oy vermeyi unutmayalım, keyifli okumalar❤️
Kasımda aşk başkadır derler. Gecenin beraberinde şiddetlenen soğuk rüzgarlar tenini buz kesmiş, yanakları ve küçücük ağzı burnu kızarmıştı. Usul usul gitti sahne arkasına, adımlarında yersiz bir telaşın ve aklını kaybettirecek bir korkunun gölgesi vardı. En son biri onu ne zaman böyle özel hissetmişti bilmiyordu ama içinden bir ses bir daha bu kadar özel hissedemeyeceğini söylüyordu.
Chan onca kalabalığın içinde bir bakışta kolayca kendisini bulup gözlerinin içine baka baka ona yazdığı şarkısını okumuştu. Geri dönüş yok diyordu. Felix de zaten artık dönmek istemiyordu. Eli ayağı buz kesmişken göğsü tüm bu soğuğa inat sıcacıktı. Bu saf, uysal hisler ona çok ters, yabancı geliyordu. Ayak uydurabildiğine emin değildi. Ama hislerinin tamamen samimi olduğuna ilk defa bu kadar emindi.
Hiçbir zaman kim ne der, nasıl düşünür diye hesap ettiği görülmemişti. O öyle, kendi kafasına göre yaşardı annesini kaybettiğinden beri. Babası onunla bir daha ilgilenmemek üzere bağlarını kopartırken aradığı ilgiyi bir bar taburesinde yanına oturan rastgele bir adamda bulacağını bilemezdi. Hatta tahmin de edemezdi. Sahi ya, böyle iyi yürekli ve dürüst bir adamın izbe bir barın bir köşesinde sarhoş bir oğlanla ne işi olurdu? Hâlâ akıl sır erdiremiyordu bu şansına. Çünkü genelden ondan yana olmazdı. Ama irdeleyemeyecek kadar yorgun ve minnettardı.
Basamakları adımlarken, arka kapıdan çıkan görevliler yanından iniyorlardı. Açık kapıya yaklaştı, içeriye bir göz attı. Beklenen üçlü oradaydı. Müthiş soğuk bir kasım gecesine özlenen cinsten müthiş bir konser vermişlerdi. Felix soğuktan dona dona onunla konseri izleyen insanları gözleriyle görmüştü. Üstelik çoğu nasıl keşfedilmediklerini konuşup, isimlerini sosyal medyada aratarak uzaklaşmışlardı alandan.
Kulağını içeriye verdi. Nabız ölçse iyi olacaktı."Bu senin payın, bu da senin." Chan avucundaki zarfları önündeki oğlanlara uzattı. Onlar için hiçbir ederi olmayan iki kuruş parayı kaparak alan Jisung ve Changbin gözünde iyice küçüldü. Aç evin tok kedisi buna denirdi herhalde, onlar paraya hep açlardı.
"Çok iyiydik." dedi Changbin henüz omzundan çıkartmadığı bas gitarın teline vurup anlamsız bir gürültü çıkartarak. Yüzünde eşsiz keyifli bir ifade vardı. Yaptığı işten memnun kalmıştı, çok belliydi. Fakat sevinmek için erkendi.
"İyiydik."
Chan konuşunca Felix olduğu yerde durdu, içeri girmeye niyetini kesti. Sesi pek de neşeli değil gibiydi.
"N'oldu sana ya?" Jisung'un sorusundaki bariz endişe, şüphe içine dert oldu. Chan onları konuşurken duymuş olabilir miydi?
"Jisung'un Felix'e yatmayı teklif ettiğinden haberin var mıydı?"
İçeriye sessizlik çöktü.
"Tahmin etmiştim." diye devam etti Chan. Ama bugün duracağı yoktu.
"Bu son işimizdi, bitti."