Merhaba!
Oy ve yorumlarınız bekleniyor...
Medya; MİNNOŞUM adlı kitabımı okur musunuz lütfen? ⭐
Alış verişim bittikten sonra bir kafeye gidip oturmuştuk Barış'la birlikte. Evlilik çok ciddi bir işti ve bizde ona göre davranmaya çalışıyorduk. Barış'la her yan yana gelişimizde onu tanımaya çalışıyor ve gerçek kişiliğini öğrenmeye çalışıyordum.
Barış beni eve götürmek isteyince kabul etmek istememiştim ama fazla ısrara ben bile dayanamıyordum. Yolculuk gidişin aksine konuşarak geçmişti. Barış her seferinde hareketlerimi inceliyor sözlerimi özenle dinliyordu farkındaydım.
Dört katlı binanın önüne geldiğimizde Barış'a dönüp ne yapacağına baktım. Arabayı durdurup bana döndü. Onun bana dönmesi ile yüzümü aşağı eğdim.
Utangaç bir kızım napayım yani??
" Bahar bugün çok güzel geçti yine tekrarlanmasını isterim ama akrabaların yanlış anlayabilir yani bizimkilerde öyle... ne demeye çalıştığımı anlıyorsun dimi? " Kafamı kaldırıp baktım gözlerine her seferinde olduğu gibi utangaç davranmayacaktım. Bu mesele hayatımın geri kalanını ilgilendiriyordu ne de olsa.
" Barış bana biraz daha zaman ver çünkü hemen alınacak bir karar değil bu ayrıca bir daha buluşmayacağız sadece mesajlaşacağız o kadar. " Kafasını sallayarak konuştu. " Tamam öyle olsun." Kapısını açmak için uzanınca anı bir tepki verdim yine. " Dur! Yani inme sen, ben inerim. " Kapıdaki elini çekip bana döndü tekrar. " Olmaz ya açayım işte nolucak? " Kafamı iki yana sallayıp kapımı açtım ve indim kapıyı kapatmadan arabaya eğilip
" Allah'a emanet ol! " dedim ve ondan da aynı karşılığı aldıktan sonra binaya doğru yürüdüm. Araba gitmemişti hâlâ içeri girmemi bekliyordu.Bir artı puan daha...
İçeri girmek için zili çaldım ve kapı açılınca içeri girdim kapıyı arkamdan kapatınca gözüm arabaya kaymıştı. Barış gitmemiş üstelik hâlâ bana bakıyordu. Gözleri gözlerime değdiği an hızla arkamı döndüm ve üçüncü kata çıkan merdivenleri çıkmaya başladım.
Hayır yani ne diye asansör yaptırmazsınız ki biz mecbur muyuz sürekli bu merdivenleri çıkmaya Allah Allah!
Valla iç sesim çok haklı niye asansör yaptırmıyorlar be!
Kendi konuşmalarım içinde üçüncü kata ulaşmıştım. İçeri girmeden önce anahtarımı çıkardım ve sabır diledikten sonra kapıyı açtım.
İçeri girip kapıyı kapattım ilk önce içeriyi dinledim kim evde var diye ama tek ses salondaki televizyonun sesiydi sakin bir şekilde üzerimdeki hırkayı çıkardım ayakkabılarımı da yerine koyduktan sonra salona geçtim.
Salonda televizyon izleyen anne(m) ve baba(m)ı gördükten sonra arkamı döndüm tam gideceğim esnada baba(m)ın sert sesini duydum.
En çokta ne yakıyor canımı biliyor musun? Annem Babam diyememek...
" Bu saate kadar neredeydin? Eşşek başı mıyım lan ben bu evde ha!? " yüzümü ona çevirip baktım gözlerine resmen ateş püskürüyordu. Koltuktan kalkıp yanıma geldi ve yumuşak sayılmayacak bir sertlikte kolumu sıktı. Kolumun moraracağına o kadar emindim ki.
Sustum konuşmaya mecalim yoktu.
Acıdan yanağımın içini sert bir şekilde ısırdım. Bir elini kaldırıp çenemi sert bir şekilde tuttu. " Cevap ver lan! " Çenem sızlarken kolumu bırakmadan önce sert bir şekilde itti bedenimi, birkaç adım geriye savrulan bedenim duvara çarpınca ağzımdan küçük bir inleme çıktı.
Geçen sene belime tekme attığı için hareketlerim kısıtlıydı. Bakışlarım hâlâ bana bakan katilimin gözlerindeydi.
" Gitmeme sen izin verdin. " Herşeye rağmen duygusuz ve soğuk çıkan sesim onu daha da kudurtmuş olacak ki büyük bir adımda yanıma gelip boğazıma yapıştı.Nefesim anında kesilirken ona müdahale etmek istemesemde buna mecburdum.
Bu can bana Rabbimin emanetiydi ve ona sahip çıkmak en büyük görevimdi.
Elimi kaldırıp nefesimi kesen ellerini ittirdim benden kat ve kat güçlüydü ama tek sert ittirişim ile çekmişti elini çünkü
o da biliyordu eğer biraz daha sıkarsa nefessizlikten ölecektim ve benim ölmem onun katil olması demekti.O zaten bir katildi, benim çocukluğumun, gençliğimin ve en önemlisi ruhumun katili...
Benden iki adım uzağa çekilip karısına döndü ve nefret kokan sesiyle konuştu. " Al götür bunu içeri yoksa elimden bir kaza çıkacak, iyi para teklif etmeselerdi şimdiye çoktan gebertmiştim. " Akmak için direnen göz yaşlarıma inat başımı eğmeden kendi odama gittim.
Onların yanında ağlamazdım evet ağlamak zayıflık değildir ama karşınızdaki kişi sizi düşmanı olarak görüyorsa bunu kullanmaktan asla çekinmez, bende onlara karşı dik davranırım hatta çoğu zaman umursamazlığım yüzünden dayak yerdim.
Kapıyı kapatır kapatmaz kilitleyip arkasına yaslandım bu evde sevdiğim tek yer burasıydı çünkü burada onlara dair bir şey yoktu. Ne bir fotoğraf ne bir yazı... Dizlerimi karnıma çekip oturdum başımı dizlerime yaslayıp rahat bıraktım gözyaşlarımı...
Ama ama amaa ağlıycam şimdi ya uff
Duygusal bir kuşum şu an...Sizce Bahar nasıl biri?
Barış nasıl biri?
Bahar'ın ailesi niye böyle?
Diğer kitaplarımada uğrayın lütfen.
Allah'a emanet olun...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudum
ChickLitSelam! Bu kitabı içimden geldiği gibi yazıyorum. Eleştiriye açık biriyim sınırlar aşılmadıkça tabii... Keyifli okumalar (。•̀ᴗ-)✧ Acı mı öldürür insanı, acıya alışmak mı? Doğru bildiğin yalanlar mı yakar canını, yalan uğruna heba olan yılların mı? ...