15.BÖLÜM

14 1 0
                                    

Kaşımdan akan sıcak kan beynimi yaktı resmen. Bu yedinci adamdı. Nöbetleşe yumrukluyorlardı beni.

Yeşilli şu an çığlık atmamı ve af dilenmemi o kadar çok istiyordu ki buna tenezzül bile etmedim.

Sonunda sandalyeyle yere yığlınca Cem bir şeyler söyledi adamlara. O kadar çok dayak yemiştim ki kulaklarım dalga yemiş gibi bulanık bir ses işitebiliyordu.

Adamlar beni kaldırıp duvardaki zincirlere X şeklinde bağladılar. Başımı bile taşıyamıyordum.

Gözlerim kısılmıştı zaten. Dudağım bayağa önce patlamış hatta kanıyla kurumuştu.

Cem saçlarıma yapışıp başımı yukarı kaldırdı. Saç diplerime inen ağrıyla yutkundum. Eminim yüzümde buruşmuştu.

Yine bir şeyler geveledi. Sonra başımı acıtacak şekilde attırıp odayı, adamlarla, terk etti.

Halsizlik...
Susuzluk...
Uykusuzluk...

Hepsi üst üste gelince yine yetimhaneden kaçarken buldum kendimi.

Yine dövülen o çocuk...

Yine tutylmayan sözlerim...

Ölmüş müydü acaba?

ππππππππππππππππππππππππππππ


Demirparmaklıklara hapsolmuş bir bedenden çok, zincirlenmiş bir ruh acıtır insanın canını...

Kırılan kemikler değil, pişman olunan geçmiş yakar içinizi.

Ve geri alınamayan zaman...

Ve geri alınamayan sözler...

Ve tanınan gerçekler...

Ve bilinen keşkeler...

Ve sonu gelmeyen ve ler...

ππππππππππππππππππππππππππππ

Baygınlık ve ayıklık arası birkaç konuşma kulağıma olağanüstü baskı yapıyordu.

"Onu burda mı bırakacaksın? Yaşatmayacaklarını biliyorsun."

Kafama müthiş bir sancı giriyordu. Şakaklarımdan adeta beynim akıyordu. Sızlayan vücudumun cefasını dillendirmiyorum bile.

" Benim elindeyken yaşayacağını mı düşünüyorsun ? "

Bu halde bile iliklerime işledi bu kelimeler. Halim yoktu ki gözümü açıp kimmiş bu diye bakayım.

Başımı kaldırdım. Gözkapaklarıma yüklendim. Ama görebildiğim iki gölgeydi. Sesleri kulaklarım bir yerden kestiriyordu ama...

Gözlerimi kapattım tekrar açtığımda bu kez Cem vardı karşımda. Elindeki şişeleri karıştırıp dökmekle meşgul birkaç adamla...

Baygınken ne yaptığını bilmiyor insan. Az önce sadece iki kişi vardı halbuki burda.

Cem sırıtıyorken yine kapattım gözlerimi. Ben o kadar kavgaya, o kadar çatışmaya gitmiştim ama hiç bu kadar dayak yememiştim.

Buraya ne ara geldim, nasıl geldim , ne zamandır buradayım bilmiyorum .

Yalnızca işkencemi kendi cehennemimde yaşıyorum.

Aniden yüzüme çarpılan buz gibi suyla nefes nefese uyandım ve tıkanan soluğumla karşımda keyifle kahkaha atan Cem e bakıp sakinleşmeye çalıştım.

Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin