kpop one shot (İstek Alınıyor)

77~° Lia - Minho

77 bölümden önce 78 yüklemişim 😬

*Lia'nın bakış açısı*

"Oppa, işini ne zaman bitiriyorsun?" Telefonun diğer ucundaki erkek arkadaşıma sordum.

"Birkaç saat sonra bebeğim, neden?"

"Bundan sonra kaç gün izinlisin?" diye sordum sorusunu tamamen görmezden gelerek.

"Sadece iki gün var, hâlâ bu son bölümü bitirmem gerekiyor." içini çekti. Başımı salladım, sonra beni göremediğini fark ettim.

"Harika, kampa gitmeliyiz o zaman" dedim.

"N- ne?!" diye bağırdı.

"Bir karavanla kampa gitmeliyiz, sadece ikimiz. Hayal et; sadece ikimiz ıssız bir yerdeyiz, sonunda biraz huzur, sessizlik ve kendimize vakit ayırıyoruz." sahneyi hayal ederken telefonun diğer ucundan iç çekişini duyabiliyordum.

"Gitmem lazım bebeğim, bu akşam görüşürüz ve bu konuyu konuşabiliriz" dedi.

"Tamam kendini fazla yorma seni seviyorum"

"Tamam, ben de seni seviyorum, hoşçakal" diye yanıtladı.

Telefon görüşmesi bitmeden ağzımdan çıkan son kelime "güle güle" oldu.

telefonumu önümdeki cam masaya koydum, kumandayı elime alıp televizyonun oynat tuşuna bastım. Anlayacağınız üzere bir işim yok. Erkek arkadaşım Minho, "ünlü" biri olduğu için, birlikte yaşadığımızı düşünürsek ikimize yetecek kadar para kazandığını söylüyor. Bu konuda tartışmayı denedim ve hatta müzik mağazası asistanı olarak işe bile girdim ama Minho bunu öğrendiğinde bana kızdı. beni seviyor ve benimle ilgileniyor. isteyebileceğim tek şey bu.

Saat şu anda akşam 9 ve Minho yarım saat içinde dönecek. O kadar sıkılmıştım ki televizyondaki kanalları gezmeye başladım.

Uzun süre diziyi izledim. Ben farkına bile varmadan, bitmişti.

"Beni yine televizyonda izliyorsun. Ben yokken bile bana doyamıyorsun, değil mi lia?" diye sordu kulağımın dibindeki bir ses. Eve girdiğini duymadığım için yerimden sıçradım."ahh,! beni korkuttun" diye bağırdım. Şaşkın yüzüme gülmeye başladı. Hala kanepenin arkasında durarak alay etmeye devam etti. Arkamı döndüğümde kanepede diz çöküp ona doğru baktım. Kollarını tuttum ve onu kanepenin arkasına çektim, gülmeye başladı, bu da beni kıkırdamaya sevk etti, sonunda ikimiz de masaya dikkat ederek yere yuvarlandık.

Bir noktada durduk ve hâlâ yerde yatarken birbirimizin gözlerinin içine baktık.

hala doğru düzgün kalkma zahmetine giremiyoruz. "Seni bu yüzden seviyorum" dedim aniden. Minho kendi tarafında olacak şekilde döndü, ben de onu kopyaladım. Uzanıp eliyle yüzümü avuçladı. "Sen benim en iyi arkadaşımsın, küçüklüğümüzden beri her şeyi birlikte yaptık. Ünlü olduktan sonra bile beni hiç unutmadın ve ben senin olduğum gerçeğini seviyorum. Teşekkür ederim" sesim daha da alçaldı

"Ben de seni seviyorum lia. Seninle tanıştığım ilk günden beri, seni benim yapmam gerektiğini biliyordum. Hala en yakın arkadaşıma aşık olduğuma inanamıyorum. Sen benim için her şeysin, hatta daha fazlasısın" dedi, ardından alaycı bir gülümseme yüzüne yayıldı.itirafına kıkırdadı. "Gece yarısına kadar kampa varmak istiyorsak bu gece yola çıkmalıyız" dedi. Söylediklerine inanamadığım için yüzüm bu sözlerle aydınlandı.

"Gerçekten mi? Gidebilir miyiz?!" diye bağırdım. Başını salladı ve ben hemen kalkıp toparlanmaya başlamak için yatak odamıza koştum.