•31•

793 48 10
                                    

Bir Hafta Sonra

Ahu: bugün yine bize geliyormuşsunuz

Ahu: nedir bu ailecek bize olan sevdanız?

Voleybolcu: ailemi bilmem ama benim sana olan sevdam çok büyük:)

Ahu: testimi yetiştiremem o yüzden boşa heyecanlanma

Ahu: yanınızda fazla oturamam

Voleybolcu: o zaman ben de test kitabımı yanımda getiririm

Voleybolcu: birlikte çözeriz ;)

Ahu: sende çareler tükenmiyor valla

Voleybolcu: aslaaa

Ahu: 🤭🤭

Ahu: tamam tamam ben gidiyorum

Ahu: görüşürüz:)

Voleybolcu: görüşürüz değil mi?

Voleybolcu: görüşürüz ya neden görüşmeyelim :)

Telefonumu elimden bırakıp çayı demledim.

Kısa süre içinde kapı çaldı. Ders masamdan kalkıp karşılamaya gittim.
"Hoşgeldiniz Semra hanım" diyerek sıcak bir karşılama yaptı annem.
"Hoşgeldiniz Kemal" dedi babam da. En son kapıyı kapatıp konuşan bendim.
"Hepiniz hoşgeldiniz" dedim gülümseyerek.
Semra teyze ve Öykü'ye sıcak bir şekilde sarıldım. Kemal amcaya da kafa selamı verdikten sonra en son Selim kalmıştı. Onu da kafa selamıyla bitirecektim fakat elini uzattı ve el sıkılaştık, daha sonra kafa tokuşturduk. Kafa tokuştururken konuştu.
"Brolar bu kadar samimiyetsiz olmaz" dedi ve yapmacık şekilde güldü. Annem ve annesi hala içeri girmediği için konuştular.
"Bu nasıl selamlaşmak oğlum sarılsana düzgünce arkadaşına" dedi Semra teyze.
"Haklısın annecim" diyip beni kendine çekti. Daha ne olduğunu anlamadığımda başım göğsünde kaldı. Çok kısa süre içerisinde geri çekildik.

İçeriye çayları ve çerezleri götürdükten sonra hep beraber içeride oturduk.
"Affınıza sığınarak ben odama gidiyorum. Derslerimi yetiştirmem gerekiyor da. Onları halletmem gerek" dedim hepsine karşı.
"Kızım biraz daha otursana, daha görüşemedik bile" dedi Semra teyze.
"Dersi varsa yapsın, boş durmakla olmaz" dedi babam ordan. Evet anlamında başımı salladım.
"Peki kızım" dedi. Selim Öykü'ye kaş göz işareti yaptığında Öykü konuşmaya başladı.
"Ah, aslında benim ve Ömer abimin de dersleri var. Birlikte yaparız diye kitaplarımızı getirmiştim. Birlikte yapsak sıkıntı olur mu?"
"Şey, olmaz tabii. Birlikte çalışalım" Selim direkt ayağa kalktı ve çantasını alıp yanıma geldi. Arkadan Öykü de geldi. Hep birlikte benim odama girdik.

Selim önce odaya kısa bir bakış attı ve bana döndü. Öykü ise direkt yatağıma oturdu. Selim tekrar fotoğraflarımın olduğu yere döndü. Küçüklük fotoğraflarım... Telefonunu çıkartıp fotoğrafı çekti.
"Ya çekmesene fotoğraflarımı!"
"Çok tatlısın ne yapayım dayanamadım" dedi gülerek.
"Çok gıcıksın ya" Öykü'nün arkamızda olduğunu hatırlayınca kendimi toparladım. Boğazımı temizledim.
"Neyse, hadi derse başlayım. Gerçekten yetiştiremeyeceğim yoksa"
"Hadi başlayalım" diyerek elini çırptı Selim.
"Ama, odamda tek sandalye var. Siz bekleyin, sizin için de sandalye getireyim"
Tam kapıyı açarken Selim durdurdu.
"Dur ben getiririm" dedi.
"Peki"
"Şey, nerden getireceğim?" güldüm.
"Mutfaktan getirebilirsin"
"Okeyy"
"Bu arada Öykü sana getirmiyorum"
"Niye ya"
"Sen orda otur, takıl. Sanki ders çalışacakmış gibi niye diyor bi de"
"Hatırlatırım canım abicim, ben olmasaydım bugün buraya gelemezdik bile. Hiç kıymet bilmiyorsun"
"Nasıl yani?" dedim.
"Çok konuşma abicim" diyip Selim direkt odadan çıktı. Öykünün yanına oturdum.
"Nasıl, anlatsana hadi" dedim gülerek.
"Seni çok özlemiş abim. Okul yoktu bugün göremedim onu dedi. Senle ben arkadaşız ya"
"Evet" dedim.
"Annemgile size gelmem için ısrar etmemi istedi. Kendisi isteseydi şüphelenirlerdi" gülümsedim. Benim için böyle bir şey yapması çok hoştu gerçekten..
"Aslında gıcıklığına ilk başta kabul etmedim. Ama sonra bana 500 tl teklif etti" güldü.
"Ve ta daa. İşte burdayız" ellerimizi birbirimize vurduk.

VOLEYBOL/Texting √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin