Anı 4(Üzücü)

199 29 12
                                    

Depremden sonraki bir iki ay bayağı kötüydüm İstanbul'da yaşıyorum ama yine de yediğim yemeği bile bir süre yutkanamadım çünkü ben burada normal bir hayat yaşarken küçük çocukların hâli, haberler, insanların kayıp ve anıları... Elimden bir şey gelmeyince daha da çok moralim bozulduğu zamanlardı bu yüzden Dr'mde sinir patlaması gibi bir şey yaşamamıştım.

Uzun, siyah, dümdüz, parlak siyah saçları olan bir kadın vardı sadece o büyüleyici saçları aklımda bir de 20-25 yaş arasında görünüyordu. İyi bir kadındı ve ansız ölümü zaten bozuk olan sinirlerimin daha da üzerine gitmişti.

Sıkıcı evime tekrar geldiğim de annem ruh gibi evde dolanmaya devam ediyordu. Salona geçip yere oturduğunda ben de karşısına geçip alnımı kucağına gömmüştüm, kafasını kuma gömmen deve kuşu gibi. Sadece titriyordum içimde birçok şey baskılandığı için ama benden nefret eden annem tepki vermek yerine sessizce oturmaya devam ediyordu.

Bir süre sonra zaten dayanamayıp hayatımda ilk kez bağıra bağıra ağlamaya başlamıştım. Normalde sessiz olurdu ama ilk kez nerdeyse yalnız olduğum ve zaman bir anlığına durmuş gibi olduğu için kendimi tamamen serbest bırakmıştım.

Yardım etmeyeceğini bilsem de annemin üzerindeki kazağı çekiştirip karşılık almaya çalışıyordum. "Anne çok acıyor! Hepsi ölüyorlar! Ben dayanamıyorum!" Epey uzun bir saat başım ağrıyana kadar ağladıktan sonra annem hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp mutfağa gitti.

"Akşam yemeği için ne istersin?"

"Anne... Bir şey yap... Ben işe yaramazım, acıyor..." son bir kez bana göz ucuyla bakıp tekrar mutfağa döndü.

Daha sonra daha fazla orada kalmak istemediğim için geri gelmiştim ama tüm gün yine ruh gibi gezdim.

Hâlâ deprem ile ilgili bir şey görmeye dayanamıyorum.

Gerçek ShiftingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin