30

460 17 2
                                    

Yemeklerimizi yedikten sonra biraz oturduk ve çay eşliğnde muhabbet etmeye başladık.

"Yol yorgunusunuz diye bugün bir yere gidelim demedim ama akşam çıkmak ister misiniz, hem daha serin olur." Dedim.

"Kulübe gidelim." Dedi, Mehmet. Gözleri parıl parıl parlıyordu.

"Aklın fikrin oynaşta." Dedi Sercan ayıplarcasına.

"Ekmeğimizdeyiz oğlum. İki üç çıtır nasiplenmeyelim mi?"

Uzaktan edepli ahlaklı sakin bir tip gibi görünüyordu, meğer zamparanın tekiymiş dedim içimden.

"Bana uyar aslın-" Buğra'nın lafı İsmail'in kolunu çimdiklemesi ile bölündü.

"Ne yapacaksın elin şehrinde elin karılarıyla barlarda?"

"Hep beraber gideceğiz ya yavrum." Dedi Buğra.

"Olmaz."

"Unuttuğun bir detayı hayırlatmak isterim İsmail'im. Ben gayim amına koyayım." Dedi. Oldukça sakin bir ses tonuyla.

Ortamda kimse buna takılmamıştı. Demekki biliyorlardı. İso ve Buğra'nın kendilerini gizlemek gibi bir derdi hiç olmamıştı ama yine de onları ortamda tuhaf karşılamamaları, beni mutlu etti.

Kemal oturumuna geldi.
"Diyelim ki Buğra bakacak oldu birine İso'm, ha mümkün değil de diyelim ki mümkün oldu." Eliyle Buğra'yı işaret etti. "Kim napsın bu dağ ayısı kılıklıyı." Dedi.

Buğra biraz iri bir tipti.

"Sen önce kendine bak be!" Diye çemkirdi İso.
Buğra söz konusu olduğunda içindeki cazgır karı! Kişiliği ortaya çıkıyordu.
"Allah'ın kekosu." Diye devam etti.

"Delikanlılığım keko olarak tanımlanıyorsa öyleyim kardeş." Dedi Kemal, gururla.
Belki tesbihi yoktu ama gerçekten kekoydu bu arada.
Lise yıllarında adidas eşofmanını çekip kız meslek önüne gitmişliği bile vardı.

Bu utanç verici geçmişi malesef ki hatırlıyordum.

"Valla ben buralara yabancıyım Adana'dan geldim." Dedi Mehmet.

"Ben İstanbul aslında ama yaz aylarında çocukluğum burda geçti." Dedi Sercan.

"Evet genellikle yaşlıları dolandırmakla." Diye ekledi Kemal.

Ben çok hatırlamasam da o Sercan'ı hatırlıyordu.
Ben ağır dramatik bir ergenlik geçirdiğim için oyunlara çok katılmamıştım.
O yüzden çok fazla hatırlamıyordum o zamanları.

"Telefonlarının parlaklığını kısıp 20 tl'ye tekrar açmak birinci aktivitemdi." Dedi geçmişteki huzurlu anılarını yâd eden bir ifadeyle.

"Senin ailen zengin amına koyayım, ne istedin elin bastonlu adamlarından?" Diye sordu Mehmet.

"Baba parası yemeyi sevmiyordum abim. Kendim kazanıyordum işte taa o zamanlardan beri." Dedi gururla.

"Kendin çalıyordun diyelim." Dedi Yusuf

"Kendi rızalarıyla veriyorlardı. Çalmak sayılmaz."

"Şimdi yapmıyor musun?" Diye sordum.

"Sorma ya!" Diye sitem etti birden. "Yeni nesil yaşlıları çok değişmiş entelleşmiş abicim. Dolandıramıyorsun. Lisede bıraktım bu mesleği ondan, uğraştığıma değmiyordu."

"Ekmek teknen kırılmış kötü olmuş." Dedim.

Öyle öyle der gibi başını salladı.

Sonrasında biraz daha muhabbet ettik, bu sırada İsmail'i de kulübe gitmeye ikna etmiştik.

Yanlış Numara BxB (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin