Anı 5

98 12 7
                                    

"Defol pislik!" İki sokak ötedeki komşum beyaz büyük köpeğine tekme savurarak onun düşmesine neden olmuştu. Belime sakladığım bıçağıma elimi atmıştım ki etrafın fazlaca kalabalık olduğunu fark ettim. Yöneticilerin cinayetten haberi olması başıma iş açacağı için bu sorunu sessizce halletmeliydim.

"İki hafta önce bir çocuğu öldürmüşken burada bir köpek için mi bıçak çekeceksin Ferhin?" Arkamdaki evin ilk katındaki balkondan Câmil sırıtarak bana bakıyordu.

(Sarışın 180-190 arası boyunda düşmanım sayılan birisi)

"Ne yapacağımı sana sormuyorum." Pekte yüksekte olmayan balkonda atlayarak yanıma geldi. Epey uzun boylu olduğu için yüzüme eğildi. "Deme böyle Ferhin'ciğim... Hazır İsaac de yokken birlikte eglenebiliriz... Seni parçalayıp yememe izin ver!"

Kuralları ihlal etmeyerek yüz ifademin donuk bırakmaya devam ettim. (Kural bilmem kaç: Mimiklerini kimse görmemeli) bu kural beni zorlamayan tek kural olduğu için sorun yaşamıyorum.

"Aç gözlülük yapmamalısın. Ve çekil önümden işim var." Yanından geçerek tek başına kalan zavallı köpeğin yanına gittim. Beyaz tüyleri kirlenmiş ve mahsun mahsun bakıyordu. Biraz büyük olduğu için kucağıma almam zor olmuştu ama sahiplerin görmediğinden emin olunca köpeği de alarak oradan kaçtım.

Evim yakında olduğu için şimdilik köpeği oraya götürdüm ama en az annem kadar benden tiksinen ablam kınayıcı bakışlarını üzerime dikmişti. "Kendi fazlalığın yetmedi bir de köpek mi getirdin. Nereden çaldıysan geri götürüyorsun!"

"Aptal fikirlerine ihtiyaç duymuyorum." Köpekle daha sonra ilgilenmek için onu yere bıraktım. "Senin dilin fazla uzadı-"

"Babamın yanına gitmek istemiyorsan beni rahat bırak." Mimiklerimi kullanamıyor olabilirdim ama orası daha çok göz temaslarıyla duyguların aktarıldığı bir gerçeklik. Ki bakışlarımdaki rahatsız ediciliği hissettiği için susup gitmişti.

"Birazdan polisciklerle uğraşmam gerekecek Ferhin'im, neden başına dert açıyorsun?" Câmil'in rahatsız edici varlığını tekrar hissettiğimde bıkkınlıkla nefes verdim. Bugün ondan kurtuluşum yok belli. "Sorun değil."

"Neden boş arsanın oraya gitmiyorsun? Orası kimsenin aklına gelmez."

"Gideceğim ama sen dediğin için değil kendi istediğim için." Bacaklarıma yapışan köpeği tekrar kucağıma alıp oraya gittim. Boş arsada ortada duran taşın üzerine oturdum ve birkaç saniye de olsa düşünmeye başladım. Ama sinirimi bozan siren seslerini duyunca oturduğum yerden doğruldum. O aptal bilerek polisleri hayal etmeme neden oldu.

Aren olsaydı çoktan bu sorunum hallolmuştu.

"Yardım etmemi ister misin? Yanıma oturan 20'li yaşlardaki kıza doğru döndüm. Gözünün altında Mikasa'nınki gibi bir yara vardı, büyük ihtimalle oydu da zaten. "Hayır diyemem."

Polislerle benim için konuşup onları başımdan savmıştı. Ablam ve annem polislerin beni almamasından hayıflanırken ben köpeği Mikasa'ya bırakıp geri dönmüştüm.

Sıkıcı bir gündü ve Aren olmadığı için Câmil illaki bana zarar verecekti bunlarla uğraşmak istememiştim.

Gerçek ShiftingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin