Medyadaki şarkıyı çok seviyorum dinlerseniz sevinirim 👉🏻👈🏻 💜🧚🏻♀️...
Jimin
"Hyung" dediğinde başımı kaldırıp aldım uzattığı çayı "Teşekkür ederim" yanıma oturup sırtını yasladı arkasına, elindeki çayı yudumlamadan önce baktı merakla "Noldu sana böyle hyung? Hiç iyi görünmüyorsun"
Onun gibi sırtımı arkama yaslayıp çevirdim başımı "Amcamla tartıştık, çıkıp geldim ben de işte" dudaklarını büzerken eliyle iki yaptı "Şimdi iki sorum var hyung; bir hangi amcan? ikincisi zengin adamsın deniz manzaralı bir otel tutmak yerine neden saunaya geldin?" gülerek söylemişti bunları, beni de güldürmüştü.
Kısa süreliğine gülsem de hemen eski moduma dönmüştüm "En büyük amcamla tartıştık. Çok önemli bir konu değildi aslında ama çok sinir etti beni..." parmaklarımla oynarken eğdim başımı "Japonya'ya git oradaki müşterilerle ilgilen dedi, ben de burada rahat olduğumu söyledim. Hiçbir işe yaramıyorsun diye söylendi falan"
Yüzünü eline yaslayıp dirseğini büktüğü dizine koydu "Arada böyle iş için yurt dışına çıkıyordun değil mi?" başımla onayladım "Sıkça giderim zaten ama amcam temelli gitmemi istiyor. Açıkçası..." omuz silktim "benim gitmem onun da işine yarayacak, zaten aramız hiçbir zaman iyi olmadı onunla"
"Peki neden gitmek istemiyorsun hyung? Japonya sonuçta, woww" dedi kendi kendine "Hep Tokyo'yu görmek istemişimdir" çocuksu bir mutlulukla söylemişti bunu, hafifçe gülümseyip ayağa kalktım bardakları götürmek için, gitmeden önce yüzümü buruşturup cevapladım sorusunu "Önemli olan gittiğim yer değil, ben burayı seviyorum, sevdiğim herkes burada; Hoseok, Taehyung...ve sen" dedikten sonra ayrıldım yanından. O bilmiyordu ama gitmememin en büyük sebebi kendisiydi, onu bırakıp nereye gidecektim ki?
Farklı ülkede yaşamak koymazdı ama onsuzluk koyardı kesin. Nerden biliyorsun, hiç yaşamadın ki bu duyguyu, daha dün tanıştın...diyebilirsiniz ama hayır, belki o bunu hiç umursamıyordu ama ben umursuyordum, Jungkook artık hayatımdaydı, bir kere tanımıştım değil mi? Nasıl onu hiç tanımamış gibi arkama bakmadan gidebilirdim ki?
Artık eskisi gibi değildim mesela, sıkça özlüyordum onu, bunu kabullenmem biraz zor olmuştu ama durum böyleydi...her gün yanına gidip onunla vakit geçirmek istiyordum ve hislerimin karşılıklı olduğuna emindim.
Tekrardan onun yanına gittiğimde çoktan uzanmıştı ve üzerini örtmeye çalışıyordu. Hemen yaklaşıp güzelce örttüm, tuhaf tuhaf baktı bana. Ben de yanına uzanıp ona doğru döndüğümde kaşlarını çatıp sordu "Hyung sevdiğim herkes burda deyip beni sayman biraz garipti bence, senin Japonya'ya gidip gitmenle benim ne alakam var ki?" gözlerini kapatırken devam etti "Yerinde olsam direkt giderdim"
Acı bir tebessümle salladım başımı iki yana, hâlâ uslanmayan bir çocuktu "Gider miydin cidden? Yerimde olsaydın beni bir daha göremeyeceğini bile bile gider miydin?"
Biraz bile düşünmeden "Evet giderdim" demişti, hiç istifini bozmadan devam etti "Ben de seninle vakit geçirmeyi falan seviyorum hyung ama arada bir telefonla konuşsak yeter benim için, öyle her gün yüzünü görmeme falan gerek yok"
"Cidden kırıcısın" demiştim gözlerine bakarken. Alayla güldü "Böyle söyledim diye ağlamayacaksın değil mi hyung?" benim ciddi olduğumu fark edince o da ciddileşti "Pekâlâ açık konuşalım hyung gitmeni ben de istemem" dediğinde parlamıştı gözlerim "Neden?" demiştim hemen.
Biraz sustuktan sonra konuştu "Sen gidersen ben kiminle böyle uğraşıp alay edeceğim hyung?" dedi gülerek. Gözlerimi devirip işaret parmağımla hafifçe ittirdim alnını "Şu laflara bak! Hyung seni özlerim gitme demek bu kadar zor mu lan?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Future Husband ↬TaeJin
FanficSeokjin'i; ilkbahar, kitaplar, sevgi ve umut ayakta tutuyordu. Taehyung ise onun tam zıttı bir insandı. Başarı, para ve hırs onun her şeyiydi. Peki bu ikisi anlaşmalı bir evlilik yaparsa- daha doğrusu anlaşmalı evlilik yapmak zorunda kalırlarsa ne...