Çantamıda sırtıma aldım. Cem ve adamları hala başımda alay etmekle meşguldü. Onları takmıyordum ama gerçekten varlıkları sinir bozucuydu.
-Yazık daha çok gençti kaptan.
dedi biri imâyla Cem e . O da pis pis sırıtıp cevapladı.
- En azından güzel bir kız değildi yoksa içim yanardı.
Aslında haklılardı. Gerçekten bu kez ölüme gidiyordum. Koşa koşa...
Boyunlu badimin üzerine bej renkte bir mont giymiştim. Onlara son kez bakıp fermuarımı kapattım ve duyacakları şekilde söylendim.
- Canınız cehenneme adı köpekler !
Cem alınmak yerine keyifle kahkaha attı ve ben arkamı dönmüş giderken cevap verdi.
-Ne yaparsan yap bu kez keyfimi bozamazsın Z ! Bugün senden kurtulduğum gündür.
Boynumu sağa kadar kırıp çıtlattıktan sonra başımı sağa sola sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Bu defa gerçekten kafayı yemiş olmalıydım. Bana bu görevi halletmeden gelirsem hayatımla ödeyeceğimi söyleyen Yeşilli den değil , kimsenin yüzünü dahi görmediği adını bile bilmediği efsane bir katilin pençesinden korkuyordum. Yedi yıldır Yeşilli'nin pis işleriyle meşguldüm. Verdiği her işin üstesinden geldim. Öldür dediğini öldürdüm. Patlat dediğini patlattım. Ama bu defa bu çok fazlaydı.
Yürüyerek ana yola çıktım ve sıradan ınsanlar gibi otobüse bindim. Şehrin diğer ucundaki bir kulübe gidecektim. Yeşilli orda Bedel diye birini bulmamı söyledi. Ne fark edecekse... Öyle ya da böyle ölecektim. Yanıma adam almanın faydası olmayacaktı.
Otobüs başta tıkış tepişti. Birkaç durak sonra sakinleşti ben de boşalan bir cam kenarına iliştim. Cam soğuktu. Bir an soğuğu içime çekip kendime gelmeye çalıştım. Dışarıda akan şehir gözlerime işledi.
El ele çiftler , çocuğuyla parkta oynayan büyükler , arkadaşlarıyla iyi vakit geçiren gençler... Yine içim burkuldu. Sadece onlar gibi sıradan bir hayat yaşamak istiyordum. Ne bileyim bende sınavdan kaldığım için ağlayabilirdim mesela ya da aşk acısı çeken asi bir ergen olabilirdim veya alışveriş düşkünü bir kız... Bunlar bile kabulümdü. Ailem olsaydı... Bağıran , sürekli eleştiren, öğüt veren bir ailem olsaydı. Ama olsaydı işte. Beni sevmeselerde olurdu yalnızca varlıklarını hissedebilseydim. Etek giyebilseydim mesela ya da maillerimi okuyor olsaydım. Kız kavgasını ve dedikodusunu kaçırmayan biri...
Hepsini unutun ben işe yaramaz ikinci sınıf biriyim. Ne hayalleri olabilir benim gibilerin ne hayatı. Benim gibiler sadece verilen görevi yerine getirmekle görevlidir. Bize ne verilirse onu yer, ne denirse onu yaşarız. Ölüm bile bize, bize emir verenler kadar acı vermiyor.
Otobüs durunca inip yağmaya hazırlanan yağmurun kokusunu içime çektim. Gri tonlarının tesirindeki sokak boyunca yürüdüm. Köpek havlamaları birkaç sokak öteden yankı buluyordu. Burnumun ucu çoktan buz tutmuştu. Adımlarım hızlıydı ve kafam o kulübün adresiyle meşguldü. Tenha sokakları severdim. Her zaman işime yaramıştı çünkü. Ama bu kez sokağın her karışı bana «öleceksin» diyordu. Ellerimi yenice cebime koyup soğuktan yanan gözlerimi kapattım ve sola doğru yöneldim. İşte gelmiştim. Ellerimi cebimden çıkarıp kapıyı çaldım. Sakin görünen bu cehennem , az sonra beni içine alacaktı. Kapı gıcırdayarak açıldı ve karşıma sarı saçlı şirin bir kız çıktı. Şaşırdım çünkü ilk kez bir kızı bu kulüpte görüyordum. Oysa senelerdir benden başka hiçbir kız buraya girmezdi. Tüm güvencem Yeşilli'ydi. Ona çalıştığımı bildiği için kimse bana dokunmaya cesaret edemezdi. Bu yüzden rahattım. Eğer bu kızda bu kulübe girdiyse güvendiği biri olmalıydı. Yoksa değil kendisi gölgesi bile buraya gitmeye cesaret edemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mystery / ThrillerBu benim karanlık , simsiyah hayatıma KIRMIZI 'nın giriş hikayesi... Ateş... Kan... Tüm doğrular içinde TEK YANLIŞ... Hazır olun Kaçış zamanı... Nefesinizi tutup okumaya başlayın...