27↬ Özlem

320 37 198
                                    

Bu bölümü; annemin bitmek bilmeyen dırdırı, regl sancısı ve misafirlerin arasında stream kasmaya çalışırken yazdım 🙂
Zor bir süreçti benim için 🤧😫

Keyifli okumalar 💜🧚🏻‍♀️

Bitmesine son bir bölüm kaldı...🫂

...

~Birkaç ay sonra~

Jungkook

Yine kurduğum alarmdan önce uyanıp yaslandım arkama. Gözlerimi yerinden çıkaracak gibi ovuşturduktan sonra başımı geriye atıp öylece biraz tavanı izledim. Uyku düzenim yoktu şu sıralar, geceleri oturuyordum çoğunlukla, iki üç saat uyku yetiyordu bazen de.

Kalkmadan önce kolumda iz yapan saç tokasına baktım. Jimin gideli yetmiş üç gün olmuştu, çoktan sobahar gelmişti ama o hâlâ gelmemişti...

Gözlerimi kapatıp ellerimle yüzümü ovaladım. Özlüyordum, hem de çok. Kabullenmiştim artık, kimseye söylemesem de durmadan içime atsam da onu sevdiğimi kabullenmiştim ama geç kalmıştım. Ellerimi yüzümden çekip tekrardan bileğime baktım, aldığı tokayı bir an olsun bileğimden çıkarmıyordum, ondan geriye kalan tek şeydi çünkü.

Her gün aklımdaydı, durmadan onu düşünüyordum. İşlediğim bir günahın cezasını çekiyormuş gibi bir histi ve her geçen gün belki biter veya azalır diyordum ama aksine gün geçtikçe daha da artıyordu; ona olan özlemim, kendime olan nefretim...

...

Mutfakta kahve yapıp içerken Yoongi hyung elinde telefonla içeri girip su alarak çıkmıştı, mesajlaşmaktan yüzüme bile bakamamıştı. O bile flört yapmıştı, düşünebiliyor musunuz Yoongi hyung flört yapmıştı...

Uzun zamandır onunla ilgilenen bir kadın vardı, fotoğraf stüdyosundan çıkmıyordu. Sonunda ona karşılık vermeye karar verdi, her zaman ilişkilerden uzak olan Yoongi hyung bile kendi koyduğu kuralları çiğnemişti ve en iyisini yapmıştı, tabii benim gibi salak değildi o.

...

Ceketimin kapüşonunu kafama geçirip durağa kadar yürümeye başlamıştım. Üşüyen ellerimi ısıtmak için birbirine sürterek ilerliyordum ki parkta gördüğüm çift durmama sebep oldu. Bankta birbirlerine sarılmış öpüşüyorlardı. Gözlerimi devirip yürümeye devam ettim, hah bu soğukta aşk mı yaşanırmış??

Biraz şarkı dinlemek için cebimdeki kulaklığı çıkarıp takmıştım. Şarkılar sırasıyla değişirken save your tears denk gelmişti, Jimin de seviyordu bu şarkıyı. Düşündüğüm şeyle iç çekip ilerlemeye devam ettim.

...

"Bugün televizyona çıkacaksın, heyecanlı mısın?" ilk defa ekran karşısına çıkacak değildim hatta bu maç çok önemli bile değildi. Heyecanlı olmadığımı fark eden hocam elini omzuma attı "Ha böyle kendine güven yeter Jungkook, maçın keyfini çıkar ama böyle dedim diye de fazla salma" dedi gülerek. Başımla onaylarken giymiştim eldivenlerimi. Aklıma yine Jimin gelmişti, ne zaman birisi bana 'kendine güven' dese Jimin'i hatırlıyordum, o da böyle söylerdi çünkü. O en havalı antrenördü benim için, en iyisiydi.

Hyunglarım izlemeye gelelim dediklerinde reddettim, çok önemli bir maç olmadığını söyleyip geçiştirmiştim onları. Maçlarımı izlemek için gelmelerini istemiyordum artık, buna gerek yoktu. Eskisi gibi zoruma gitmiyordu, bir sürü seyircim vardı zaten. Önemli bir maç olursa ben onlara söylerdim o zaman gelirlerdi.

Ringe çıkmadan önce son kez aynaya baktım, kolumdaki tokayı kontrol etmeyi de unutmadım. Benim şans tılsımım olmuştu, onsuz yapamazdım.

Acaba bugün Jimin beni izler miydi? Ya da işte kanalları değiştirirken denk gelir miydi..? Belki bi' ihtimal izlerdi, izlerken ne hissederdi acaba? benden nefret ediyorsa belki de izlemeden değiştirirdi.

Dear Future Husband ↬TaeJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin