|20|

642 78 85
                                    


Elimdeki son taslak sanırım.
İyi okumalar 💘⭐
----

Minho kedilerin mamasını verdikten sonra kahvaltı sofrasına oturmuş, annesi ve babasıyla güzel bir sohbet içine girmişti. Kahkahaların eksik olmadığı masada çalan telefonu alıp özür dileyerek açmış, karşıdan gelen sesi de özlediğini fark etmişti.

Naber Chanchanie?

Minho, çabuk Seule gel.

Ne oldu lan?

Hyunjin..

Ne? Ne oldu Hyunjin'e?

Dün gece, intihara kalkışmış... Evinin önündeyiz fakat hiç birimizi istemiyor. Bende yeni haber aldım.

Ne?! Tamam kapat. Kapat geliyorum.

---

Hızla telefonu kapatıp ayağa kalkmış " Ne oldu oğlum?" Diye soran annesine cevap bile veremeden koşa koşa yukarı çıkmıştı.

Anında üstüne rastgele bir şeyler giyip aşağı inmiş " Baba arabayı almam lazım, birkaç saate dönerim size. " diyip anahtarı kaptığı gibi evden çıkmıştı. Babası ve annesi ne olduğunu anlamadan onu kendi haline bıraktıkları sırada Minho korkudan ölecek bir hâlde arabaya binip çalıştırmıştı. Elleri çoktan titremeye başlamıştı bile.

Korkusu yol boyunca kat be kat arttı. Hyunjin'i üst üste aramış, fakat hiçbirine yanıt alamamıştı. Daha bugün 11.ci aya girmişlerdi. Hatta bugün ikisi de dışarı çıkıp görüntülü konuşacak, birbirlerinin yanında gibi hissetmeye çalışacaklardı.
Böyle bir şeyi asla beklemiyordu. Havaalanına geldiği sırada yolda aldığı biletini kontrol etmiş, hızla arabadan inip kilitlemişti.

Arabayla gitmesi uzun sürecekti. Bu yüzden bunu tercih etmek zorunda kalmıştı. Uçak korkusu şuan umrunda bile değildi. Son düşüneceği şey belki de bu olmuştu.

---

Evinin önüne geldiği sırada nefes nefese kalmıştı. Chan hızla ayağa kalkıp yanına gelmiş " Uçtun mu oğlum?!" Diye bağırmıştı bu kadar erken gelmesini beklemezken.

" Uçtum. "

Minho koşarak apartmana girip asansörü çağırmış, bunu bekleyebilecek olduğunu düşünmese de bu hâlde merdiven çıkamayacak olduğu için beklemişti. Anında açılan kapıdan içeri girmiş, diğerlerini beklemeden yukarı çıkmıştı.

Geldiği katta hızlıca inmiş, kapıya ulaşıp üst üste çalmıştı. Neyi neden veya nasıl bir hızda yaptığını tartmak çok zordu.

" Hyunjin! "

Yine hiçbir ses yoktu. Başa dönmüş gibi hissediyordu.  Bu deja-vu ona çok ağır gelmişti.
Üst üste çaldı, bağırdı, tekrar tekrar aradı.. fakat gelen hiçbir yanıt yoktu.

Son kez zile basınca umutsuzca kapıya dayanmış, içeride belki de canlı bir beden bulamayacağını düşünmüştü. Son anda aklına gelen şey ile kendine kızmış, bunu yeni akıl ettiği için kafasını duvarlara vurmak istemişti. Kendi anahtarlığını  çıkarmış, ona asılı Hyunjin'in anahtarını tutup titreyen ellerine rağmen kapıyı açmayı başarmıştı.

Hızlıca salona girmiş, üst üste havlayan kkami'nin sesini takip edip o odaya doğru ilerlemişti. Korkudan ölecekti. Belki de göreceği şeye asla hazır değildi. Derin bir nefes alıp kapıyı açtı. Hyunjin yerde uzanmış, önü ilaçlar, halat, cam parçaları, ve içkiler ile doluyken kendi kendine mırıldanıyordu.

İntihara On Kala •HyunHo•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin