| Ambiguity

48 5 1
                                    

Bahar bir insanla gelebilir insana.

.

"şu piçler-!" uzaktan tae ve jungkook'u izleyen min seok dişlerinin arasından konuştu. Taehyung'un kendini rezil etmesinin üstünden 3 hafta geçmişti ama siniri hala taptazeydi. Nasıl eziklendiği aklından çıkmıyor, elleri kaşınıyordu.

Taehyung ve jungkook el ele konuşarak geziyordu. Üstelik bunu her gün yapıyorlardı. Resmen jungkook'un yanlız kaldığı zaman yoktu. Olsa zaten min seok ne yapacağını biliyordu da...

"hey, oynuyor musun?" omzuna dokunan eli bir hışımla ittirdi.

"siktir git, işim var" çocuk söylenerek diğer çocukların yanına gitti. Evet, min seok'un gerçekten işi vardı. Taehyung ve jungkookun arasında ne olduğunu çözmeye çalışıyordu...

Zengin birinin fakir biriyle bu kadar yakın olma sebebi ne olabilirdi ki?

Veya onu koruma sebebi?

"böğürtlenere bak!" jungkook ilk defa görüyormuş gibi heyecanla çalılara koşunca taehyung'ta arkasından gitti.

"Mm, tadı çok güzelmiş ama biraz ekşi" jungkook taehyung'un ağzına da bir tane koydu. Taehyung yüzünü buruşturdu.

"yoksa bunlar..." min seok kahkaha atmaya başladı. Çok saçma bir düşünceydi. Mümkün olma olasılığı bile yoktu. Bu köyde daha önce böyle bir şey görülmemişti!

"aptal min seok bula bula bunu mu buldun? " sonra düşünmeyi planlayarak diğer çocukların yanına gitti.

"kitap okumayı sever misin?"

"türüne bağlı. Şiir kitaplarını severim ama romantik kitapları sevmem mesela. Yada aksiyon severim ama korku sevmem"

"o kadar çok türde kitabın mı var!" taehyung kafasını salladı.

"istersen sana da getireyim?" jungkook heyecanla gülümsedi. Uzun zaman sonra yeni bir kitap okuyacaktı!

"sevdiğin kitapları getir, bende kütüphanemdeki sevdiğim kitapları sana vereyim" taehyung onayladı. 7 yaşında bir çocuk fabl kitabı falan getirirdi muhtemelen ama sorun etmedi.

"akşam gelecek misin?"

"evet"

"annem seni odamdan çıkarken görmüş, birlikte yatmayın dedi"

"sen ne dedin?" jungkook dudaklarını sarkıttı.

"bir şey demedim ama ben seninle uyumayı seviyorum" taehyung duyduğuyla gülümseyip jungkookun yanaklarını sıktı.

"sana daha çok sarılırım, yorganı da üstüme çekerim bir daha yakalanmayız" jungkook hiç bir şey demeden el salladı. Annesinin sözünden çıkmak istemiyordu ama taehyungla yatmayı da seviyordu...

Akşam görüşmek üzere ayrıldılar. Bu sırada arkadaşlarının yanına giden min seok hala kafası karışık bir şekilde onları izliyordu.

...

"reçel çok güzel olmuş jeongguk, tadına baktın mı?" jungkook cevap vermeden yemeğini yemeye devam etti. Babası eve sarhoş gelmemişti ve anlaşılan keyfi yerindeydi.

"bugün yeni bir iş aldım, çok daha fazla kazanabileceğim bir iş"

"ne işi?"

"daha zengin bir beyin tarlasıymış. Oradan geçen evde görevli bir bayım bizzat gelip teklif etti, bende anlamadım" heyecanla konuşmaya devam etti.

"artık içki içmeyeceğim. Bu da işin kurallarından biriymiş" annesi tebessüm ederek babasına baktı.

Annesiyle babası aşk evliliği yapmıştı. Annesinin anlattığına göre başlarda çok mutlulardı ama sonrasında hem köydeki ağızların fitneleriyle, hem babasının bu içkiye düşkünlüğüyle aralarındakı ilişki yavaş yavaş solmuştu. Ve hatta babası annesine şiddet uygulamaya başlamıştı...

We Were Born to Die/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin