Umudum

-3-

Merhaba! ⭐
Evet yeni bölüm ile birlikteyiz.

Medya; çikolatalı keksiniz, kalbimde teksiniz :')

♡İyi okumalar...♡

Kapının önünde durmuş anne(m) baba(m) ve diğerleri ile bekliyordum. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım.

Karşımda altmışlarının başında olduğunu düşündüğüm tonton bir amca vardı.
" Selamünaleyküm. " naif sesi kalbimi yavaşlatıyordu. " Ve aleykümselam. " Bizimkiler ile birlikte söylediğim sözler ile adam içeri girsin diye yana kaydım.

Adamın elini öpüp alnıma götürdükten sonra da " hoşgeldiniz. " dedim. Yaşlı adam " hoşbulduk kızım " babamlarla konuşup içeri geçti.

Bu sefer kapıda ellilerinin sonunda  olduğunu düşündüğüm bir kadın vardı bakışları öyle masumdu ki bakışlarım istemsizce anneme kaydı.

Ne olurdu sende bana böyle baksan anne...

" Hoşgeldiniz! " kadın elini öpmeme müsade vermeden " hoşbulduk güzel kızım" dedi ve ben yine kalbimin kırılma sesini duydum. Kadın beni kenarda bırakıp annemle konuştu. Bakışlarımı onlarda çekip kapıda duran yakışıklı olduğu 10 kilometre öteden anlaşılan adama çevirdim. Elindeki kırmızı gül buketini anneme uzattı. " Ah teşekkür ederim. " Anne(m)in nazik tavırlarına göz devirdim. Genç adam bu sefer bana papatyalardan oluşan bir buket verdi.

Papatyaları severdim. Adam gözlerimin içine bakarak " sizin kadar güzel değiller ama beğeniceğinizi düşündüm. " dedi. İstemsiz bir şekilde kalbim hızla atarken adamın sözlerindeki samimiyeti anlamak zor olmamıştı benim için. " Teşekkür ederim. " dedim.

O da içeri girip annem ve babamın elini öptü. Herkes içeri girmiş yanlız ben ve annem kalmıştık. " Sakın bu çocuğu kaçırayım deme bundan zenginini bir daha bulamayız baban kesin verecek seni ona. " Yazmasını düzeltip hızla içeri girdi. Arkasından bön bön baktım. Zaten başka ne yapabilirdim ki?

Daha fazla beklemeden bende salona geçtim. Sena'nın yanındaki tekli koltuğa oturdum ve muhabbeti dinledim.

" Eh Çınar bey yaşlandık bizde görüyor musunuz? " Baba(m)ın yaşlı adama söylediği sözler ile adam " tabi ya Kerem Bey yaşlandık tabii" diyerek muhabbet etti.

Üzerimde bir bakış hissettiğimde kafamı oraya çevirdim. O bana bakıyordu, utandığım için bakışlarımı çektim hemen adam cidden yakışıklıydı.

Ay adını bile bilmiyorum be...

Kahvenin en koyu tonlarında olan saçları alnına düşüyordu ve bende onlara dokunma isteği uyandırıyordu. Saçlarından daha koyu renkli olan kahve gözleri dipsiz bir kuyu gibiydi benim için. Uzun boyluydu  kapıda yanımdan geçerken omzuna gelebiliyordu kafam anca. Vücuduna pek bakmamıştım zaten ama yüzü cidden çok güzeldi. Bana gülümsediğinde de gamzelerini görmüştüm.

Gamzelere ve adem elmalarına karşı zaafım var. Ve onda ikisi de var...

Bakışlarının hâlâ üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Bakışları rahatsız edici değildi ama...

" E ben diyorum ki sizin kız ile bizim oğlan bir odada konuşsunlar tanısınlar birbirlerini. " Çınar amcanın sözleri korkuyla başımı yerden kaldırmamı sağladı.

Ne yani ben bu adamla aynı yerde mi duracağım?

" Olur tabii! " Baba(m)ın dünden razı çıkan sesi ile anne(m) ayağa kalktı ve yanıma geldi kolumu tutup salondan çıkardı beni
" Bana bak çocuğu tanımaya çalış, sevdir kendini cilve yap! Öpmek isterse de izin ver ama çok ta ileri gitme seni sevmesini sağla yeter!" Duyduğum sözler midemi kaldırırken bunlar nasıl müslüman ya! diyesim vardı. Anne(m) kolumu tutup beni misafir odasına götürdü adamda oradaydı.

" Hadi bakalım siz tanışın, kaynaşın. " anne(m) kapıyı ikimizin üzerine kapatıp kilitledi.

Allah'ım sen yardım et...

Evet bölüm bitti diğer bölümde görüşelim.

Panoma gelin de sohbet edelim be...

Allah'a emanet olun...