Mafya'ya Çattık "Tamamlandı"

1| Bir lahmacun meselesi

EVVET EFENDİM HOŞGELDİNİZ. DÜNYA ÜZERİNDE VAROLAN BİR CRİNGE KURGU DA BENİM YAZMAM GEREKİYORDU ve buradayız muaah🦍💨🎀

Böyle mafyamsı birşeyler olsun diye girişmiştim aslında ama nasil oldu asiri libido ama ayni zamanda da soft bir erko yaratmayi basardim. Neyse ayol çok konuşmuyorum HOŞGELDİNİZ TOTOSUNU (sadecekizlaruzerinealinsinlutfen) YEDİKLERİM siz buyurun hikayeye.

🌥

Lahmacunlarımı masanın üzerinde bırakıp aniden gelen telefonla olay yerine gelmiştim ve tam anlamıyla açlıktan karnım kendini sindirmeye başlamıştı.

Yerdeki cesete bakarken gözlerim doluydu, ağlamaklı, duygusal bir bireydim. Sebebi suratı kaymış, ağzı kulaklarına varmış bu adam değildi. Hayır. Sebebi onlardı. Limonları, maydanozlarıyla birlikte masanın üzerinde beni bekleyen mükemmelliyetlerdi.

Botumun ucuyla dokundum, dizlerine, "İyi misin dark web killer?" diye sorduğumda ses vermedi. Polis ekiplerine dönerken sırıtıyordum. "Bayılmış pezevenk."

Her zamanki gibi aşırı ciddi iş arkadaşlarım, ultra mega üstün zeka pro esprilerimi anlamayarak bana göz devirirlerken elime geçirdiğim eldivenle yere çöktüm, ölüyü incelemeye koyuldum.

"Nasıl ölmüş?"

"Valla anlasak sizi çağırmazdık Savcı Hanım."

Dudaklarımda belli belirsiz bir gülümseme belirirken kalkışa geçen egomu gizlemeyi başararak boğazımı temizledim. "Kimliğini tespit edebildiniz mi?"

"Kaya Holding'in sahibinin oğlu."

"Heee," Elimin tersiyle önüme gelen saçları iteklerken bir nefes verdim. "Oysa sorun yok. Haketmiştir."

"Pardon?" sesli mi söylemiştim ben onu ya? Allah Allah ehe.

"Bir şey yok kardeşim." Ellerimi çırparak ayağa kalkıp sırtımı gererken üzerimdeki gözleri umursamıyordum. "Geldim," Zengin züppeydi zaten. "Gördüm," Maymundan önce doğan suratı kanlar içindeydi. "Açım." Lahmacunlarımı masada bıraktım! "Gidiyorum ben." Yakışıklı Mustafa'ya elimdeki not defterini fırlatarak göz kırptım.

"Sende."

"Eyvallah aslan ablam."

Elimi kalbime götürürken gülerek selam verip olay yerinden çıktım.

🦍🦍🦍

"AAAAHHH" kafamı trabzanlara vura vura merdiveni çıkarken neden üçüncü kat tuttuğumuzu sorgulayıp duruyordum. "Yeter, on sekiz." Hayır, para da vardı yani. "Yeter, on dokuz." Ne diye hâlâ öğrenci evinde kalıyorsak. "YETHERRR!" Dizlerimin üzerine bırakırken kendimi bir basamak daha çıktım. "Yirmi."

Önümdeki, katın son üç basamağına baktım. Kızlarla yola çıkan aklımı s... Seveyim. Popomdan aldığım nefeskerle trabzana tutunup kendimi yukarı çektim. Basamaklar biterken cebimdeki anahtarı güçlükle deliğe sokup sağ sol yaptıktan sonra kapıdan içeriye girdiğimde göt artı bir evimizdeki mutfak masasıyla göz göz gelmiştim.

Sol gözüm kendiliğinden kırpışmaya başlarken boş yemek paketlerine bakıyordum. Ellerimle gözlerimi ovaladım. Rüya annem, rüya. Baktım, boş. Rüya, rüya. Bir gözümü açarak baktım. Boş. Diğer gözümü açarak baktım.  Boş. Farkındalık ruhumu ele geçirirken acılı Adana yüklü serzenişimle mutfağa koştum.