Merhaba!
Bölüm geldi. Sizden oy ve yorum bekliyorum.
Medya; Kimin böyle tatlış isyanları var? Yia bizi yaratana kurban olurum be...😊
♡İyi okumalar...♡
" Ne?! "
Duyduğum sözlerin etkisi ile başımı iki yana salladım. Ne demek oluyordu bu, annem beni babam yüzünden mi sevmemişti yani?
Hayır, hayır bu çok saçma bir anne sebebi ne olursa olsun evladına kötü davranmaz. Davranamaz.
" Kızım? " Hayatımda ilk kez ondan duyduğum söz ile gözlerim doldu.
Neden anne? Neden yaptınız bunu bana!?
" Neler oluyor burada? " sorduğum soruya karşılık anne(m) birkaç adım atıp yanıma geldi elini uzatınca onu durdurmak amaçlı bir adım geri gittim.
" Dokunma bana! " Sözlerim onu üzmüş olacak ki durdu, elleri iki yana düşünce gözlerindeki yaşlar hızlı bir şekilde akmaya başladı. " Ö-özür dilerim Bahar. " Duyduklarım kalbimi deli gibi artırıyordu. Bu gerçek olamazdı. Bana yıllardır bir kere bile sevgi göstermeyen kadın bana 'kızım' diyemezdi.
Bir iş çeviriyor olduklarına yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım...
" Size burada neler olduğunu sordum. " sinirle konuştuğum için baba(m) adeta tıslayarak konuştu. " O sesini kes ve bir daha bana bağırma. Anladın mı?! " Sesindeki nefret tüylerimi diken diken ediyordu ama ben yinede susmadım. Susamadım, bu zamana kadar bana yapılan her haksızlığa susmuştum ama artık susmayacaktım. " Hayır ben susmayacağım siz konuşacaksınız. Ya bu zamana kadar bir kez olsun bana kızım demeyen kişi bana 'kızım' diyor neden, nedeni ne? "
Sert sesime inat ikiside konuşmayınca arkamı döndüm ve kendi odama girdim. Kafa dinlemeye ve kendime gelmeye ihtiyacım vardı. Hızlı bir şekilde odama gittim ve kapıyı kilitledim.
Artık dayanamıyordum. Hiçbir zaman sevgiyle bakılmamıştı bana, kimse değer vermemişti. 'Ya yanlış bir kelime kullanırsam kalbi kırılırsa ne yaparım ben' diyen değil 'o geldiğinde şu sözleri kullanın ki kalbi kırılsın, üzülsün, bir daha kimseye bakacak yüzü olmasın' derdi insanlar bana.
Ben daha 5 yaşındayken tanışmıştım şiddetle. Evet tenime zarar vermemişlerdir ben küçükken ama ruhuma...
Onlar benim ruhumun katiliydiler.
Bazen okuldayken yaşıtım olan kızar gelir benle dalga geçerlerdi. Sebebini hep merak etmiştim.
Uzun süre boyunca bana piskolojik şiddet uygulayan ailem bu onlara yetmemiş olacak ki ben daha 10 yaşındayken fiziksel şiddete başvurmuşlardı. O zamanlar benim tek dostum fondötendi çünkü her yaramı onunla gizliyordum.
Ne istemişlerdi benden? Neden hayatımı mahvetmişlerdi? Madem anne-baba olamayacaklardı neden çocukları oldu ki?
Ve son ama en önemli soru. Anne(m) günlüğünde hamile olduğunu sevinçle anlatıyor. Peki ama sonra ne olduda bana düşman kesildiler?Kafamdaki düşüncelerle dalgın bir şekilde yatağın kenarında asılı olan siyah bez çantamı aldım ve içine cüzdanımı koydum. İçinde yeterli miktarda para vardı. Küçükken baba(m) ve anne(m) yaşıtlarımın eğlenip oynadığı zamanlarda beni çalıştırırlardı temizlik yapardım sürekli o zamanlar üzülüp ağlasam da şu an iyki diyordum iyi ki çalıştırmışlar beni, en azından bir ihtiyacım olduğunda kendi paramla alabiliyordum.
Telefonumu da çantaya koydum ve dolabın önüne geçtim. Üzerime siyah elbisemi ve siyah şalımı geçirdikten sonra aynaya baktım. Genelde makyaj yapmazdım, yaptığımda da çok az kullanırdım ama şimdi yapmak istemiyordum.
Bez çantamı koluma takip odadan çıktım. Hızlı bir şekilde dış kapının önüne geldim siyah spor ayakkabılarımı giydikten sonra kapıyı açtım ve özgürlüğüme kavuştum.
Evimin dışında olan her yer bana harika gelirdi.
Bizim bir evimiz yok ki...
Bir evinin olabilmesi için önce bir ailen olmalıydı. Evet bir evde yaşıyordum ama o evde yaşayan kişiler benim için yabancıydı.
Biz aynı evde yaşayan üç yabancıydık.
Çıkışa ulaştığımda kapıyı açtım ve dışarıya çıkmış oldum. Ev çokta işlek olmayan bir mahalledeydi ve etrafta çok kişi bulunmazdı genelde. Hızlı bir şekilde yürüdüm ve buradan iki sokak ötede olan parka doğru ilerledim.
Aklımda annemin günlüğünde okuduklarım vardı. O an o kadar mutlu olmuşlar gibime geldi ki. O günlüğün ilk sayfasını yabancı birine okutsam ve o ailenin şuan nasıl olduklarını sorsam 'kesinlikle çok mutlulardır' cevabını alırdım. Ama biz öyle değildik. Biz hiçbir zaman mutlu olamamıştık.
Kendimi bildim bileli annem ve babam kavga ederlerdi, hatta bunu benim yanımda yapmaktan da hiç çekinmezlerdi.
Çok iyi hatırlıyorum bir gün okuldan dönmüş çok yorgun bir haldeydim, annem evde yoktu ve ben nerede olduğunu bilmiyordum yine zaten çok yorgun olduğum için nerede olduğunu umursamıyordum. Üstümü bile değiştirmeden mutfağa girmiştim ve daha 13 yaşında olmama rağmen yemek yapmaya başlamıştım. Makarna ve çorba yapıp masayı kurmuştum. O aç ve yorgun halime inat onlar eve gelmeden ağzıma bir lokma koymamıştım sadece üstümü değiştirip salonda televizyon izlemiştim. Ama sonra o kadar yorgundum ki koltukta uyuya kalmıştım. Ne kadar süredir orda uyumuştum bilmiyorum ama beni uyandıran şey annem ve babamın bağıra çağıra kavga edişleri olmuştu. Yeni uyandığım için yorgunlukla koltuktan kalkmış ve ikisinin yanından geçip mutfağa girmiştim güzel güzel kurduğum sofra yere fırlatılmış tı. O gün öyle büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım ki, yeniden aile olabileceğimize dair içimde oluşan umut tohumları sökülüp atılmıştı ve o gün saat gece 2 olmasına rağmen balkona çıkmış ve hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Hiç kimse de umursamadı beni...Belki başka biri için bu olay çok basit bir şeydi ama benim için öyle değildi. O yemeği yaparken öyle güzel düşünceler vardı ki aklımda. Ama hepsi hayal olarak kalmıştı. Bu hâlâ da öyle maalesef.
Başımı kaldırıp etrafıma baktım. Parka gelmiştim. Burası çok güzeldi, hem de çok.
Üzgün hissettiğim her an namaz kılar Rabbime anlatırdım olayları. Evet o her şeyi görüyordu ama ben yinede anlatırdım. Anlattıkça ağlar, ağladıkça rahatlardım. Hatta namaza da böyle başlamıştım. Birgün okulda namaz kılan kızları görünce ne olduğunu çok merak edip araştırmıştım. Ve genelde söylenilen şey ona dua edildikçe insanın rahatladığı gerçeğiydi. Bende o gece namaz kılmayı öğrenmeye başlamıştım. Namaz kılamadığım zamanlarda da bu parka gelir ve huzurlu bir sessizlikle yanlız kalırdım.
Güzel bir yere oturmak için etrafıma bakındım ve biraz ileride olan banka oturdum. Etrafta üç kız, dört erkek çocuğu vardı. Hepside çok küçüklerdi. Tahmini olarak en küçüğü 5 en büyüğü ise 9 yaşında gibiydi ve çok tatlıydılar. Bankta arkama yaslandım ve çocukları izlemeye başladım.
İkisi tahterevalli de, ikisi salıncakta, üçü ise kaydıraktaydı. O kadar tatlı görünüyorlardı ki onları izlerken kendi çocukluğum geçti gözlerimin önünden, yaşadıklarım ve yaşayamadıklarım...
Merhabaaaaaaa biraz sohbet edek!
Bölüm nasıldı?
Bahar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Barış hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bahar'ın ailesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Barış'ın ailesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce Bahar'ın annesi neden böyle davranıyor?
Sorularıma cevap verin lütfen.
Diğer bölüm görüşelim.
Allah'a emanet olun!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudum
Literatura FemininaSelam! Bu kitabı içimden geldiği gibi yazıyorum. Eleştiriye açık biriyim sınırlar aşılmadıkça tabii... Keyifli okumalar (。•̀ᴗ-)✧ Acı mı öldürür insanı, acıya alışmak mı? Doğru bildiğin yalanlar mı yakar canını, yalan uğruna heba olan yılların mı? ...