Hayatta artık ne olacağını kestirmek istiyorum, ne zaman ne olacak anlayamıyordum. Rüzgar ile sohbet ederken Onur'un bunu görmesini pek istemiyordum, ondan 2 tane çocuğum olmasına rağmen beni kızımın sevgilisinden bile kıskanıyordu ne kadar sinirlensem de bu halleri çok hoşuma gidiyordu... Rüzgar ile konuşurken Onur geldi sinirli olmasına rağmen sakin kalıp Rüzgar ile selamlaştı. 10 dakikalık bir sohbetin sonunda Rüzgar gitti. Onur'da çok üzüldü vah vah(!) Onur ile ben içeri geçtikten sonra Burak ile Mert Gece'yi sakinleştirmeye çalışıyordu. Aras ne olduğuna şaşırmıştı.
(Aras'ın anlatımıyla)
Gece'nin bu hali beni çok korkutuyordu. Sanırım babası doğruyu söylemişti. Ama olsun Gece'ye olan sevgim korkumu geçiriyordu. Gece'nin karşısına geçip yere çöktüm ve elini tutarak,
“Bana bak Gece'm, sakin olman lazım babanların bu anlattığı hikâye geçip bitti ve geri başladı, biz o hikâyeye son noktayı koyacağız. Eğer o Ender denen adam senin saçının teline dokunursa o adamı kendi ellerimle öldürürüm. Sana dokunan eli kırarım, seni benden başka biri koklarsa o burnu kırarım, seni benden başka öpen dudakları patlatırım. İçin rahat olsun aşkım kimse sana zarar vermeyi geç dokunamaz bile.” dedim
Arkamda Zeynep Hanım ve Onur Bey'in olduğunu fark edince yüzüm utançtan kızarmıştı. Zeynep Hanım'ın yüzü gülüyordu, Onur Bey ise şaşkındı. Gece boynuma atlayıp bana sımsıkı sarıldı, sanki beni hiç bırakmayacakmış gibi...
Burak Bey boğazını temizlediği zaman Gece üzerimden kalktı. O an kalkmaması için yalvarmaya bile hazırdım. O güzel ela gözleri benim yeşil gözlerimle buluşmuştu üzerimden kalkınca...
O an içimde birşeyler hissettim ben ona gerçekten aşıktım ve bunu biliyordum...
(Gece'nin anlatımıyla)
Aras'ın söyledikleri içimi rahatlatmıştı. Keşke ona sarılınca Burak amcam bizim ayrılmamız için boğazını temizlemeseydi. Aras'ın üzerinden kalkınca o güzel yeşil gözlerinde cenneti buldum, babamın “Aras!” diye seslenişi orayı cehenneme çevirdi çünkü korkuyordu. Aras beni yeniden kaldırdı ve yeniden beni üçlü koltuğa oturttu.
Babam memnun duruyordu Aras'ın bu cümlelerini duymuştu. Aras yanıma oturdu ve başımı omzuna yaslamamı sağladı, babam sinirlendi ama karışmadı ve annem çok mutlu gözüküyordu. Mert amcam çıkması gerektiğini söyleyerek babam ile beraber çıktı. Evde annem, Burak amcam, Aras ve ben vardık. Ben Aras'ın omzunda uyuya kalmıştım. Burak amcam ve annem gayet iyi anlaşmış gibi duruyordu. Uyandığım zaman Aras çok mutluydu. Bana sımsıkı sarıldı ve beni kafamdan öptü.
Burak amcam,“Ohooo bunlar bildiğimiz minik Onur ve Zeyno olmuş.” dedi gülerek.
Annemde Burak amcamın bacağına tekme attı. Aras ise hala beni izliyordu.
(Onur'un anlatımıyla)
Babamın yanına karakola gitmiştik Mert'le.
Babam bizi görünce,“İyiki geldiniz çocuklar Ender konusunda aldığımız yeni haberler onu yakalamaya yardım edicek çocukla-”
Bi anda sözünü kestim bağırarak,
“O piçi yakalamak istemiyorum. Amacım onu bulup öldürmek.” dedim.
Mert fısıldayarak,
Mert,“Abi sakin ol kimse senin yapmamanı engellemeyecek bağırma.” dedi.
“Nasıl sakin olmamı bekliyorsun beni çocuklarımla tehdit ediyor orosbu çocuğu!” dedim sinirle.
Mert,“Sence tehditlerini yapabilir mi şimdiye kadar yapamadı şimdi nasıl yapacak!(?)” dedi.
Durup bir nefes aldım ve bir banka oturdum. Ellerimle yüzümü kapatıp düşündüm. Gerçekten bunu yapabilir miydi? Tabikii hayır! Kalkıp babama,
“Peki nerde Ender?” diye sordum.
“Güvenlik kameralarına göre en son ********* ormanının girişinde görünmüş.” dedi babam.
“Peki aramaya başladılar mı?” dedim bu seferde.
“Soru mu buda Onur! Tabiki başladılar.” dedi babam.
“Off tamam bizede beklemek düşer.” dedim.
“Evet oğlum sadece beklememiz lazım.” dedi babam sıkıntıyla.
Mert sadece gökyüzüne bakıp düşünüyordu. Bir insan nasıl güneşe bakıp düşünebilirdi ki? Ben hep en iyi fikirleri aya bakarak bulurdum. Ama herkes benim gibi değildi.
Komiser bize yaklaşıp,
“Rıza Bey Ender Zorlu'nun yerinin bulduk...” dedi sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karantina 6
AcciónBeyza Alkoç'un karantina kitabını kendim devam ettiriyorumm umarım beğenirsiniz<33