| Pain

24 5 5
                                    

Takvimin en güzel yaprağıydı, seni gördüğüm gün.

.

"dün gece neredeydin?" taehyung sesini çıkarmadan ayak uçlarına bakmayı sürdürdü. 

"Kim Taehyung dün gece neredeydin?!" taehyung bağırdığından dolayı titrese de belli etmedi. babası karşısında kendi için özene bözene yaptırdığı köşesinde minderinin üstünde bağdaş kurarak oturuyordu. bay dowon ise hemen kendi çaprazında ellerini önünde bağlamış vaziyetteydi. anlaşılan dün gece ev bayağı karışmıştı. ama kesinlikle değmişti...

"seni küçük şeytan, babanın karşısında utanmadan gülüyor musun birde?" babası yerinden kalkıp bir hışımla taehyung'a doğru gelince bay dowon araya girdi. 

"efendim, izin verin ben onunla konuşup halledeyim" sinirli adam elinin tersiyle adamını ittirdi. 

"eğitiminden bu zamana kadar sen sorumluydun zaten. bir boka yaramadın. seni işten atmıyorsam, bunca yılın hatırınadır dowon" tekrardan taehyung'a baktı. 

"dün gece nerede olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun? bu köy benim! benden habersiz tek bir sinek uçmaz burada!" esmer gencin tam karşısına geçti ve buruşmuş parmağını çocuğun göğsüne vurmaya başladı.

"pislik seni, sevgili mi yaptın? hem de bir erkek ha?!" babası kahkaha atmaya başlarken taehyung hem şaşkınca hem de sinirle babasına baktı.

"benim, Kim Jin-woo'nun oğlancı bir oğlu var öyle mi? seni piç kurusu!" taehyung'a sağlam bir yumruk attığında genç adam sendeledi. 

"bu sikimsonik ilişki ne yazık ki kısa sürecek. kader böyleymiş, çocuk ve ailesini köyden süreceğim"

"onlara dokunmayacaksın!" hafif kilolu adam yanağı kızaran gence alayla güldü.

"bir daha bana sesini yükseltirsen, dilini boynuna dolatıp asarım seni" 

"onlara... dokunursan! yemin ederim, yemin ederim benim elimde armut toplamaz!" genç adam sinirden titremeye başlamıştı ama karşısındaki adam sırıtmaya devam ediyordu. 

"emri verdim bile-"

"tamam, bende onlarla gidiyorum" 

"ne dedin sen?" 

"duydun işte! bende onlarla birlikte gidiyorum!" kilolu adam daha da sinirlendi ve taehyung'a tekrardan yumruk atmak adına elini kaldırdı. ama sıktığı avucu yolun yarısında oğlu tarafından durduruldu. 

"18 oldum artık farkındasın değil mi? artık karşında ağlayıp zırlayan 5 yaşındaki küçük çocuk değilim. boyum seni geçti, gücüm desen ortada. bundan sonra, bundan sonra baba karşındaki kişiyi dikkate almaya başla. çünkü bende seni dikkatle izliyor olacağım" taehyung babasının hala güç kullandığı eli bırakınca adam acıyla yüzünü buruşturdu. 

"şimdi hemen emri verdiğin adamı ulaşmadan çağırt yoksa yemin olsun ki dediğimi yaparım" taehyung arkasına bakmadan büyük salondan çıktı ve derin bir nefes aldı. 

sevgilisinin yanına gitmeliydi. 

...

"her yerim ağrı içinde" babası annesinin ellerine masaj yaparken jungkook'ta üzgün bir şekilde onları izliyordu. annesi bu günlerde daha da elden ayaktan kesilmişti. 

"hekim, hiç bir teşhis koyamadı, Ne yapacağımızı bilmiyorum" annesi yorgunlukla gülümsedi.

"iyi olacağım, sorun değil. yanıma gel oğlum" elma yanakları iyice zayıflamış, çene hatları belirgin olmaya başlayan genç annesinin yanına, yatağa oturdu. 

We Were Born to Die/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin