Ortalık karışacak yumruklar konuşacak...uzun bir bölüm oldu umarım seversiniz keyifli okumalar 💃🏻❤️...
Jin
Evden getirdiğim eşyalarımı yerleştirdikten sonra biraz oturup dinlenmek istemiştim. Yemek yapmaya zaman kalmadığı için Taehyung sipariş ettiği yemeklerin hazır olduğunu söyleyince ayaklandım
"Acıktım bir şeyler yiyelim artık" kolunu belime sarıp kapıya doğru yürüdüğünde aklıma gelen şeyle başımı çevirip baktım suratına "Yarın işin var mı?""Var, hatta çok önemli bir görüşmem var" dudaklarımı düz çizgi haline getirip anladım der gibi başımı salladım "Bir şeyler yapalım diyecektim de, uzun zamandır baş başa dışarı çıkmadık" mutfağa girdiğimizde geçti karşıma ve gözlerime bakarken iki kolunu da sardı belime "Erken çıkmaya çalışırım, nereye gitmek istersin söyle hemen rezervasyon yapayım" ellerimi çıkarıp ensesine yerleştirdim "Nereye gitmek isterim, hmm..." ben düşünürken yaklaşıp dudaklarını bastırmıştı boynuma, kıkırdayıp bekledim. Onun konuşmasıyla düşünmeyi kesip dinledim, boynumu gıdıklar gibi fısıldadı "Baş başa olduğumuz sürece inan bana fark etmez"
"O zaman...Geumsan'a gidelim lütfen, orada yapacak çok şey var" başını boynumdan çekip dikkatlice dinlemeye başladı "Ben..." dedim gözlerimi bir noktaya sabitleyip "Hep oraya gitmek istemiştim ama o kadar yoğun çalışıyordum ki hiç fırsat olmadı"
"Yarın akşam yola çıkıyoruz o zaman, kaç gün kalalım? Hafta sonu boşum biliyorsun, bu yüzden sana vakit ayırmak istiyorum" söylediği şeylerle yüzümdeki gülümseme daha da büyümüştü "Bilmem" dedim ona sordum "Kaç gün kalırız?"
"Üç gün kalabiliriz"
Kollarından çıkıp tuttum elini "Yemek yedikten sonra bavulu hazırlamaya başlayalım o zaman" ben heyecanla orada neler yapabileceğimizi anlatmaya başlamıştım, o da beni sessizce dinledi. Yemek yerken bile susmadan konuşmuştum, yüzünü eline yaslamış öylece beni izleyen onu fark ettiğimde susup güldüm "Noldu, niye öyle bakıyorsun?"
Omuz silkip şunları söylemişti "Mutlu olmana sevindim sadece" usulca bakışlarını çevirdikten sonra yemeye devam etti. Durgun oluşu gözümden kaçmamıştı, eve gelmeden önce babası aramıştı, işle ilgilidir diye burnumu sokmak istememiştim ama...sakinliğinin onunla bir ilgisi var mıydı acaba? "Bir sorun mu var hayatım?"
Elindeki chopstikle karıştırdı önündeki yemeği "Babam sinirlerimi bozuyor" dediğinde tamamen asılmıştı suratı "Belki ben villadan gidince bir şeyler değişir dedim ama yok, o kadın gözlerini çoktan kör etmiş. Normalde biliyorsun çok kafaya takmam ama...sinirlerimi bozdu işte" yemeye devam edip salladı başını iki yana "Ama bundan sonra gerçekten hiç umursamayacağım, ne hâli varsa görsün umrumda değil"
Onu böyle görmekten nefret ediyordum. Öfkeliydim, babasına ondan daha çok öfkeliydim. Oturduğum yerden kalkıp yaklaştım ona doğru, başını kaldırıp baktı ne yapacağıma. Hiçbir şey demeden yanındaki sandalyeyi çekip oturdum, elini alıp ellerimin arasına koyduktan sonra baktım dolmak üzere olan koyu kahve gözlerine "Taehyung...biliyorum ki şimdi sana ne söylersem söyleyeyim içindeki boşluğu dolduramayacağım veya babanla olan sorunlarını çözemeyeceğim. Evet, belki zamanı geriye saramıyoruz, yaptığımız hataları telafi edemiyoruz ve geçmişi değiştiremiyoruz ama gelecek bizim elimizde. Geleceği şekillendirecek olan biziz" tuttuğum elini dudaklarıma götürmüş ve öpmüştüm "Sen mutsuz olunca ben çok üzülüyorum, kalbimi acıtıyor bu hâllerin. Bu yüzden lütfen mutlu ol, yemin ederim ben hep yanında olmaya hazırım"
Gözlerini havaya kaldırıp dudaklarının arasından mırıldandı "Cidden kafamı sikeyim!" neden böyle dediğini anlamaya çalışırken gülmüştüm "Ne? Birden niye böyle dedin şimdi?" hiçbir şey demeden uzanıp başını koydu omzuma, kendine yer yapar gibi sürttü biraz başını boynuma doğru "Üç sene önce seni görüp de evlenmeyen kafamı sikeyim, o gün elinden tuttuğum gibi götürüp evlenecektim seninle"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Future Husband ↬TaeJin
FanficSeokjin'i; ilkbahar, kitaplar, sevgi ve umut ayakta tutuyordu. Taehyung ise onun tam zıttı bir insandı. Başarı, para ve hırs onun her şeyiydi. Peki bu ikisi anlaşmalı bir evlilik yaparsa- daha doğrusu anlaşmalı evlilik yapmak zorunda kalırlarsa ne...