Not:Medyada soldaki Noah sağdaki ise Natasha (ceket giyen Natasha)
"Sana etobur perdelerle dolu bir eve gitmenin kötü bir fikir olduğunu söylemiştim Natasha..."
NoahNoah
Sokakta acele etmeden yürüyorduk. Belli bir hedefimiz yoktu... Eee hayatta kalmayı saymazsak tabiki...
Natasha ara ara beni yokluyordu. Her an aptalca bir şey yapabilecekmişim gibi bakıyordu bana...
Eh pek haksız da sayılmazdı.
"Ne yapacağız?" Diye sordum Natasha'ya.
Omuz silkti. "Şehir dışına çıkmak en iyisi olur. Yakalanma riskimiz azalır. Burada birileri bizim mutlaka taşıyıcı olduğumuzu biliyordur" dedi.
Gözleri parlıyordu. Her zaman olduğu gibi dik bir duruşu vardı. Ama ara sıra bakışları ayaklarına kayıyordu ve yüzünü burusturuyordu.
Bunun bir alışkanlık falan olabileceğini düşündüğümden bir şey söylememeyi karar verdim.
"Bir araç bulmamız gerekmez mi?" Diye sordum.
"Haklısın" diye karşılık verdi. "Bir araba fena olmazdı"
"Kullanmayı biliyor musun?" Diye sordum şaşkınlıkla.
"Eh biraz doğaçlama yaparız olur biter... Sorun aracı bulmakta" dedi. "Şey ayrıca sana şunu vermeliyim."
Bunu derken bir yandan da bana bir bıçak uzattı.
Şaşkınlıkla bıçağa bakmaya başladım. "Bunu... Bana mı veriyorsun?" Dedim kekeleyerek.
"Hayır ne alakası var annaneme veriyorum..." dedi. Ve tekrar bakışları ayağına kaydı.
Gözlerim büyüdü. "Gerçekten mi?" Diye sordum. Beynim hata vermiş gibi hissediyordum.
Natasha bir kahkaha attı. "Tabi ki sana veriyorum Noah" dedi.
Ciddi duruşu yerini gülmeye bıraktı. Ancak yüzünde hala acı çekermiş gibi bir ifade vardı.
Kızardım. "Şey... Ben..." Diyebildim. Bu halim Natasha'yı daha da güldürdü.
"Ah... dediklerimi unut... Ve al şu bıçağı..."
Gülümseyerek uzattığı bıçağı aldım. Eh bunu kullanmama gerek kalmayacağını umuyordum.
Tahmin ettiğiniz gibi... Yanılmışım...
Aslında her şey iyi gidiyordu... Ta ki etobur perdelerle dolu bir eve girene kadar. Eh bu Natasha'nın fikriydi!
Her şey Natasha'nin yere yığılmasıyla başladı...
En fazla yarım saattir yürüyor olmamıza rağmen Natasha çok yorulmuş gözüküyordu.
"İyi misin?" Diye sordum.
Natasha'nın gözleri yine ayağına kaydı. Yüzü bembeyaz olmuştu. "Bir şeyim yok. Hadi devam edelim" dedi.
Ama alt dudağı titriyordu.
"İyi değilsin" dedim. Ses tonum istediğimden daha endişeli çıkmış olacak ki Natasha tekrar yüzünü buruşturdu.
Yutkundu. "Yok bir şey" dedi. Gözleri sürekli ayağına kayıyordu.
Tam karşı çıkacaktım ki Natasha gözlerini kapadı. Yavaşça yere doğru yığıldı."Ah" diye inledi.
Telaşlı bir şekilde "Ne oldu?" Diye sordum. Yavaşça yanına çöktüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taşıyıcılar:Ölümcül Proje [DÜZENLENİYOR]
Science FictionBasit bir hata gibi görünen bir deney.... Bu deneyin sonuçlarına katlanmak zorunda olan çocuklar... Acaba her şey göründüğü kadar şeffaf mı? Yapılan bu yanlışlık gercektende bir hata mı yoksa kasti mi? Amaç ne? Taşıyıcıları öldürmek mi? .......... ...