Bilgisayarın başında oturmuş hem belgeleri okuyor hem çiçeklerime bakıyordum gözlerimi alamıyordum ki.
Telefonuma gelen bildirim sesi ile hızlıca telefonumu elime aldım fakat önüme düşen banka mesajı ile dudaklarımı büzdüm.son bir kaç saattir Karan'dan bir mesaj veya arama bekliyordum dün ki o kadar ısrardan sonra bu kadar ilgisizlik kalbimi birazcık kırmıştı.
Telefonun ekranını kapatarak geri bilgisayara döndüm ve mailleri okumaya devam ettim.
Tıklatılan kapı ile kafamı kaldırıp gir diye seslendim kapı direk açılmıştı.
İçeriye bu sabah gördüğüm bir kız girmişti elinde iki tane kupa vardı."Rahatsız etmedim değil mi?" Sesinde bir yapmacıklık vardı."Hayır gel lütfen."
"Sağol tanışmak istedim seninle Soyluların prensesi Alâ Soylu niye bu şirketi seçmiş diye." Soy adımı bastırarak söylemesi rahatsız etmişti beni.
"Seni de tanımak isterim sen beni tanıyorsun galiba." Bir kaç adım atarak yanıma gelmişti." Tabi ama önce Kahveni vereyim."
"Teşekkür ederim."Uzattığı kupayı alacakken bir anda bırakması ile sıcak kahve bütün bacaklarıma dökülmüştü."Ahh." Bacaklarım cayır cayır yanıyordu gözlerimden yaşlarımda akmaya başlamıştı.
"Ayy Alâ ben çok özür dilerim." Masanın üstünden aldığı kağıt ile bacaklarımı silmeye başladı." Ne yapıyorsun sen yaa dokunma bana." Direk ayağa kalktım ama denge de duramadığım için geri düşmüştüm."Ay napayım yaa kaydı elimden sende."
"Derdin ne senin bir süzmeler bir hareketler ne kimsin sen ne sanıyorsun kendini " Her durduğum an çok daha fazla yanıyordu canım ama yürüyemiyordum.
Hızlıca açılan kapı ile kafamı oraya döndürdüm.Karan telaşlı bir şekilde duruyordu."Alâ noldu neden ağlıyorsun güzelim?" Bir yandan şefkatli bir yandan telaşlı sesini duymam ile gözyaşlarım daha çok akmıştı."Bacaklarıma sıcak kahve döktü." Dediklerimi duyması ile hemen yanıma gelmişti.
"Abartma yaa Alâ." Kızın sesini duymam ile kaşlarımı çattım."Defol çık odamdan " Elim ile kapıyı gösterdim. Karan'ın yüzüne baktı " Kime diyorum " diye döndüm ona karan bacaklarıma baktığı için görmemişti.
Ayaklarını yere vura vura odadan çıktı."Hadi gel hastaneye gidelim." Kafamı salladım." Yürüyemiyorum ama."
"Tamam gel kucağıma." bir kolunu bacağımın altında diğerini de belinin altından geçirmişti."Çantam?"
"Bizim çocuklar alır." Benim odamdan çıkmamız ile bütün bakışlar bize dönmüştü ve bu beni utandırmıştı.
Utandığım için başımı Karan'ın boyuna saklamıştım. Saçıma konulan minik öpücüklerle Karan beni sakinleştiriyordu.
" Yok birşey güzelim iyi olacaksın."
Onun sözleriyle daha sakinleşiyordum.
"Canım çok yanıyor."
"Geçecek sakin ol güzelim"
Arabaya bindiğimizde Karan hem elimi tutuyordu. Hem de arabayı sürüyordu.
Arada bana bakıyordu. İyi olup olmadığımı kontrol ediyordu.
Ona döndüğümde bakışlarımız keşisti.
Birbirimize gülümsedik.
Hastaneye geldiğimizde Karan arabadan inip benim kapımı açtı. Beni kucağına aldı. Ve hastaneye girdik. Hemşireler arkasından geliyordu.
Karan hemşirelere dönüp konuştu.