15-SAVAŞMADAN KAYBEDEMEZLERDİ

160 19 636
                                    

Bölüm şarkısı: Mockingbird- Eminem

Haziran 22

Sabah kalktıklarında Victoria, Bay ve Bayan Black'i geldiğinden beri ilk defa gördüğü için onu evlerinde misafir ettikleri için teşekkür edip onlarla beraber kahvaltı masasına oturmuştu. Sirius hala uyanmadığı için onlar sohbet ederken Regulus Sirius'u uyandırmaya gitti.

Odaya girdiği gibi abisinin yatağına ilerleyip uyandıracakken gözü masanın üzerindeki parşömenlere takıldı. Sadece ilk hitap bölümü yazılmıştı, sonra muhtemelen uykusu olduğu için sabaha erteleyip uyumuştu Sirius.

Sevgili küçük erkek kardeşim James,

Regulus gerçekten kalbinin kırıldığını hissetmişti, o kendinden büyük birine saygıdan da olsa abi diyemiyorken abisinin onun yerine çoktan birini koymuş olması içine oturmuştu. Birkaç dakika orada öyle durmuşken en sonunda taşlaşmış kalbi ile soğuk bir sesle abisini uyandırdı.

"Kalk!"

"Offff, git başımdan!"

"Elimde olsa hiç gelmezdim ama annemler seni masada bekliyor. Daha fazla oyalanmayı kes ve kahvaltıya gel."

Sirius biraz daha kıvrandıktan sonra yatağından çıkabilmişti. Regulus onun işlerini halletmesini beklerken kafasında yankılanan sesleri duymamazlıktan gelmeye çalıştı.

Onun kardeşi Potter, sen değilsin!

Senden nefret ediyor.

Başkasını tercih etti.

Seni asla sevmeyecek.

Sonunda kahvaltıya indiklerinde Regulus'un kalbi Victoria'yı görür görmez daha az acımaya başlamış, içine bir huzur serpilmişti. Kıza kocaman gülümsedi ve karşısına oturdu.

"Günaydın Victoria... Yani, günaydın herkese!" batırmıştı.

"Günaydın oğlum." dedi Walburga iğrenç gülümsemesi ile kurtarmak için Victoria'yı satın aldığı oğluna bakarken. Victoria onun ve kocasının kalplerinin iğrençlerini tam anlamıyla yansıtan gülümsemelerini görür görmez midesinin bulandığını hissetti ama bir şey demeden önüne döndü.

"Bana günaydın demeden kalk diyor, hanımefendiye gelince 'Giniydin Victoria!' Ne kadar da iki yüzlüsün!" dedi Sirius göz devirerek. "Günaydın Victoria" derken yüzünü buruşturmuş, sesini inceltmiş bir şekilde Regulus'u "taklit" etmişti. Daha doğrusu taklit etmeye çalışmıştı.

Victoria onların bu haline güldü ve Regulus'a döndü.

"Günaydın Reggi- Regulus" yanlarında Bay ve Bayan Black olduğu için saygılı olmak adına Regulus'a adı ile seslenmişti.

Herkes yemek yemeye koyulduğunda yemek biter bitmez Walburga Black bahçede çay eşliğinde kitap okumaya, Orion Black ise teraslarında günün gazetesini incelemeye gitmişti. Sirius odasına çekilmiş muhtemelen yarım bıraktığı mektubu tamamlayıp gönderecekti. Victoria ve Regulus yalnız kaldıklarında salonda yan yana oturup sohbet etmeye başladılar.

"Sadece yirmi gündür görüşmüyoruz ama seni çok özledim."

"Bu ev gerçekten cehennem gibi, ben bile dayanamıyorum. Sirius nasıl dayanıyor acaba." Regulus'un aklına bugün abisinin odasında gördüğü yazı geldiğinde gözlerini yere çevirdi.

"Bizimki için de aynısı geçerli, ablam da olmayınca dayanılmaz oluyor." Victoria aklına gelen anılar ile Regulus'a sarıldı ve başını çocuğun omzuna koydu. İki çocukta birbirini o kadar iyi tanıyordu ki bir problem olduğunu anlamışlardı.

KEHANET//Regulus Arcturus Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin