"Ah,nerede kalmıştım Noah?' Diye sordu Lawrence. Dişlerimi gıcırdattım. "Kötü karakter konuşması yapıyordun'"
NoahNoah
Başımda bir ağrı hissettim. Gözlerim ağırlaştı. Ağzımın kenarından kan akıyordu.
Korkuyordum.
Başım sert zemindeydi. Kulaklarım uğuldamaya başladı.
Yanı başımda belli belirsiz bir siluet görüyordum.
"Vay,vay,vay..." dedi çok tanıdık bir ses.
Yutkundum. Başım patlayacak gibiydi.
"Kimleri görüyorum burada" diye devam etti tanıdık ses. "Alexandra?"
Başımı zorlukla kaldırdım.
Karşımda o duruyordu hayatımı mahveden kişi.
"Sen..." dedim kısık bir sesle. "Senden nefret ediyorum"
Lawrence bir kahkaha attı. "Evet, seni yeniden görmek de hoş Alexandra"
Dişlerimi sıktım.
"Benden ne istiyorsun?"
"Hiiiç" dedi Lawrence sırıtarak. "Belkide 6 ay önce kaçmanın intikamını almak istiyorumdur, belkide seni öldürmek, değil mi?"
Başımı tekrar yere dayadım. Ayağa kalkamıyordum.
"Hıh" dedi Lawrence. "Sen daha güçlü bir kızdın Alexandra"
"Kapa çeneni" diye gürlerdim.
"Ayrıca tüm saygını da kaybetmişsin Alexandra"
"Kapa çeneni dedim sana"
"Ah, annen görse hayal kırıklığına uğrardı"
Beynimin bir elektrik akımına katıldığını hissettim ve daha nasıl olduğunu anlamadan kendimi Lawrence'in boğazına sıkı sıkı sarılmış halde buldum.
Onu öldürecektim.
Lawrence öksürdü ve karnıma bir tekme attı.
İnleyerek yere yığıldım. "Ah" dedim karnımı tutarak.
Lawrence takım elbisesini düzeltti.
"Galiba kolay yoldan bunu anlamıyorsun Alexandra." Dedi. "O zaman zor yoldan yapmalıyız"
Kendimi kusacak gibi hissediyordum. Jess ve Milen'in daha iyi durumda olmasını umdum.
Lawrence eline telefonunu aldı ve bir numara tuşladı.
"Denek 13 hemen buraya" dedi Lawrence ve sonra telefonunu cebine geri koydu.
"Merak etme bugün ölmeyeceksin Denek 8" dedi bana bakarak. "Sana daha ihtiyacım var"
Gözlerimi kapadım.
Yaşamım boyunca bazı şeylerin ölümden bile kötü olduğuna defalarca tanık olmustum.
Lawrence'a dik dik baktım.
Tam bu sırada demir kapı gıcırdayarak açıldı.
İçeri benden bir iki yaş büyük bir kız girdi.
Kız kelimenin tam anlamıyla ürkütücüydü.
Kısa siyah saçları ve ürkütücü koyu mavi gözleri vardı.
Deri bir ceket ve ucunda küçük demir parçaları olan uzun botlar giymişti. Her an bir kavgaya katılıp birilerinin ağzını burnunu dağıtacak gibi bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taşıyıcılar:Ölümcül Proje [DÜZENLENİYOR]
Ciencia FicciónBasit bir hata gibi görünen bir deney.... Bu deneyin sonuçlarına katlanmak zorunda olan çocuklar... Acaba her şey göründüğü kadar şeffaf mı? Yapılan bu yanlışlık gercektende bir hata mı yoksa kasti mi? Amaç ne? Taşıyıcıları öldürmek mi? .......... ...