8.Bölüm

88 9 0
                                    

1 Ay sonra
Karargahta ki son işlerimi de halledip giyinmek için odama doğru ilerledim bugün Selvi bizi akşam yemeğine davet etmişti timce ben biraz erken gidip yardım etmek istiyordum sonuçta kadın 5 tane izbandut gibi herifi doyurmak için nerdeyse bir tabura yetecek kadar yemek yapmalıydı.

Yağızın dizlerimde uyuyakaldığı gece uyuduğuna emin olduktan sonra üzerini örtüp,yüzünü ezberleyene kadar inceledikten sonra kendi evime geçmiştim,kaşları çatık huzursuz bir uykunun içinde olduğu belli olduğundan ses çıkarmamaya çalışmıştım.

 Ufacık bir temas bile kalbimin göğüs kafesime vurmasına sebep oluyordu,Eylül'ün ailesi Eylül burda yalnız kalmasın diye onunla beraber kaldığını aslında Kahramanmaraşta oturduklarını öğrenmiştik,Eylül de bu şehirde kalmak için hiç bir nedenim kalmadı diyince ailesiyle beraber Kahramanmaraşa geri dönmüştü bu süreçte elimden geldikçe her akşam ziyaretine gidiyordum bu bir aylık süreçte biraz daha kendine gelmişti.

Yağız Alparslan ve diğerleri de tek bırakmıyordu Eylülü her gün arayıp bir şeye ihtiyacı var mı diye soruyordu gerçekten de emanetlerine gözü gibi bakıyorlardı.

Bu süreçte kılıç 2 kez göreve çıkmıştı sınır dışında Türkmen köylerine yapılacak baskını engellemişlerdi bu artık basit bir görev olarak geliyordu çünkü buna alışmak zorunda kalmıştık şerefsizler rahat bırakmıyorlardı bir türlü yakamızı.

Yağız o günden sonra bana olan davranışlarını değiştirmemişti sadece eskisi kadar soğuk değildi bazen gerçekten de çok ilgili davranıyordu, gözlerinde bazen anlamadığım duygular yakalıyordum bana bakarken ama benim ona olan hoşlantım artıyordu bu süreçte timin hep yanında olmaya çalışmıştım sürekli akşam yemeklerine bana çağırıyordum,çünkü adam akıllı beslenmediklerini biliyordum.

Yağızla göz göze gelince heyecandan gözlerimi kaçıran hep ilk ben oluyordum,o genelde gözlerini kaçırmadan açık açık inceliyordu beni.

 Bu süreçte timle bağım daha da kuvvetlenmişti,beni kız kardeşleri yerine koymuşlardı.

Sadece nedense son iki haftadır Teğmen Bahar gözüme batıyordu sürekli Yağıza yakın olma çabalarındaydı her gün eli dolu geliyordu kendim yaptım diye tutturduğu ama hazır olduğu belli olan yemekleri zorla yedirtmeye çalışıyordu Yağıza
Şeytan diyor kes ellerini bir daha getiremesin yemek memek
Yağız çok sıcak davranmıyordu ama  soğuk da davranmıyordu normaldi bazen kibarca istemediğini belirtiyordu bazen de Baharın uzun süren ısrarları sonucu yemek zorunda kalıyordu,kılıç bu halden memnundu onlar olaya yemek amaçlı bakıyordu.

Ben ağzımı bile sürmüyordum yemeklere bir kere ben daha güzel yemek yapıyordum ,en azından hazır alıp kendim yaptım demiyordum.

Yağızın en sevdiği yemeğin mantı en sevdiği tatlının da sütlaç olduğunu öğrenmiştim yine bir akşam yemeğine geldiklerinde şans eseri öğrenmiştim.

Üstümü değiştirdikten sonra karargahtan çıkmadan bizimkilerin yanına uğramak için odaya gittim, kapının kulunu indirip içeri girdiğimde derin bir nefes aldım yine ve yine her gün görmek zorunda olduğum senaryo dönüyordu.

Bahar elinde koca bir kaseyi Yağıza uzatmış yemesine ikna etmeye çalışıyordu,Emre ve Kaan aralarında konuşuyordu,Ramazan abi ortalıkta görünmüyordu,Alparslanda sessizce Baharla Yağızı izliyordu.

Gerçekten Baharın bu emrivaki durumlarından sıkılmıştım hayır yani adam istemiyor yani hala neyini zorluyordu ki Yağızın arkası dönük olduğundan beni görmemişti usulca Alparslanın yanına ilerledim.

''Alp ne oluyor burda kardeşim''

Ne bu tantana kardeşim ya

''Nolacak Beyza gelin adayımız Bahar yine bir şeyler getirmiş bu sefer de mantı yaptım saatlerce uğraştım diye kakalamaya çalışıyor hazır mantıyı''

AKÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin