'de aynı şekilde çok iyi anlaşılıyordu. Mert ve Burağıda mutlu gördüm ya bana oda yeterdi. Şimdi aramızda tek sevgilisi olmayan Güneş'ti, daha doğrusu kendisi istemiyordu. Nedenini bizde merak ediyorduk ama söylemiyordu. Cennet bugün bize Ece'yi de alıp gelecekti. Burak herşeyden habersiz Ece ile konuşuyordu, biz ise Onur'la gidip bişeyler aldık bugün aklımda çok güzel bir yemek vardı. Onu yapacaktım ve biraz da tatlı aldık. Akşam saat 21:43'e yaklaşıyordu ama hala Cennet ve Ece ortalıkta yoktu. Mert arka odaya gidip Cennet'i aradı,
Mert,“Nerdesiniz kızım?” dedi.
Cennet,“Geliyoruz az kaldı, bi 15 dakikaya ordayız.” dedi.
Mert tamam diyip telefonu kapattı. Banada Cennet'in dediklerini söyledi, biz hazırlık yapmaya başladık. Tabi Burak bu sırada bizim evde değildi. O kendi evindeydi, Ece ve Cennet gelince onu çağıracaktık.
(15 dakika sonra...)
Kapının çalmasıyla hemen ayağa kalkıp kapıyı açtım, Cennet ve Ece'yi görünce onları içeri davet ettim. Ece bir yere saklandı. Mert Burağı aradı ve bize gelmesini söyledi. Burak zaten 2 dakika sonra gelmişti, ortalık karanlık olduğu için bize sesleniyordu. En sonunda biz ışıkları açtık. Burak şok içinde bakarken arkadan Ece Burağa sarıldı, Burak şok içinde arkasını döndü ve Ece'yi görünce sevinçten havalara uçmuştu. Hemen Burak Ece'ye sıkıca sarıldı. Ayrıldıları zaman bizde etrafı topladık ve yiyecekleri ikram ettik. Ettik derken ben ve Cennet, Ece uzun yoldan geldiği için ona bişey yaptırmadım. Yemeklerimizi yedik, ve sohbet etmeye başladık,
Cennet,“Ooo Ece Hanım buraya geldiniz beni unuttunuz bir selamda mı yok ya?” dedi gülerek.
Burak herzaman ki gibi araya daldı,
Burak,“Nasılmış yenge sen benden Mert'imi aldığın zaman bana böyle davranmaya başladı.” dedi duygulu bir sesle.
Ama hepimiz rol yaptığını biliyorduk.
Ece bugün bizim misafirimizdi. Ben bizde kalmasını istemiştim, nasıl olsa dediğim gibi uzun yoldan geldi otelde kalmasını istemedim. Herkes gitti, sadece Ece kalmıştı oda çok yorgundu büyük ihtimalle çünkü gözünden anlaşılıyordu. Hemen ona bir yatak hazırladım, ve direk uykuya daldı. Bende tam uyuyacağım zaman Onur,
Onur,“Bak sen bizimkilere sonunda onlarda birini buldu.” dedi gülerek.
“Evet ya onları böyle görmek beni çok mutlu ediyor.” dedim.
Onur daha fazla uzatmadan yatağa girdi bende aynı şekilde ve direk uykuya daldım.
(Sabah...)
Sabah bir bağırtı ile uyanmıştım. Evet her zamanki gibi Burak'tı. Bu seferde Burak ben Ece gile gitcem diye tutturmuşa benziyordu, Mert sabah sabah diye söylenmeye başladı. Ve ardından birinin telefonuna sürekli mesaj gelmeye başladı. Büyük ihtimalle Burak Ece'ye mesaj atıyordu.
(Ece'nin anlatımıyla)
Sabah uyandığımda bir sürü mesaj bildirimim vardı, Burak'tan gelmişti. Hemen gözlerimi aralayarak mesajları okumaya başladım.
Burak,“Günaydın Ece.”
Burak,“Kalkmadın mı daha?”
Burak,“Uyandığın zaman bana yaz.”
Burak,“Zeynep'ler uyandı mı?”
Burak,“Belki aşağı inerim uyandıysalar ;)”
Mesajlar böyle gidiyordu. Ve en sonunda telefonum çalmaya başladı arayan Burak'tı. Buraya gelmeme sevinmişti hatta baya sevinmişti.
(Zeynep'in anlatımıyla)
Sonunda yataktan çıkabildim. Yukarıdaki sesler kesilmişti, salona geçtiğimde Burak bize gelmişti. Ve beni Mickey mouse'lu pijamalarımla görünce gülmeye başladı,
“Burak gülme Allah aşkına.” dedim.
Burak,“Napıyım Zeyno çok komiksin.”
Ben oflayarak üzerimi değiştirdim, Burağa trip atarak kahvaltı hazırlamaya başladım. Bugün bir değişiklik olarak herkesin yemeğini tabağa koydum, ortaya kahvaltılık koymadım. Burağa ise bir dilim peynir ve zeytin koydum çok azda ekmek. Tabiki bunu ilk başta ona verecektim sonradan normal kahvaltısını verecektim ama ilk başta bunu yemesi lazımdı.
Burak,“Ooo Zeyno yardım ediyim mi?” dedi.
Onur,“Yardım etcen tabi git yardım et.” dedi.
Ben gerek yok anlamında başımı salladım. Herkesin yemeğini koydum ve en son Burağın yemeğini getirdim.
Burak bir bana bakıyordu bir tabağa en sonunda,
Burak,“Zeyno bune?” dedi.
“Kahvaltın Burak.” dedim.
Burak,“Emin misin burda sadece kırıntı var.” dedi.
Burak,“Ne yaptım gene?” dedi.
“Mickey mouse pijamama gülmeden önce düşüncektin onu.” dedim.
Burak,“Zeyno tamam birdaha gülmem.” dedi.
Bende daha fazla dayanamayıp,
“Mutfaktan tabağını alıp gel.” dedim.
Burak,“Tamam geliyorum.” dedi.
Kahvaltımızı yaptık,
Burak,“Zeyno ben fikrimi değiştirdim, gülcem sanırım.”
Burak,“Hem zaten yemeği geri alma şansın yok midemde.” dedi gülerek.
Bende Burağa yastık fırlattım.
Ardından kapı çaldı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karantina 6
БоевикBeyza Alkoç'un karantina kitabını kendim devam ettiriyorumm umarım beğenirsiniz<33