9

183 11 2
                                    

Arkamdan Leya'nın ufak bir çığlık atıp hızla elleriyle omzuma tutulduğunu hissettim.

"Yağız bu sensin değil mi?"

"HAHAHAHHAHA!"

"Ya gülmeeee!"

"E ne yapayım sorduğun soruya bak."dedim hala gülerken.

O da bu sırada omzumu bırakıp iki kolunu sıkıca bir koluma dolamıştı. Tamam, bu sorun değil, sonuçta karanlık. Onun yaşlı ve kör bir adam olduğunu hayal edersem belki kalp atışlarımı sakinleştirebilirim.

"Uf bari biz uyuduktan sonra gitseydi."diye sitem etti Leya.

Fakat bu işte bir tuhaflık vardı.

"Aslında şu ana dek jeneratörlerin çalışmış olması gerekirdi."

"Bu ne anlama geliyor?"

"Bilmiyorum."Cebimden telefonumu çıkarıp flaşı açtım.

"Ben depoya bakıp geleceğim, şalter atmış olabilir."

"Ben de geliyorum."

"Karanlıktan korktuğunu bilmiyordum."dedim sorgulayarak.

"Sorun karanlık değil, yalnız kalmak istemiyorum."

Pekala , bu daha mantıklıydı. Deminki gibi koluma dolanmamıştı ama hala bir eli oradaydı. Buna kafamın gerisine ittirmeye çalışarak depoya doğru yürümeye başladım. Merdivenler ayağımızın altında gacırdıyordu, burası tüm evle uyuşmayan bir şekilde eskiydi.

"Ayyy!"

"Ne oldu?"dedim korkuyla dönerek.

"Örümcek ağına değdim. Iy galiba saçımda!"

Gözlerimi devirerek saçındaki ağları alıp attım. Deponun kapısını tek kolumla açamayınca Leya kolumu bıraktı ve iki kolumla zorladım. Bir süre uğraştıktan sonra sıkışmış olan kapıyı açabilmiştim.

Leya'nın eli hemen kolumdaki yerini tekrar aldı. Buna alışmasam iyi ederdim. İçerisi tozlu ve karanlıktı. Ve dolu.

"Şu beşik de neyin nesi?"

"Çocukluğumdan kalma."dedim lafı kısa kesip şaltere doğru ilerlemeyi isteyerek. Bu oda anılarla doluydu, ihtiyacım olmayan anılar. Yine de babamın bu beşiği saklaması beni şaşırtmıştı.

Leya'nın pes edeceği yoktu ki beni de çekiştirerek beşiğe yaklaştı ve içinden bir şey çıkardı, yeşil bir şal.

Bu şalı anneme dair sahip olduğum tek fotoğraftan tanıyordum.

"Ne kadar şıkmış! Babandan beklemezdim."dedi heyecanla şalı boynuna dolayarak.

"Babamın değil, annemin."

Leya'nın heyecanlı yüzü düştü.

"Pardon."diyerek şalı çıkaracaktı ama engel oldum.

"Dursun, yakıştı. Gözlerinle uyumlu oldu."

Leya bana gülümsedi. O an dünya durmuş gibiydi. Biz ikimiz bu karanlık depoda şu koca dünyadaki tek kişilerdik. Boğazımı temizleyip arkamı döndüm.

"Şu şalteri halledeyim." diyerek hızla odanın diğer köşesine ilerledim.

Bu çok garipti, şalter atmamıştı.

Kafam karışmış bir şekilde Leya'nın yanına döndüğümde o ilgiyle bir şeye bakıyordu.

Wii oyun konsolu.

"Çocukken baya oynardık."dedim.

Kafasını sallamakla yetinip geri yerine koyduğunda ordan aldım. Bana garipçe baktı.

Koruyucu Melek~LeyyağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin