Selam...
( 2k oldukkk emeği geçen herkese teşekkür ederim 😻😽 )
Bu bölümümüzde dengeler çok açık değişecek. İlerlemeyi kafamda kurdum, bölümleri elimden geldiğince uzun ve hızlı atıcam.
Günlük olayını soran okuyucuma bildiriyorum. Günlük diğer bölümlerde çok fazla geçecek.
Söylemeden yapamayacağım bu bölüm ve diğerleri beklentilerinizin üstünde olacak :)
Oy sınırı; 10 oy 10 yorum
Keyifli okumalar :')
Eve girdikten sonra ailemle büyük bir tartışma içerisine girmiş ve ufak(!) sıyrıklarla odamda ağlamıştım. Sonuç ise beni dinlemeden Barış'ın ailesiyle konuşulmuş isteme ve nişan 1 hafta sonra olacak şekilde kararlaştırılmıştı. Kendimi evliliğe hazır hissetmememe rağmen buna mecbur bırakılmıştım kısacası. O bir hafta içerisinde ufak (!) sıyrıklarım geçmişti ve nişan için hazırlık yapmıştım. Barış'la hiç konuşmamış, evdekilerin yaptığı zorbalığı görmezden gelmeye çalışmıştım.
Şimdi ise açık mavi, süslü elbisem ve ona uygun şalımı takmış aynada kendimi seyrediyordum. Nişanın başlamasına 1 saat kalmıştı ve gerginlikten kusmak istiyordum. Bu evliliğe kesinlikle hazır değildim. Üstelik Barış hayalimdeki eş adayı bile değildi. Onu sevmiyordum ve sevmediğim biriyle evlenme fikri hiç mantıklı gelmiyordu. Sevmenin yanında onu tanımıyordum da.
Düşüncelerimi bölen zil sesiyle derin bir nefes aldım. " Bahar, aç şu kapıyı benim açmamı beklemiyorsun herhalde!" Güler gibi nefeslendim ve kapıya vardım. " Buyrun? " Postacı olduğu her halinden belli olan genç elindeki zarfla birlikte yüzüme baktı.
" Bahar Alsancak? "
" Benim? "
Elindeki zarfı bana uzatıp almamı bekledi. " Kimden? " Bıkkın bir surat ifadesiyle imza atmamı bekledi. " Üzerinde yazıyor. " Cevap vermemi bile beklemeden gitti. " Kimmiş o? " Yatak odasından seslenen anne(m)e " Yanlış kata gelmişler. " diyip odama girdim. Zarf bana geldiğine göre onların bir şey bilmesine gerek yoktu. Zarfı açıp içinden çıkan flaşı kendi paramla aldığım bilgisayara taktım. " Ne var acaba içinde? " Gönderen kişiye baktığımda 'doğru yolu göstermek isteyen biri' yazısı kafamı iyice karıştırdı. Açılan flaşla ekrana ilişti gözlerim.
Karanlık bir oda ve sağ üste köşede dün gecenin tarihi hariç ekranda hiçbir şey yoktu. " Ah sevgilim acele et artık sabrım tükenmek üzere. " diyen birinin sesiyle karanlık odanın ışığı açıldı ve içeri Barış girdi. Bu yanlış oldu. İçeri Barış ve kucağında sarmaş dolaş olduğu Eda girdi. Öpüşüp yiyiştiklerini gördüğüm çiftle yapabileceğim en doğal şeyi yaptım ve gözlerimi kapatıp evin tavanına baktım. " Sadece 1 saat sonra nişanımız olacak ama damat adayı sevişmekle meşgul. " Kendi sözlerime gülerek ayağa kalktım. Ve zarfı yeniden elime aldım. İçinde küçük bir not vardı.
' Sevgili koca adayının gerçek yüzünü görmeni istedim. Bu benden size küçük bir düğün hediyesi :") '
Sinirle güldüm. Notla beraber bilgisayarımı aldım ve salona girdim. Nişanda sadece aile üyelerinin olmasını istedikleri için eve kimse gelmemişti daha ve bu ilk defa işime yaradı. " Anne ve baba size göstermem gereken bir şey var. " Salonda beni duymazdan gelen aileme göz devirip tekli koltuğa oturdum. " Şunu izlemelisiniz. " Bilgisayarı açıp videoyu yeniden oynattım ve izlemeden aile(m)e döndüm. Anne(m) gördükleriyle dünyanın en güzel filmini izliyormuş gibi gülümsedi. Ve bir kere daha hayalkırıklığına uğradım. Baba(m) ise videoya şöyle bir göz attıktan sonra bana sert bakışlar atıp cevapladı. " Ne var bunda genç ve sağlıklı bir delikanlı adam, tabii yatacak karıyla kızla. " Duyduğum sözlerle peşpeşe hayalkırıklığı yaşadım. " Ama... " Lafımı bölen zil sesiyle anında ayağa kalktım ve ikisine de baktım. " Beni onunla evlendirmeyeceksiniz değil mi? İstemiyorum onu, olmaz. " Yanıma adımlayıp kolumu tuttu ve dişlerinin arasından tısladı. " Sakın onların yanında videoyu açma. Parayı yedim bile ödeyemem. Duydun mu, hem onlardan yağlı kapı mı bulcam lan ben? " Elini ittirmeye çalışarak " Ben ödeyebilirim, " desem bile dinlemeden kapıyı açmaya gitti. Anne(m) de şen kahkahalar atarak salona girmeden önce gözlerime bakıp " Bir an gidiceğin yerde huzur bulacaksın diye çok korktum ne yalan söyleyeyim. " dedi ve gitti.
Arkalarından bakıp yapabileceğim en hızlı şekilde plan kurdum ve eşyaları alıp odama girdim. Kapımı kilitleyip kendi paramla aldığım bütün eşyalarımı orta boy sırt çantama koydum. Kendime ait hiçbir şeyi burda bırakmak istemiyordum. " Bundan sonra beni asla bulamayacaksınız. " pencereyi açıp atlayabilir miyim diye düşünmeme gerek kalmadan pencereme dayalı merdivenle etrafa baktım.
' Bir şeyler dönüyor ama hadi hayırlısı. Yakında çıkar zaten kokusu. '
Merdivenlerden aşağı inip hızla evden uzaklaştım...
Ve son!!!!!!
Dırırırım yine ortalığı karıştırdım ;)
Diğer bölümde görüşmek üzere. Oy sınırı geçildiği gibi bölüm gelecek ve diğer bölüm olay :)))

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudum
ChickLitSelam! Bu kitabı içimden geldiği gibi yazıyorum. Eleştiriye açık biriyim sınırlar aşılmadıkça tabii... Keyifli okumalar (。•̀ᴗ-)✧ Acı mı öldürür insanı, acıya alışmak mı? Doğru bildiğin yalanlar mı yakar canını, yalan uğruna heba olan yılların mı? ...