6.BÖLÜM

14 3 0
                                    

                  @S1R9F9E8 ' e ithafen...

        Notlarımı tamamladıktan sonra her şeyi çantama rastgele toplayıp ayağa kalktım. Benim bu tavrıma karşılık Bedel önüme geçti ve sert bir mizaçla sordu.

         - Nereye ?

        - Cehennemin dibine. Bu seni ilgilendirmez. Sizin işiniz bitti,  bundan sonrasına karışmayın.

       Bedel benden daha inatçıydı anlaşılan.

      - Ben senden değil,  Yeşilli'den emir alıyorum ve o bana,  görevi tamamlayana kadar seninle kalmamı söyledi.

       Güldüm. Neyi tamamlamaktan bahsediyordu bu?  Benim görevim ölmekti, öl - mek !

       - Görevimin ne olduğu hakkında bir fikrin var mı Bedel ?

      Benim bu ciddi tavrım,  onda tedirginlik uyandırdı. Birkaç saniye donuk donuk bana baktı.

     Bu sefer başımı Ulaş'a çevirdim. O da nefesini tutmuş benden cevap bekliyordu.  Melodi'nin ise korku nakşetmişti mimiklerine.

       - Görevim...

Dedim her birini süzerken ve derin bir nefes verip devam ettim.

        - Kırmızı Rakun'u öldürmek.

                 
                  ¤               ¤               ¤

        Hayat dev bir satranç...
Oyunu bilmezsen , başkalarının elinde piyon olursun. Stratejik oynamazsan şah -mat  derler , tahtaya gömülürsün. Ya oyunu oynayan olmalısın ya oynayan... Eğer oynuyorsan unutmamalısın;  bu tahtada oynayan şahta olabilir vezirde, kalede olabilir piyonda... Ama fark şudur , piyon yenilirse kimsenin kaybı olmaz , şah yenilirse oyun biter. Ben tam da burda piyon olduğumu ispat ediyorum. Ben ölsem bile bu oyun bitmeyecek.  Ama ya Rakun ölürse ?

       - Benim kaybedecek bir canım var,  onuda bu göreve takas ettim. Sizinse kaybedecek çok şeyiniz var. Bu yüzden uzak durun. Yeşilli'yle ben konuşurum.

       - Saçma sapan konuşma Z ! Rakun'u nasıl öldüreceğini düşünebilirsin. Polis bile bulamıyorum izini. Öldürdüğü adamların cesetleri bile buhar olup uçuyor. Rakun sıradan bir katil de değil!  Dünya çapında bir ünü var. Ve da-

      - Bedel ! Bunların hepsini gayet iyi biliyorum.

     - O halde kafayı yemişsin.

Dedi bunun üzerine Ulaş. Bense korktuğumu gizlemeye çalışarak devam ettim.

        - Ne derseniz artık... Şimdi çekilin yolumdan.

       Tam çekip gidecekken Melodi'nin mırıltısı hepimizi olduğumuz yerde dondurdu.

         - O... Burda.

      O an  duyduğumuz tek şey korkuyla çarpan kalp seslerimizdi. Tüm bedenim uyuşmuştu. Hiçbir azâmı hissetmiyordum. Buz tutmuştum.  Evet,  onu öldürmek için gelmiştim buraya. Ama bu kadar erken ve hazırlıksız yakalanmak hiç hesabımda yoktu.

      İçerdeki odalardan birinin kapısı yavaşça kapatıldı. Ulaş,  Bedel'in kolunu tutup yanına çekti. Şimdi kapıyla yüz yüzeydim.  İlk hedef bendim.

      Melodi'nin korkudan ağlamaya başladığını fark ettim. Ulaş anında yanına oturdu ve  sımsıkı sarıldı. Bedel sürekli olarak yutkunuyordu. Ulaş ise öfkeliydi. Ve sonunda kelimeleri soluyarak konuştu.

Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin