| The Weak

13 3 0
                                    

!

"Ağlamayı kesmezsen, sana karşı hiç nazik olmayacağım benim minik papatyam" jongin çocuğun toprak bulaşmış saçlarından tutup kafasını yerden kaldırdı. Çocukcağız o kadar çok tekmelenmişti ki kıpırdayamıyordu.

Vücudunda çoktan onlarca morluk oluşmuştu.

Jungkook yüz üstü ağlamaya devam ederken karnına yediği yeni bir tekmeyle iki büklüm oldu.

"Benimle top gibi oynamıştınız hatırlıyorsun değil mi? Nasıldı? Eğlenceli miydi?" jungkook hıçkırıklarının arasından fısıldadı.

"Özür dilerim" min seok çocukla aynı hizaya eğilip kulağını yaklaştırdı.

"sesin gelmiyor yukarıya, ne dedin?"

"Özür dilerim" çocuğun kafasının arkasından tutup toprağa sürttü.

"Duyamıyorum, bir daha tekrar et" jungkook yüzüne batan taşlar yüzünden daha şiddetli ağlamaya başlayınca kininden kudurmuş olan min seok memnuniyetle geri çekildi.

Jungkook ağladıkça tatmin oluyordu.

"İlk önce siz halledin, ben tütün içeceğim" seung-ho kafa sallayıp jungkook'un üstüne çıktığında minik çocuk kalan enerjisiyle ittirmeye çalıştı.

"Özür dilerim!"

"Özür dilerim min seok-ah, affet beni! Yemin ederim bir daha yapmayacağım!" min seok alayla kahkaha attı.

"Bir daha zaten yapamazsın aptal şey seni. Yalvarmaya devam edersen düşünebilirim" jungkook çırpınmaya devam ederken bağırdı.

"Taehyung neden geç kaldığımı merak edecek yalvarırım bırak... Canım yanıyor!" sonunda seung-ho çocuğun kollarından tutmayı başarıp üstüne çullanınca jungkook çaresizlikle ağlamaya devam etti.

"Yalvarırım bırak. Kimseye bir şey söylemem, yemin ederim. Ne istersen yaparım min seok, yalvarıyorum sana" min seok tok bir kahkaha attı.

"Evet düşündüm ve fikrim değişmedi, ayrıca senin gibi aciz birinden ne isteyebilirim ki? Seung-ho devam et" min seok tutununu yaktıktan sonra dudaklarının arasına koydu ve yüzündeki iğrenç sırıtmayla olanları seyre başladı.

Yüzü kan içinde olan çocuk tüm gücüyle seung-ho'ya vursa da sonunda, üstündeki bedenden ağır bir yumruk yediği için hareketsizleşti.

Bunu firsat bilen iğrenç herif ise çocuğun altındaki kaftan pijamayi dizlerine kadar indirdi.

"Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim, özür-" jungkook hızlıca omuzlarından tutan elleri ittirdi.

"Dokunma bana!" yatakta geri çekilmeye çalıştığı sırada sıkıca ona sarılan beden yüzünden bunu başaramadı.

"Jungkook benim! Bak yatağımızda yatıyoruz sevgilim, güvendesin. Yanındayım, korkma artık geçti"

Jungkook gözlerini kırpıştırıp geri çekildi ve terler içinde kendini sarsan kişiye baktı. Bu gözleri sonuna kadar açılmış ve dolu olan taehyung'tan başkası değildi.

Tam olarak ihtiyacı olan bedeni görmenin rahatlamasıyla sessiz gözyaşlarıyla esmer bedene sarıldı.

"Geçti aşkım, geçti bir tanem" jungkook adamın boyun girintisine göz yaşlarını bırakırken derin nefes aldı. Her ne kadar kötü bir kabustan uyansa da uyandığı yer taehyung'un yatağı ve kucağı olduğu için inanılmaz derecede rahatlamış hissediyordu.

Adamın kucağından geri çekilip sakince yüzüne baktı. Sonraysa biraz aşağıya kayarak dizlerine yattı.

"Çok korkunçtu, tekrar yaşamışım gibi her şey çok netti" taehyung çocuğun saçlarını yavaşça okşayarak fısıldadı.

We Were Born to Die/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin